Bahçeli'ye bilgi notu: İftira atmak ağır bir suçtur!

Bahçeli'ye bilgi notu: İftira atmak ağır bir suçtur!

Hazırlayan: Timuçin MERT

Hatırlayacaksınız, MHP'de olağanüstü kongre isteyen muhalif ve genel başkanlığa aday milletvekilleri gerekli imza sayısına ulaşmış, mahkeme talebi kabul etmişti.

Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 8 Nisan 2016'da kongre talebini kabulünden sonra Yargıtay da mahkeme kararını onayladı.

Buna rağmen iki ilçe mahkemesinden (Gemerek ve Tosya) çıkarılan "ihtiyati tedbir" kararıyla Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararını bozma planı uygulandı.

(...) Bahçeli'nin MHP'yi Seçimli Kurultay'a götürme kararı aldığı açıklandı ama bu söz de tutulmadı.

***

MHP'de bu olaylar olurken 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı, partideki çekişmelere ara verildi.

Arkadan 16 Nisan Başkanlık referandumu geldi, Bahçeli bu referandumun yolunu açan "fiili bir durum var" çıkışından sonra referandum sürecinde de Ak Parti'nin hazırladığı yeni anayasaya tam destek verdi ve MHP ile AKP "görünmeyen bir koalisyonun iki ortağı" haline geldiler.

Öyle ki, toplumda geniş çaplı destek gören "Adalet Yürüyüşü" sırasında CHP'ye ve Genel Başkanı'na yaptığı olumsuz yorumlar nedeniyle Bahçeli "muhalefete muhalefet eden muhalefet lideri" esprilerine neden oldu.

Devlet Bahçeli, muhaliflerinin kongre için çalıştığı ve özellikle Meral Akşener'in çok sayıda MHP il ve ilçe teşkilatı tarafından desteklenmeye başlandığı süreçte dikkat çeken ve siyasi etikle hiç bağdaşmayan bir davranış daha yapmıştı.

***

Çok sayıda teşkilatı "Meral Akşener'in yanına geçtikleri için" feshediyor, bazıları ise kendileri topluca istifa ediyordu. Muhalifler 19 Haziran'da "Olağanüstü Tüzük Kurultayı" yaptığında öfkeden ağzına geleni söylerken şunları da söyledi:

"Paralel yuvalarda pışpışlanıp MHP'ye yuvalanmak isteyenlerin farkındayız". "19 Haziran oyunu deşifre olmuştur. Pensilvanya'nın oyunlarına kanmayınız". Bu tür sıkıştırma, sindirme baskıları Balyoz-Ergenekon "kumpas" davaları sırasında çok yapılmış, "yargılamalar hukuksuz" diyerek tepki gösterenler de neredeyse "Ergenekoncu" ilan edilmişti.

Bahçeli yukarıdaki sözleri rakipleri için pervasızca söylerken henüz 15 Temmuz darbe girişimi olmamıştı ama o 15 Temmuz sonrasında aynı rahatlıkla devam etti.

"MHP'nin olağan büyük kongresi"ne ilişkin davada karar "Genel Merkez lehine" çıkınca "Adaletin ruhuna El Fatiha" diyen Akşener'e "Şimdi adaletin ruhuna Fatiha okuyanlar, geçmişte kendi lehlerine karar çıkarken, herhalde Gülen'in mektuplarını okuyorlardı" dedi.

İnsanlara iftira atmak, hele böyle "hedef göstererek, kasıtlı büyük iftiralar atmak" ciddi bir suçtur ve cezai yaptırım gerektirir.. Yargının bile "FETÖ'yle hiçbir bağlantısı olmayan vatandaşları" FETÖ'cü iddiasıyla (hatta iddianame bile olmadan) tutuklayabildiği bir dönemde Devlet Bahçeli de bunu yapabilmektedir.

Adalet yürüyüşünün önemli bir nedeni de bu tür haksızlık ve hukuksuzluklardı zaten!

Güngör Mengi Vatan

***

"Bu afişi hiç sevmedim"

-------

...Bir düşünün...

Türk subayını böyle pespaye bir halde gösteren şu afiş karşısında o insan ne hisseder?

(...)

"Canım ne var, orada kastedilen darbeci subay" deyip geçiştirmeyin...

Neticede o afişin üzerinde Türk ordusunun üniformasını taşıyan bir subay görüyoruz...

Ertuğrul Özkök Hürriyet

***

Kandırılanların sıralı tam listesi

--------

15 Temmuz darbe girişiminin halk tarafından bastırılmasının yıldönümü yaklaşırken, Fetullahçıların devleti nasıl ele geçirdiklerini tekrar tekrar okuyoruz.

(...) Bakın, Fetullahçı çete kimleri kimleri kandırmayı başarabilmiş:

Bülent Arınç: "Milyonlarca insan, şu anda gözyaşı dökerek bizi izliyor. Bunların arasında biri var ki, gurbette, tek başına, hüzünle bizi seyrediyor. Televizyonun başında bizi izleyen o güzel insana teşekkür borcumuz var."

Binali Yıldırım: "Türkçe sevgi dilidir, barış dilidir. Yunus'un dilidir. 'Aç herkese sineni aç, onun gibi ilâç' diyen Fethullah Gülen Hocaefendi'nin dilidir."

Ahmet Davutoğlu: "Cemaat'in hedefleriyle, Türkiye'nin hedefleri tamamen örtüşüyor."

Hüseyin Çelik: "Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış filan, bunlar kargaları güldürür."

Bekir Bozdağ: "Bu yolu açan, bu ateşi yakan, bu fikri veren muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'ye gönül dolusu saygılar gönderiyorum. Kendisine çete diye hitap edilmesi büyük haksızlıktır; vicdansızlıktır."

Süleyman Soylu: "Cemaati döverek, cemaate saldırarak, Türkiye'nin değişim yönünü etkilemeye çalışıyorlar."

Faruk Çelik: "İnsan merkezli bir hizmeti esas alan insanlara, 'Hizmetinizi durdurun' denir mi? Aksine teşvik edilir, desteklenir, elden ne geliyorsa o katkı sağlanır. Bu gerçeği görmemek ferasetsizliktir."

Recep Akdağ: "Hayatı insanlığa hizmetle geçmiş bu büyük zat için suçlamalarda bulunmak, son derece çirkindir; kara lekedir. Fethullah Gülen Hocaefendi, hayatının her döneminde tertemiz kalmış bir kişidir. Kendisine şükran borçluyuz."

Hüseyin Kocabıyık: "Fethullah Gülen Hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir. Evrensel Türk Rönesans'ını başlatan Türk mucizesidir."

Melih Gökçek: "Terbiyeni takın, Fethullah Gülen'e "Feto" diyemezsin. Özür dile."

Recep Tayyip Erdoğan: "MHP'nin, Fethullah Hocaefendi'ye saldırısı, bana göre ihanet derecesindedir. Hiç ahlâki değil; çok çirkin. Yani Hocaefendi işi gücü bırakmış da MHP ile mi uğraşıyor? Bir defa, onun bulunduğu makam böyle bir şeye müsaade etmez. Çok çok çirkin. Çok ayıp. Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum."

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet