Devlet Bahçeli'nin yapacağı sürprizler bekleniyordu ki... Devlet Bahçeli'ye kocaman bir sürpriz yapıldı. MHP'nin en etkili isimlerinden biri olan Oktay Vural, bir anda muhalif safa katıldı.
Kendisi mi aday olacak? Yoksa adaylardan birini mi destekleyecek? Ya da tarafsız mı kalacak? Şimdilik bilmiyoruz.
Ama Oktay Vural bombasının Bahçeli için büyük sürpriz olduğundan eminim. Neden mi eminim? Şundan: Bahçeli, bir süre önce gazetecilerin "Oktay Vural'la aranızda bir soğukluk mu var" sorusuna... Şu yanıtı vermişti: "Oktay Bey çok değerli bir kardeşimizdir. Meclis'te beni temsil eden grup başkanvekilidir. Onunla aramızda soğukluk olabilir mi? Nereden çıkarıyorsunuz bunları? Bizi bölmeye çalışıyorsunuz."
Ahmet Hakan Hürriyet
*****************
Latif Demirci Hürriyet
************
Meral Hanım'ın endişesi olmasın
MHP'de kongre isteyen muhalifler için söylenmedik laf kalmadı..
Karalama kampanyasının, itibarsızlaştırma çabalarının haddi hesabı yoktu..
Linç ayinin daniskasını gördük..
Normal denilecek.. Karnıyarık gibi bölünen partide karşılıklı suçlamalar siyasetin doğasında var denilecek.. Sonunda parti içi iktidar yarışı denilecek..
Tamam da linç ayini düzenleyenler MHP'nin kalemşorları değil ki..
Linç ayinine katılanlar iktidar partisinin destekçileri..
İktidar partisinin adamları..
Muhaliflere atmadıkları çamur kalmadı.. Meral Akşener'i paralelci ilan ettiler.. Pensilvanya'nın adayıymış gibi göstermeye çalıştılar..
Onlara ne mi?
Meral Hanım gelirse endişesi olmasın!
(...)
Tek adamlar, tek adam yönetimleri hesap vermez diye bir kural yok!..
Kaybeden, partisini küçülten, bedelini öder..
Mezara kadar liderlik devri bitti!..
Mehmet Tezkan Milliyet
***************
Bir düşünün bakalım "neden baskın seçim"
MHP'de 19 Haziran'da yapılan Olağanüstü Kurultay sonrasında gözler 10 Temmuz'da yapılacak "seçimli kongre"ye çevrildi.
Kurultay'dan önce de "Genel Başkan Bahçeli'ye destek bildirisi"ni imzalamayarak dikkat çeken, "Parti kadroları arasında kırılma yaratılmaması gerektiğini" söyleyen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da muhaliflerle (büyük ihtimalle Meral Akşener'le) hareket etmek üzere görevinden istifa etti.
Aynı gün MHP genel başkan adaylarından Prof. Ümit Özdağ "baskın seçim"den söz ettiği önemli bir açıklama yaptı. Özdağ;
"MHP'de 10 Temmuz'da değişim olmazsa Türkiye Kasım ayında erken seçime gidecek.
Bunun için her şey hazır, hatta kampanya da Erdoğan'ın 29 Mayıs Fetih Mitingi'yle başladı. O nedenle MHP'de değişim sadece Parti için değil, Türkiye'nin milli ve üniter yapısının korunmasının da ön şartıdır" diyor.
Eğer Özdağ'ın sözleri gerçekleşirse Türkiye yine en sıkıntılı şartlar altında bir seçim daha yaşayacak.
MHP'de birçok kişi bu konuda zaman kaybetmeden yenilenme gerektiğini, demokrasilerde muhalefet partilerinin varlık göstermesinin önemini erken fark etti ama CHP 'de hala bir hareket yok.
Erken seçim kararı "muhalefet partilerinin oy arttıramaması, hatta gerilemesi"ne bağlı olarak alınacağına göre, erken seçim olduğu takdirde "geçen seçimden farklı ne beklediklerini" düşünmelerinin zamanı hala gelmedi mi?
Güngör Mengi Vatan
********************
Kurultaylar daha çok su kaldırır
Oktay Vural'ın grup başkan vekilliğinden istifası da gösterdi ki MHP'deki kriz durmayacak.
Gittikçe derinleşen sorunu çözmek için çare gösterilen kurultaylar zeminleri de daha çok su kaldırır hale dönüştü, kriz içinde kriz yarattı.
Bunun en iyi örneği de Vural'ın görevinden istifası.
Kendisi dünkü sohbetimizde söylemedi, ancak anlaşılan o ki Vural önceki gün grup toplantısını yönettikten sonra Bahçeli'ye istifasını sunarken, "parti içindeki dedikodu, karalama, gıybetten yorulduğunu" söylemiş.
Şurası açık ki Oktay Vural, MHP'nin değerli bir figürü ve toplumsal tabanı için de bir o kadar önemli rol model...
Eğer onu istifaya kadar götüren yönetim kadrosunun yanlış hukuki mütalaaları ve üretilen karalamaları devam ederse, sıkıntının daha da büyüyeceği kulis sohbetlerinde görülüyor.
(...) Özetle, MHP'de kurultay süreçleri daha çok su kaldırır...
Muharrem Sarıkaya Habertürk
****************
Cumhuriyet'i yasaklayacaklar
...Cumhuriyet'in sembolü olan marşa karşı çıkmak, yurdunu, ulusunu sevmemek, gericiliğe ışık yakmak demektir.
Günün birinde bu adamlar arasından, İstiklâl Marşı'nı bile yasaklayanlar çıkarsa hiç şaşırmamak gerekir! Gidişat öyle!
AKP iktidarı, günümüzde bu tip insanlara görev vererek toplumu her geçen gün biraz daha geriyor ve insanlarımızı kutuplaştırıyor!
Rahmi Turan Sözcü
*****************
Kılını kıpırdatmayı düşünen var mı;
Apo eve çıkıyor!
Kuzey Irak merkezli Basnews haber sitesinin verdiği ilginç haber diğer bazı kaynaklarca da doğrulanıyor. Haber özetle diyor ki:
"ABD'nin denetiminde yaklaşık 3 hafta önce Türk hükümeti ve PKK arasında yapılan görüşmelerde taraflar Fırat Nehri'nin batısı hakkında anlaştı. Buna göre Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bünyesindeki PYD/YPG'lilerin Fırat'ın batısını kontrol altına almalarına sessiz kalacak, PKK da Türkiye'de şehir merkezlerindeki teröristlerini çekecek.
Anlaşmaya göre PYD/YPG, Fırat'ın batısında kontrolü ele geçirirken Türk sınırına 15 km den fazla yaklaşmayacak."
Anlaşmanın İmralı Adası'nda hükümlü Öcalan'ın tecridinin kaldırılmasını, daha sonra durumunun çözümüne hazırlık amacıyla zorunlu ikamete taşınmasını, PKK ve Ankara arasında görüşmelerde yeni bir sürecin başlamasını içerdiği de belirtiliyor.
Sol haber Portalının Lübnan'daki Es Sefir gazetesi yazarı Muhammed Ballut'a dayandırdığı habere göre de, Menbic operasyonu öncesi, ABD'li, Türk ve SDG'li yetkililer İncirlik Üssü'nde bir araya geldi.
Bu kaynağa göre de ABD Türkiye'yi, Abdullah Öcalan'ı ev hapsine çıkartmaya, "Öcalan'ın Kürt şahsiyetleriyle görüşmesine ve Kürt sorununda müzakerelerin yeniden başlamasına" ikna etti.
Türkiye, bu kaynağa göre de, PKK'nın Türkiye içindeki çatışmayı durdurması karşılığında Menbic operasyonuna Kürtlerin katılmasına yeşil ışık yakmış...
Melih Aşık Milliyet