İşte Odatv yazarı Yusuf Yavuz’un köşe yazısının ilgili bölümü:
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, günlerdir Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Rize’nin İkizdere ilçesindeki taş ocağıyla ilgili yaptığı açıklamada, “İhtiyaç duyulan deniz suyuna dayanıklı taş rezervi konusunda mevcut taş ocakları da dâhil tam 10 yerden numuneler alınmış, uygun taşın burada olduğu bilimsel ve tarafsız kurullar tarafından tespit edilmiştir” görüşünü savunmuştu. Ancak Bakanlığın projesi olan Cevizlik köyündeki taş ocağıyla ilgili ÇED raporunda ise madencilikte, formasyonun oluşum koşullarına bağlı olarak bölgesel bazda yer alternatifinin söz konusu olmadığı belirtilerek, “İşbu dosyaya konu proje kapsamında belirlenen ÇED Alanı içerisinde cevher oluşumu tespit edilmiştir. Dolayısı ile farklı bir alternatif değerlendirilmemiştir” ifadelerine yer veriliyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Rize-İyidere Lojistik Liman Projesi’nin deniz dolgusunun yapılması için İkizdere ilçesinde açılmak istenen taş ocağıyla ilgili açıklama yaptı. Cevizlik köyünde açılmak istenen taş ocağına yönelik yöre halkının tepkilerinin ardından bölgeye giden Bakan Karaismailoğlu, İyidere Lojistik Merkez Şantiyesi önünde yaptığı açıklamada, “İhtiyaç duyulan deniz suyuna dayanıklı taş rezervi konusunda mevcut taş ocakları da dâhil tam 10 yerden numuneler alınmış, uygun taşın burada olduğu bilimsel ve tarafsız kurullar tarafından tespit edilmiştir. Cevizlik Taş Ocağı için Çevresel Etki Değerlendirme Raporu hazırlanarak Rize Valiliğince onaylanmıştır. Çevre etkileri, sürekli olarak kontrol edilecektir” diye konuştu.
''DEDİKODULAR YAYILIYOR, ALGI OPERASYONU DÜZENLENİYOR’
Açıklamasında, Rize ve bölge illerinde yapılan ulaşım yatırımları hakkında bilgiler aktaran Bakan Adil Karaismailoğlu, “İyidere Lojistik Merkezi’mizin ihtiyacı olan deniz dolgu taş ihtiyacının karşılanacağı İkizdere Cevizlik Taşocağı ile ilgili son dönemde yalan yanlış dedikodular yayılmakta ve bir algı operasyonu düzenlenmektedir. Yaptığımız her projede hem ekonomik getiriler hem çevresel kazanımlar hem de sosyal katkılar hesaplanmakta ve tartılmaktadır. Tüm bu unsurların dengesi gözetilmekte, her projeden sonra istemeden etkilenen bir ağaç varsa yerine yüzlercesi dikilmektedir” dedi.
‘BU TAŞ OCAĞI SADECE 2 YIL İŞLETİLECEK’
Taş kırma faaliyeti bittikten sonra taş ocağı bölgesinin bitkisel toprakla doldurulacağını ve mevcut doğal yaşamın geri kazanılmasının sağlanacağını savunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Bu taş ocağı 70 yıl değil, sadece 2 yıl süre ile işletilecektir. Ocaktan sadece ve sadece liman için taş çıkarılacaktır” diye konuştu.
‘MTA EKİBİ ARAŞTIRDI, BAŞKA UYGUN OCAK YOK’
Açıklamasında, Maden İşleri Genel Müdürlüğü teknik ekibinin Rize’ye gelerek bölgeye alternatif bir ocak olup olmadığını tekrar araştırdığını söyleyen Bakan Karaismailoğlu, başka uygun bir ocak olmadığının tutanak altına alındığını belirterek, “Yani Rize’yi önümüzdeki on yıllarda kat be kat zenginleştirecek İyidere Lojistik Liman inşaatımızın ihtiyacı olan taş niteliğini sadece bu noktadan karşılayabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘KARAYOLLARI SAYESİNDE KARBONDİOKSİT SALINIMI ORTADAN KALKTI’
Cevizlik Taş Ocağı’ndaki faaliyetler tamamlandıktan sonra, buralarda zarar gören bir ağacın yerine, on ağaç dikeceklerini söyleyen Bakan Karaismailoğlu, son 19 yılda 5,3 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını savunarak şöyle konuştu: “Bakanlığımız, sadece karayolları yatırımları sayesinde yılda 2 milyon 500 bini aşkın ağaca eş değer karbondioksit salınımını ortadan kaldırmıştır. Sadece 2020 yılı içinde zamandan 1 milyar 324 milyon dolar, yakıttan 546 milyon dolar, çevre maliyetlerinden yaklaşık 11 milyon dolar tasarruf sağladık.
‘İKİZDERELİ KARDEŞLERİMİZİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’
2023 yılında tamamlayacağımız Rize İyidere Lojistik Limanı ile de Rize’mizi lojistik üssü yapacağız. Dün 3.ncü köprüye, İstanbul Havalimanı’na, Şehir Hastaneleri’ne karşı çıkanlar, bugün burada Rize İkizdereli kardeşlerimizi yalanlarıyla kandırmaya çalışıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız da biz de Rize’nin, Trabzon’un evlatlarıyız. Bu mavinin, bu yeşilin, bu toprağın sevdalısıyız. Bu provokasyonlar, siz değerli kardeşlerimizin basiret ve feraseti ile defedilecektir.”
PROJE TANITIM DOSYASI BAKAN’IN SÖZLERİNİ YALANLIYOR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun açıklamalarında yer verilen bilgiler, söz konusu taş ocağı için Bakanlığın hazırlattığı ÇED raporundaki bilgilerle çelişmesi ise dikkat çekiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Trabzon 11. Bölge Müdürlüğü tarafından özel bir danışmanlık firmasına hazırlatılan ER: 3396069 Numaralı Cevizlik Bazalt Ocağı projesinin tanıtım dosyasında (ÇED Raporu), tartışmaların odağındaki taş ocağına ilişkin ayrıntılara yer veriliyor.
ÇED RAPORU: ‘FARKLI BİR ALTERNATİF DEĞERLENDİRİLMEMİŞTİR’
İlk olarak 27 Ocak 2021’de ÇED Gerekli Değildir Kararı verilen, 25 Şubat’ta ise ikinci bir başvuru ile kapasite artışı talep edilen İkizdere’nin Cevizlik köyündeki taş ocağının ÇED raporunda yer seçimiyle ilgili olarak şu ifadelere yer veriliyor: “Madencilik faaliyetleri, işletme faaliyetlerinin maden yatağının bulunduğu merkezde kurulmasını mecbur kılmaktadır. Madencilikte, formasyonun oluşum koşullarına bağlı olarak bölgesel bazda yer alternatifi söz konusu olmamaktadır. İşbu dosyaya konu proje kapsamında belirlenen ÇED Alanı içerisinde cevher oluşumu tespit edilmiştir. Dolayısı ile farklı bir alternatif değerlendirilmemiştir.”
ÇED ALANI 13,5 HEKTARDAN 37 HEKTARA ÇIKARILDI
Taş ocağının proje tanıtım dosyasında ÇED alanının 13,45 hektardan 37,02 hektara genişletileceği, yıllık üretimin ise 15.724.880 tondan 20 milyon tona çıkarılacağı kaydedilerek şu bilgilere yer veriliyor: “İşbu proje kapsamında bazalt cevherinin yüksek dayanıma sahip olması sebebi ile patlatmalı açık ocak işletmeciliği yöntemi uygulanarak yıllık 20.000.000 ton malzeme alınacaktır. Ocak sahasından temin edilecek malzemenin tamamı, İyidere Lojistik Merkez ve Limanı yapım, bakım ve onarım faaliyetlerinde ve bölgedeki yol yapımı projelerinde kullanılması planlanmaktadır.
ÖNGÖRÜLEN İŞLETME SÜRESİ 10 YIL
Proje için öngörülen işletme süresi ilk aşamada 10 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak ilerleyen süreçlerde yeni rezervler bulunması ve/veya üretim kapasitesinin arttırılmasının planlanması durumunda yeniden başvuru yapılacaktır.”