Bakalım Selçuk Özdağ'ın açıklamaları iktidar ortaklarını susturacak mı!
Hâlâ ısrarla "bir kısım muhalifin" 15 Temmuz 2016 gecesi aldığı pozisyon çarpıtılıyordu... "Kaçtı", "saklandı", "darbecilerle iş tutuyordu", "ABD'lilerle el ovuşturuyordu" türü suçlamaların hedefindeki isimlerin birinci ağızdan anlatımları suçlama sahiplerini susturmaya yetmiyordu.
Şimdi, iktidara mensup bir isim, AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, üstelik de 15 Temmuz 2016 gecesi "Başbakanlık"ta kurulan diyaloglar üzerinden anlatıyor o gece, kimin, nasıl, kimden tarafta yer aldığını... Bakalım bu yetecek mi sıfırlamaya "kendinden olmayan"ı "darbeci" diye yaftalayarak itibarsızlaştırma kolaycılığına alışanların insafsızlık ayarlarını!
***
Korkusuz'dan Can Ataklı'yı arayarak önce Süleyman Soylu hakkındaki iddialara itiraz ediyor Selçuk Özdağ. Sonra, MHP Genel Başkanı'na nasıl ulaştıklarını anlatıyor;
- Şimdi, kimi MHP'lilerin 'darbe gecesini ABD Büyükelçiliği'nde geçirdiğini' iddia ettikleri Ümit Özdağ üzerinden!
Bu, daha önce de dillendirilmişti ama duymazdan gelindi; şimdi ittifak halinde oldukları AKP tarafından tescillendi ki, hükümete "MHP'nin direnme ve hükümetin yanında olma kararı aldığını" Özdağ bildirdi.
Kimin elinin, kimin cebinde olduğu halen bilinmeyen giriftlikteki bir süreci yazarken hiçbir demeci "kefalet bedeli" kabul etme şansımız yok elbette ama Özdağ, -sesli düşünüyorum- darbenin amacına ulaşmasından yana olsa en azından böyle bir arabuluculuğa soyunmaz, sütre gerisinde kalmayı tercih ederdi herhalde. Değil mi?
***
AKP milletvekilinin açıklaması, darbe gecesi sergilediği daha doğrusu "sergilemediği" tavırla ilgili olarak lince uğrayan bir muhalif ismin daha üzerindeki gölgeyi kaldırıyor;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
Selçuk Özdağ'ın anlatımına bakılırsa, hiç öyle her şey bittikten sonra filan değil, gecenin en kritik saatlerinde, Çankaya'dan, Engin Altay üzerinden ulaştıkları Kılıçdaroğlu da, tıpkı Bahçeli gibi, "seçilmiş cumhurbaşkanının yanında olduklarını ve darbeye sonuna kadar direnecekleri" mesajını veriyor iktidara!
***
Bakalım bu açıklamalardan sonra Ümit Özdağ ve Kemal Kılıçdaroğlu aklanmış mı sayılacak, yoksa onları aklayan açıklamalarından dolayı AKP'li Selçuk Özdağ mı karalanacak!
***
NEFRET" SUÇU
Cumhurbaşkanı, imayı, işaret etmeyi filan bırakıp bir vatandaşı hakkında açık açık "nefret ediyorum" ifadesini kullandı; farkında mısınız!
***
Ne için okutuyorsunuz kız çocuklarını?
***
Önceki günün, "Dünya Kız Çocukları Günü" olması vesilesiyle gökten plan, proje, vaat yağdı;
Artık bütün kız çocukları okuyacaktı!
Kızlarını mutlaka okula gönderecekti babaları!
Ülkenin dev holdingleri, en büyük medya kuruluşları, en şöhretli şarkıcıları-türkücüleri-oyuncuları bunun için seferberlik başlattı. Kız çocuklarının, hiç kimseye muhtaç olmadan, boyun eğmek zorunda kalmadan yaşamlarını sürdürebilecek güçlü bireyler olarak yetişebileceği bir sistem kurmak için büyük yatırım yapacaklardı!
Ya sonra?
Buraya kadar iyi, güzel, hoş, takdir edilesi de, o kız çocukları sonra ne yapacaklardı?
Eğitim -ne olursa olsun- şart; bunu konu etmek bile abesle iştigal de... Bu teşviki sağlayan o büyük holdinglerden kaçında, "iyi eğitimli kızlar" eşit kariyer imkanlarına sahip olabiliyorlar erkek meslektaşlarıyla?
Bu manada en ahkam kesme, akıl verme alanı olan medyada bile; genel yayın yönetmeni kadın olan günlük siyasi gazete var mı mesela? Ya başyazarı? Ya genel yayın yönetmeni kadın olan yaygın televizyon kanalı? Erkek köşe yazarlarıyla en az onlar kadar, hatta kimi gazetelerde onlardan çok okunan kadın köşe yazarları aynı ücreti alabiliyor mu? Aynı çalışma standartlarına sahip olabiliyor mu?
Kız çocuklarının eğitim alabilmesi için üstünüzü başınızı parçalamaya devam edin, Türkiye şartlarında en hayırlı hizmetlerden biri; ama yarım bırakmayın başladığınız işi... Ki üniversiteyi bitirip gerisin geri kendilerini kurtarmaya çalıştıkları cehenneme, karanlığa dönmek durumunda kalmasınlar.
Öyle ya, çalıştırmayacaksanız ne için okutuyorsunuz?
Önce eğitim, sonra istihdamda fırsat eşitliği!
***
AJANS KULİSİ(!)
AA'nın, CHP'nin kimi büyükşehirlerdeki muhtemel belediye başkan adaylarıyla ilgili olarak servis ettiği kulis haberinde adı geçen bazı isimlerin, aynı zamanda, "yeni parti"nin kurucuları yahut ilk seçimdeki olası adayları arasında anılıyor olması tesadüf mü, yoksa devletin haber ajansı, siyasete ayar operasyonlarına mı başladı?