Bahçeli'nin nafile çabası

Bahçeli'nin nafile çabası

Devlet Bey dünkü grup konuşmasında yine idamın ipine asıldı..

İdam geri getirilsin diye bastırıyor..

Acil diyor.. Gecikmeyelim diyor..

Sorum net..

İdam geri gelirse kimi idam edeceğiz?

Darbecileri mi? Hapisteki PKK'lıları mı?

Kimi? Cevap belli; kimseyi..

Bundan sonra aynı suçu işleyenleri idam edebilirsin..

Darbeye teşebbüs edenleri..

***

Esas soru bu değil; Devlet Bey de biliyor idam cezası gelse bile FETÖ'cüleri idam edemeyeceğini..

Abdullah Öcalan'ı asamayacağını..

O halde neden idam diye ısrar ediyor?

Anlaşılır gibi değil!..

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Bu alçaklık da mı FETÖ'nün işi

-------

Bir televizyon kanalının "tarih programı" olarak yayınladığı bir programda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, bu milletin büyük önderi Atatürk için skandal ifadeler kullanıldı ve toplum anında büyük bir tepki gösterdi.

Tarihçiler "Söylenenlerin yanıt vermeye değmeyecek kadar yalan" olduğunu belirtseler de tepkiler dinmedi.

CHP ve İzmir Barosu hemen suç duyurusunda bulundu.

Konuşmayı yapan şahsın geçmişine baktığınızda karşınıza "FETÖ ile yakın ilişkiler" çıkıyor.

 Zaman gazetesinde yazarlık, Gülen'in "Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı"nda yöneticilik, Cemaat dergilerinde genel yayın yönetmenliği yapmış.

Gülen'i öven kitaplar yazmış. Atatürk düşmanlığını Cemaat medyasında, sosyal medyada çok önceden ortaya koymaya başlamış.

Bu durumda akla şu soru geliyor; Tam şu sırada hangi nedenle toplumu provoke eden, Atatürk'ü manevi kızı üzerinden yıpratmaya çalışan konuşmalar yaptı?

Bu alçakça, nankörce davranışın FETÖ ile ilgisi nedir?..

Güngör Mengi Vatan

***

Böyle biline!

-------

Düşünce fukarası ve haysiyet celladı müfteriler ne kadar çamur atmaya kalksalar da güneşi balçıkla sıvayamazlar! Bizi darağacına götürseler bile "Yaşasın Atatürklerin, Afet İnanların bize emanet ettiği laik, demokratik Cumhuriyet" diye haykırmamızı engelleyemezler... Bu böyle biline!..

Uğur Dündar Sözcü

***

Nereden baksan çirkef

--------

...İslamcılar 15 yıldır iktidarlar. Başaramadılar. Başarısızlıklarını örtmek için Atatürk'ün annesi ile kızı yerine koyduğu bilim insanı ölmüş bir hanıma çamur sıvıyorlar. Halkın dikkatini gerçek gündemden koparmaya ve 15 yıldır sürdürdükleri "laik cumhuriyete karşı İslamcı rövanş duygusunu" canlı tutmaya çalışıyorlar.

Nerden baksan pislik!

İslamcıysa... Allah'tan korkması lazım!

Allah korkusu olan, bu 3-5 küfürbazın yeşerip zemin bulacağı ortamı hemen kurutur. 15 yıldır tersini yapmaktalar; hem dindar bir tabanı kendilerine bağlı tutmak, hem İslami söylemi canlı var etmek, hem İslami kadroları yaşatmak için ve bütün bunları yeniden üretebilmek için bu 3-5 küfürbazın eline dergi ve altlarına da TV veriyorlar.

Atatürk'e söven bu adamların çıkardığı dergiye en çok ve sürekli olarak ilan verenler arasında THY, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank, TOKİ, AKP belediyelerinin kuruluşları ile kamu ihaleleriyle yeni zengin işadamlarının şirketleri baş sırada yer alıyor.

Atatürk'e sövenler kamu bankaları ile şirketlerinin parası ile kariyer, mevki, makam, dergi, TV sahibi kılındılar (...) paraya boğuldular. İslamcı yazar sayıldılar. İslamcı münevver yapıldılar. İslamcı elit oldular. İslamcı kadro bunlardan oluştu. İslamcı iktidarın dili oldular. İslamcı takkesi giydirildiler.

Nereden baksan çirkef! Nereden baksan çamur!

Necati Doğru Sözcü

***

Kafamı bozan şeyler

-----

... Mustafa Armağan, Süleyman Yeşilyurt bizzat iktidarın desteklediği Derin Tarih isimli bir dergiyi yönetiyorlar. Bu dergi ne kadar satar bilemem ama bildiğim derginin sayfaları kamu ilanlarıyla dolu. İnanmayan açar bakar. Bu da iktidar zihniyetinin bu iğrenç hakaretlerin arkasında olduğunu gösteriyor bize. Sırf muhalif oldukları gerekçesiyle bazı yayın kuruluşlarına ilan ambargosu uygulanırken başta kamu kuruluşları olmak üzere bazı özel şirketlerin de bu melanet yuvası olarak adlandırılabilecek bir dergiyi paraya boğmasının takdirini sizlere bırakıyorum...

Can Ataklı Korkusuz

***

Başsağlığı ilanları ve Gül

--------------

... Bizde önemli kişilerin yakınları öldüğünde gazetelere sayfalar dolusu başsağlığı ilanları verilir.

Normal olarak başsağlığını camiye ya da taziye evine giderek dilemek gerekir ama eğer iktidardaki bir siyasetçinin yakını hayatını kaybederse bir yarış da başlar.

Acıyı paylaşmak bizim geleneklerimizdendir ama yetkili ve etkili bir kişi ya da çok yakını hayatını kaybederse biraz dozunu kaçırırız, bu da bir gerçek. Herkes kesesine göre uygun büyüklükte bir ilan verir, kimisi tam sayfa, kimisi yarım, kimisi çeyrek.

Mesela Fetullah Gülen'in kardeşi öldüğünde böyle olmuştu. Gazetelerin sayfaları adeta dolup taşmıştı. Fetullah Gülen'in taziye ilanlarına teşekkür ilanı bile iki tam sayfaydı, hatırlarsınız belki.

 Cumhurbaşkanı, annesini kaybettiğinde de daha fazla sayıda ilanlar verildiğini hatırlıyorum.

Abdullah Gül de babasını kaybetti. İki gündür gazete ilanlarına bakıyorum, bir-iki yakın dost dışında kimsenin ilan verip başsağlığı dilediği yok.

Bu bir vefasızlık mıdır, yoksa artık iktidar gücünü elinde bulundurmayan bir siyasetçi ile yakın görünmekten çekinmek midir, bilemiyorum. Hangisi olursa olsun, toplumumuzun bu tür işlere meraklı kesimleri açısından iyi bir puan sayılmamalı...

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet