Bahçeli: Türkiye, ayağındaki prangalardan kurtulmuştur

Bahçeli: Türkiye, ayağındaki prangalardan kurtulmuştur

Bahçeli grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor... Bahçeli, 16 Nisan'da yapılan referandumda 'evet' çıkmasıyla ülkenin ayağındaki prangalardan kurtulduğunu ifade etti.

Devlet Bahçeli grup toplantısında konuştu. Konuşmasında referandum sonuçlarını değerlendiren Bahçeli, “MHP’li seçmen ‘hayır’ oyu verdi” şeklindeki tespitlere de çok sert sözlerle yüklendi.

İşte Bahçeli’nin konuşmasından satırbaşları;

Milliyetçi Hareket, başladığı işi yarım bırakmamış ve söylenenlerin altında kalmamıştır. Taahhütlerimizin gereği yapılmıştır. Bizde hile arayan, tuzak araştıran kim varsa 16 Nisan’da cevabını almıştır. Devleti için devreye girmiş, “evet” kararının altında durmuştur. Vicdanımız rahattır. Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben Türkiye için “evet” dedik, bundan sonra da kararlılığımızı sürdüreceğiz.

Milli bekamıza sahip çıkışmıştır. Milli ve tarihi haklarımıza onay verilmiştir. Kardeşliğimiz bütünleşmiştir. Bağımsızlığımız pekişmiştir. İstikbalimizin önündeki engeller kaldırılmış, milli iradenin ufkunu perdeleyen sis ortadan kaldırılmıştır. 16 Nisan’da destan yazılmıştır. 16 Nisan’a gelinceye kadar üstün bir gayretle çalışan, kısıtlı imkanlarla boğuşan dava arkadaşlarımıza, tüm parti teşkilatlarımıza, elbette siz muhterem milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Sandıkta “evet” tercihinin çıkması için yoğun emek ve mesai harcayan sayın Cumhurbaşkanı’na, sayın Başbakan’a ve aK Partili kardeşlerime teşekkür ediyorum. Özellikle belirtmek durumundayım ki kazananlar ve kaybedenler bellidir. Kazanan Türk milletidir. Kazanan “Hayır” veya “Evet” diyen tüm vatandaşlarımızdır. Kaybedenler kulübü ise oldukça karışık ve kalabalıktır. 16 Nisan’da FETÖ yerle bir olmuştur. “Evet çıkarsa bittik” diyen PKK hapı yutmuştur. PYD/YPG kaybetmiş, HDP dağılmış, DHKP-C darbeyi yemiştir. CHP ise yine baltayı taşa vurmuştur. Fırsat kollayan, hava koklayan siyasi miskinler, aymazlar birdenbire buharlaşmışlar, eriyip gitmişlerdir.

Bir ara bıyık altından gülenler, şeytanla aynı kareye girecek kadar gözlerini hırs bürüyenler 16 Nisan’da silinip gittiler. Haçlı artıkları, onlar hepten duvara tosladılar, kesinlikle bozguna uğradılar. 16 Nisan 80 milyon Türk vatandaşının demokrasi zaferidir. 16 Nisan milli bir uyanıştır. Bunu kabullenmek ahlaken mecburiyettir. Bu zaferi gölgelemeye kalkışanlar ise mahşeri azaba ebediyen mahkum olacaklardır. Sayın Cumhurbaşkanı, TBMM’de kabul edilen anayasa değişiklikleri teklifini 10 Şubat’ta onaylamış, 11 Şubat 2017’de Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. Nihayetinde Türk milleti 16 Nisan günü sandık başına giderek oy vermiş, bu defteri bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Sistem tartışmaları tedavülden kalkmıştır. 16 Nisan’da partiler oylanmamış, şahıslar değerlendirmeye tabi tutulmamıştır.

Yapılan sadece planlanan halk oylamasının icrasıdır. Gerçekleşen anayasa değişikliği sürecinin ikmalidir. Bir karış suda fırtına koparıp 16 Nisan’ı hazmedemeyenler, karanlık çevrelerdir. Kesin olmayan sonuçlara göre 16 Nisan günü 25 milyon vatandaşımız “evet”, 23 milyon vatandaşımız da “hayır” oyu kullanmıştır. Bu demokratik tabloya riayet gerekirken, kriz tetikçileri harekete geçmiştir. Yüzde 50+1’e ulaşan tercih meşrudur, hukukidir. Herkes tarafından bağlayıcı olmak durumundadır. Dünyada bunun örnekleri pek çoktur. Birleşik Krallık’ta yapılan halk oylamasında 1 milyon farkla AB’den ayrılma kararı verilmiştir. Aksi yöndeki İşçi Parti’sinin, liberallerin ne kadar oy kullandığı belli olmamıştır. Siyasi yasakların kaldırılmasıyla ilgili ülkemizde 1987’de yapılan halk oylamasında “evet” ile “hayır” arasında 77 bin farkın bulunduğu hafıza kayıtlarımızdadır. Siyasi yasakların kaldırılmasına milli irade “Evet” demiştir. 16 Nisan’da sandıktan çıkan sonuçlara tahammülsüzlük niyedir? Maalesef kaos lobisi, yine ar damarı çatlamışçasına faaliyettedir. Yerli ve yabancı odaklar son kozlarını oynamaktadır. Huzur, emniyet ve sükunet içerisinde yapılan halk oylamasına gölge düşürmek için çalışan simalar tanıdıktır. Aymaz kasap, hep bir hesap.

16 Nisan akşamı sandıkların açılıp sonuçların gelmesiyle beraber bir kısım köksüz, kimliksiz, kişiliksiz, gazeteci ve uzman yorumcu kılıklı provokatör MHP’yi hedef almaya başlamışlardır. Bunlar sandık sandık hangi partiden oy geldiğini savunmaya kalkmışlardır. O tarihi akşamda utanmasalar, 81 ilde kurulan sandıklara hangi partiden oy geldiğini ifadeye kalkacaklardı. Öyle ipten, kazıktan boşanmışlardı ki, geçerli oyların tümünün dökümünü yapacaklardı. Allah’tan bu kadar alçalmayı başaramadılar. Yine de küflü oltalarını salladılar. Henüz sandık sonuçları belli olmadan MHP’yi suçlamaya başladılar. Yüzde 80’ini oy vermediğini ahlaksızca uydurdular. Bunu söylerken keyiflendiler, ellerini ovuşturdular. Ülke haritasına baktılar, bölge bölge, şehir şehir bizden gelen veya kaçan oyları üstün zekalarıyla yorumlamaya başladılar. Bu şahsiyetsizler, “evet” tercihinde bulunan vatandaşlarımızın hangi partiden olduğunu nasıl çıkardılar? “Evet” çıkınca rüzgar esince damdan düşen MHP hasımları ne yapmaya çalışmaktadır. Milliyet gazetesinde köşesi bulunan bir ezik, “Referandumun kaybedeni MHP” demiş. Sen necisin, bre ahlaksız, bre kemiksiz! Tabanımızın yüzde 80’i hayır demiş, çünkü canı öyle çekiyor. Öyle olsun istiyor. Kafa almıyor, sanırsınız bidon.

Paçalanmış bir MHP olacak diye yazıyor bir ezik de. Bu ve benzeri gazetecilerin ya zekaları bulanmış ya da iradeleri körleşmiştir. MHP’li kardeşlerimin ne kadar oy verdiği konusunda bu zatların elinde bizim bilmediğimiz bir alet mi vardı. YSK acilen bir açıklama yapmalıdır. Eğer imkan varsa hangi partiden kimlerin “evet” veya “hayır” dediğini tespit eden bir mekanizma geliştirilmelidir. FETÖ’ye hesap katan yok, hala aktif halde bulunan kriptoları gören yoktur.

“PENSİLVANYALI HAİNLE…”

Pensilvanyalı hainle, kimin hatıra fotoğrafı varsa, kim FETÖ ile bir zamanlar yanak yanağaysa, şimdi MHP’ye saldıranlar olabilİr. Bunlar erkek veya kadın olabilir. Hala aidiyetleri belirgindir. Bu kokuşmuşların hala gözleri Pensilvanya’da, ederleri de 1 dolardır. MHP’ye kara çalmaya, MHP’yi karalamaya ne Tezkan soyisimli densizin, ne de türevlerinin gücü yeter. İftira ve ithamlarında çırpına çırpına perişan olacaklardır.  Aziz dava arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğu “Evet” demiştir. FETÖ için “Hayır” diyenler bunu anlayamaz. Sicilli Türk düşmanları, kalemlerini mürekkep yerine zehire batıran yeminli Türkiye karşıtları ömürleri boyunca bunu göremez. Tavsiyem, rahatsız olmaya devam etsinler. Çünkü tedavisi olmayan, olmaz bir hasetlik hastalığıyla eninde sonunda rezil rüsva olmaktan kurtulamayacaklardır.

Avrupa ülkeleri ister kabul etsin, ister reddetsin. Ülkemizde yönetim sistemi 16 Nisan itibarıyla değişmiştir. AGİT’in dün yapmış olduğu açıklamalar, bir yönüyle 16 Nisan’da alınan sonuca yönelik kuşkucu ve yanlı tavrın geldiği noktayı özetlemektedir. Batı, anlaşılan o ki 16 Nisan’dan sonra da hız kesmeyecektir. Ancak Türk milleti oynanan oyunun farkındadır.

İlgili Haberler