Meclis’teki MHP grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hürriyet gazetesinin “Karargah rahatsız” haberine ilişkin soruşturma açılmasını eleştiren Bahçeli, Hande Fırat’ı kastederek “Bayan gazetecinin suçlanması tuhaf” dedi.
Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi’ye de ağır sözlerle yüklenen Bahçeli “Şuursuz ve ucube sözler…” gibi ifadeler kullanması dikkat çekti.
İşte Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar:
HANDE FIRAT’A “BAYAN GAZETECİ” TANIMI
Bugünlerde TSK üzerinden yürüyen tartışmalar vardır. Hürriyet Gazetesi 25 Şubat'ta 7 eleştiriye 7 yanıt manşetiyle tartışmaların seyrini değiştirdi. Darbe teşebbüsünün püskürtülmesinde büyük bir rolü olan bayan gazetecinin 'darbeci'likle suçlanması da bize göre tuhaf bir çelişki ve çarpıklıktır. Genelkurmay Başkanı ile ilgili bazı eleştirilere karargahın nasıl baktığı ve cevap verdiği ortaya çıkmıştır.
GENELKURMAY MEDYA ÜZERİNDEN MESAJ VERMEMELİ
Elbette olması gerekeni, doğru olanı, Genelkurmay Başkanı'nın rahatsız olduğu konuları silsile yoluyla iktidara iletmesidir. Medya üzerinden mesaj vermek, eski manşetleri hatırlatmaktadır. TSK'nın doğrudan sorumlu olduğu bakan, başbakan ve cumhurbaşkanına hassasiyetlerini aktarması doğaldır, gereklidir. Farklı yerlere çekmek ise anlamsızdır. Genelkurmay Başkanı dün başbakan ve cumhurbaşkanı ile sırasıyla görüşmüştür. Genelkurmay Karargahı'nın düşünce ve itirazlarını hükümet ile paylaşmadan bir gazeteye sızdırıp sızdırmadığıdır. Paylaşmışsa ve yanıt alamamışsa bir sorun var demektir. Paylaşmadan kamuoyu ile iletişime geçilmişse yine bir sorunun varlığına delalettir. Medya üzerinden başlatılan karalama kampanyası doğru mudur? TSK'nın başörtüsü yasağı kaldırılacaksa bununla ilgili Genelkurmay'ın niçin görüşü alınmaz?
ABDÜLKADİR SELVİ’YE AĞIR SÖZLER
“Hala kalemini nefret silahı gibi kullananları da fark etmemişiz edememişiz. Babıali yokuşunda dik bucak asıl maksadını saklayan ve kafasındaki bulanıklığın eseri olan bu şahsın geçen hafta ardı arkasına yazdığı makaleler ibret ve esef vericidir. Doğan medyası 21 Şubat’ta diyor ki ‘Parti açısından MHP iki ucu kessin bıçak Ak Parti’nin çok önemli bir Kürt seçmeni vardır. Kürtlerden iki oy alan parti var. Biri HDP diğeri Ak Parti’dir.’ 22 Şubat’ta ise çıtayı yükseltip şunları zırvalıyor: Ak Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip oluğu için MHP ile mesafesinde dikkatli olması lazım.’ Biz Selvi’nin soy isim olduğunu düşünürken araştırıp at arabalarının yanlarındaki küçük direkler olduğunu da öğrenmiş olduk. Bu zatın şuursuz ve ucube sözleri bizim nezdimizde küçücük kalmaya ufalanmaya mecbur ve mahkumdur. Tam bir inançla söylüyorum ki Milliyetçi hareket Partisini Kürt kardeşlerimizin karşısında gösteren bu bahaneyle kaleminden zehir damlayan hem bölücü hem de su katılmamış Türkiye düşmanıdır.”
PAÇAVRA REZALETİNE “KOMPLO” TANIMI
Atatürk ve Esenboğa Havalimanı’ndaki paçavra rezaleti ile ilgili ne söyleyeceği merak konusu olan Bahçeli, “Bu bir komplo olabilir mi” sorusunu yöneltti.
Bahçeli o rezaletle ilgili şunları söyledi:
“26-27 Şubat'ta Barzani önce Cumhurbaşkanı, ardından Başbakan ile görüşmüştür. Bu görüşmelerin sonucu henüz değerlendirmelerimiz arasında değildir. Pazar günü Barzani'nin ziyareti üzerine bayrak direklerinden birisine sözde Kürdistan bayrağı asılmıştır. Bu Irak'ın kendi meselesidir, bu bayrağın Türk bayrağına eş tutularak asılması skandaldır, aymazlıktır, rezalettir. İstanbul'da bu sözde bayrağın dalgalanmasına kim izin vermiştir? Barzani bayrağının dalgalanması bürokratik bir aymazlık mı, yoksa önü arkası düşünülmüş bir komplonun parçası mıdır? Cumhurbaşkanı haberdar mıdır, Başbakan arkasını dönüp "Nedir bu, kim bunu buraya koydu" diyebilmiş midir. Peşmerge ne zaman bayrağa sahip olmuştur? Türkiye, tutuklu HDP'lilerin serbest bırakılması için emek sarf eden Barzani'nin bayrağını ne zaman tanımıştır? Bu şahıs önce PKK'ya desteğinin ve şehitlerimizin hesabını vermeli, Türkiye'ye kurduğu tuzakların bedelini ödemelidir.”