Bahçeli'ye yakışmadı

Bahçeli'ye yakışmadı

MHP'li muhaliflerden Sinan Oğan'a bir toplantıda konuşurken yapılan saldırıyı nasıl değerlendirdiğini soran gazetecilere, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şu yanıtı verdi:

"Neresini değerlendireyim. Bir kişi var, kürsüyü deviriyor. Ülkücü hiçbir işi yarım bırakmaz."

MHP Genel Başkanı'nın sözlerini anlamakta güçlük çekiyorum. Ne demek istedi acaba? "Ülkücü işi yarım bırakmaz, ülkücü olsaydı kürsüyü kafasında parçalardı" mı demek istedi?

Yoksa, "Sinan Oğan ülkücü olsaydı, kürsü yıkılsa bile konuşmaya devam ederdi" anlamında bir söz mü bu?

Böyle bir saldırıyı açık ve net bir şekilde kınamak yerine, böyle her yöne çekilebilecek bir yanıt vermesi bence doğru olmadı. Almanya'da konuşturulmayan bakanlar için demokrasiden, gerekirse Cumhurbaşkanı ile birlikte Almanya'ya gidip konuşmaktan söz eden Bahçeli'nin, üstelik de bir konuşmacıyı şiddetle susturmaya çalışan kişi hakkında söyleyeceği bu mu olmalıydı?

Bugüne kadar şiddete karşı duran Bahçeli'ye doğrusu bunu yakıştırmakta güçlük çekiyorum. Belli ki "evet cephesine" hâkim olan gerginlik ve sinirlilik Bahçeli'yi de etkisi altına almış. Biraz sükûnet lütfen. Altı üstü bir referandum yapacağız, savaşa gitmiyoruz.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Olmadı Devlet Bey

---------

 Sinan Oğan'a yapılan saldırıyla ilgili bir değerlendirme yapması istendiğinde... Devlet Bey şunları söyledi:

Bunun neresini değerlendireyim? Bir kişi kürsüyü yıkıyor, kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz.

(...)

 Ne yani?

O eylemi yapanın gerçekten ülkücü olduğunu anlamamız için... Saldırının Sinan Oğan'ın yere serilmesiyle mi bitmesi gerekiyordu?

Bu nasıl mantıktır?

Hasım bellenen bir siyasetçiye yönelmiş de olsa... İşin içinde şiddetin kırıntısı bile yer aldığında... Anında "kınıyoruz, kabul etmiyoruz, tasvip etmemiz mümkün değil" falan demek gerekmiyor mu?

Ülkücülük ve şiddet kelimelerinin yan yana zikredilmesine karşı yıllarca mücadele etmiş, bu mücadelesinden başarıyla çıkmış ve bu konuda çok büyük takdir toplamış Devlet Bahçeli gibi bir liderin... Bu yaklaşımına onay vermek mümkün değil.

Ahmet Hakan Hürriyet

***

Şimdi "Hayır" demezsek...

--------

Devlet Bahçeli'nin, koca MHP'yi düşürdüğü çelişkili durum gerçekten hazindir. MHP eski milletvekili Özcan Yeniçeri: "AKP'li bakanlar devlet kadrolarından MHP'lileri tasfiyeyi amaçlayan icraatlarına ara vermeden devam ediyorlar" diyor... Oysa MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'lileri harcayarak devlet kadrolarından atan AKP'ye aşkla, şevkle hizmet ediyor, Erdoğan ne yaparsa ona koltuk değneği oluyor!

(...)

 1980 sonrası ülkücü MHP'lilerin Ocak Başkanlığı'nı yapan 10 isim referandumda "Hayır" diyeceklerini açıkladı.

Ülkü Ocakları'nın eski Genel Başkanları; Atilla Kaya, Müsavat Dervişoğlu, Servet Avcı, Suat Başaran, İrfan Özcan, Ulvi Batu, Azmi Karamahmutoğlu, Hakan Ünser, Alişan Satılmış ve Harun Öztürk ortaklaşa bir açıklama yaptılar.

Şöyle diyorlar:

 "Ülkemizi 15 yıldır tek başına yönetmekte olanlar Türk Milleti'ne, din istismarının, mezhepçiliğin, yolsuzluğun, yoksulluğun, işsizliğin, yandaş kadrolaşmanın, terörün, şehirlerin cephaneye dönüşünü seyretmelerin, dış politikada yalnızlaşmanın ve milli çıkarları koruyamamanın, basın özgürlüğünü boğmaların, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almaların… bütün acı sonuçlarını yaşattılar. 'Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim' diyerek yola çıkanların, 'Anayasa'dan Türklüğü çıkaracağız' diyen Meclis Başkan vekilleri, 'Anayasa'dan laikliği çıkaralım' diyen Meclis Başkanları oldu. Ülkeyi bu hale getirenler, yaptıklarının yanlarına kâr kalması yetmezmiş gibi üstüne bir de ödül istemekteler.

(...)

'Cumhurbaşkanı tek adam olacak' diyenler milletin tek adamdan büyük olduğunu anlasınlar diye, bizler, 1980 sonrası görev yapmış 10 eski Ocak Genel Başkanı olarak ülkücü tavrımız gereği 16 Nisan referandumunda 'Hayır' diyeceğiz. Yürekten bağlı olduğumuz ve onunkinden ayrı bir gelecek düşünmediğimiz milletimizin de 'Hayır' demesini istiyoruz. Biliyor ve bildiriyoruz ki şimdi 'Hayır' demezsek, bir daha hiç diyemeyebiliriz!"

***

 Durmuş Yılmaz... 2006 ile 2011 yılları arasında beş yıl AKP'nin Merkez Bankası Başkanlığı'nı yaptı. Emekli olduktan sonra davet üzerine MHP'ye girdi, 25'inci Dönem Uşak Milletvekili olarak Meclis'te görev yaptı. AKP iktidarının ekonomik politikalarını yanlış bulan Durmuş Yılmaz (...) şunları söylüyor:

"MHP seçmeni kendisini aldatılmış hissediyor. Parti Genel Merkezi'ne tepkili… Ben de kendimi aldatılmış hissediyorum. (...) Türkiye ekonomisi 2001 yılında yaşanılan krize doğru gidiyor. Eğer 16 Nisan'daki referandumda sandıktan 'Evet' çıkarsa ekonomik durum daha da karmaşık hal alır."

Karmaşık hal alır da ne olur? İşsizlik artar, döviz daha da yükselir ve vatandaşın sofrasındaki lokmalar azalır! Yıllarca Merkez Bankası'nı yöneten Durmuş Yılmaz, dürüst bir ekonomist olarak herkesi uyarıyor.

Rahmi Turan Sözcü