Elbette Devlet Bahçeli "pişmandır" diyemem. Ancak başkanlık sistemine onca karşı olmasına rağmen neden bir anda Türkiye'yi referandum ortamına soktuğunu düşünüyordur mutlaka.
Kendi partisindeki itirazlara öfkelenen ve "İnadına Tayyip Erdoğan" diyen Bahçeli Barzani'nin Ankara ve İstanbul'da bayrak astırmasından sonra neye uğradığını şaşırdı. Bahçeli'nin grup toplantısında "Bu bir skandaldır, rezalettir, sorumluları cezalandırılmalıdır" sözleri ne kadar yenilir yutulur değilse, hemen yarım saat sonra Başbakan Yıldırım'ın "Bir de bayrak konusuna taktılar, biz astırdık" demesi de o kadar yenilir yutulur değildir.
Nitekim Bahçeli bu ağır cevap üzerine yine ağır bir mesaj yayınladı Twitter üzerinden ama sonunda yine "evet" demeyi ihmal etmedi.
MHP'de özellikle Barzani olayından sonra "rahatsızlık" seslerinin yükselmeye başladığını duyuyorum. Bahçeli'nin bu konuda partilileri sakinleştirmesinin de çok kolay olmadığı söyleniyor. Tanıdığım bir MHP'li "Devlet Bey son anda partililerin referandumda vicdanlarının emrettiği yönde oy kullanmalarını isteyebilir" dedi. Aynı MHP'li "Böylelikle Bahçeli Erdoğan'ın rüyası olan başkanlık konusunu halkın önüne getiren kişi olarak (Biz sadece fiili durumun ortadan kalkması için adım attık ama halk uygun görmedi) deme ve hatta partisini ayakta tutma şansına kavuşacaktır" diye konuştu.
Can Ataklı Korkusuz
***
"Bu ne biçim demokrasi!"
--------
Bozdağ şöyle dedi: "Her defasında insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü üzerine konuşmalar yapan ve kendileri dışındaki herkesi bu konudaki eksiklikleri ile suçlayan Alman makamlarının, Türk toplumunun bir toplantı yapmasına tahammül edememesi kabul edilebilir bir şey değildir."
Bekir Bey ile sanıyorum ilk kez aynı noktada buluştuk!
Bu onun için iyi bir şey midir, ben de bu yüzden kendime bir çekidüzen vermeli miyim, bilmiyorum. Ama bildiğim şey şu ki Alman yerel makamlarının sudan gerekçeler ileri sürerek toplantıları engellemesi, demokratik bir ülkede kabul edilebilir bir durum değildir. Düşünce özgürlüğü, hiç beğenmediğimiz fikirlerin bile serbestçe ifade edilebiliyor olmasını gerektirir. Ancak Adalet Bakanı'nın demokrasi ve ifade özgürlüğü ile ilgili bu çıkışında sorun var. Çünkü insana "Önce sen kendine bak" da diyebilirler, o zaman söyleyecek söz bulamaz.
Bakın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerine İstanbul ve İzmir valilikleri izin vermedi. Onların gerekçesi de tıpkı Alman makamlarının gerekçeleri gibi sudan sebepler... Görevi güvenliği sağlamak olanların, "güvenlik sorununu" öne sürerek toplantılara izin vermemesi bende de aynı tepkiyi uyandırıyor: Bu ne biçim demokrasi?
Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet
***
Mültecilere oy kullandırmak hangi akla hizmet
-----------
Türkiye 3 milyondan fazla mülteciyi aldıktan, maddi-manevi büyük bir yükü üstlendikten sonra AB hala "daha fazla almamız için" baskıyı sürdürdü.
(...) Toplasanız o zengin AB ülkelerinin tamamında Türkiye'deki sığınmacı sayısının yarısı bile yok. Biz neden "tüm mültecilerin sahibiymişiz gibi" bir ısrarla karşılaşıyor ve bunu doğrulamak ister gibi davranıyoruz?
AB "Yunanistan Türkiye'den oraya geçen mültecilerle baş edemiyor" diye yaygara kopardı, Türkiye o konuda da yardım etti, üstlendi, sonra ne oldu?
Yunanistan, Ege denizindeki Türk adalarını, Kardak dahil olmak üzere işgal etti.
Savaştan kaçan insanlara kapı açmak doğrudur ama "önce can, sonra canan" sözü de biz Türklere aittir, unutmayalım.
***
Türkiye'deki mülteciler bayramlarda, tatillerde Suriye'ye gidip geliyorlar. Artık Suriye'de her bölgede "Rejimin saldırıları" gibi bir tehlike yok."
Çok sayıda askerlik çağında erkek mülteci olmasına rağmen TSK'nın Suriye'de şehirleri "DAEŞ'ten temizlemek ve yerli halkın kentlerine dönmesini sağlamak" için yaptığı savaşlara hiçbiri katılmıyor.
Oysa yerel televizyoncuların yaptığı sokak röportajlarında konuşan (işçi montları giyen) Suriyeli erkekler "Türkiye'nin kendilerine birkaç gün önce vatandaşlık verdiğini ve referandumda oy kullanacaklarını" söylüyor.
(...) Halkın en çok tartıştığı ve merak ettiği konulardan biri de bu; Türkiye'de yönetim sistemini baştan başa değiştirecek ve Türk halkının geleceğini çok yakından ilgilendiren bir yeni anayasa için Suriyeliler oy kullanacak mı?
(...) Acaba bu hakkı 3-4 yıl önce ülkeye gelmiş yabancılara vermek hukuken ve siyaseten doğru mudur?..
Güngör Mengi Vatan