Devlet Bahçeli de normalleşti! 5 ay önce karşı çıkıyordu

Devlet Bahçeli de normalleşti! 5 ay önce karşı çıkıyordu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. TBMM’deki DEM Parti grubuyla selamlaşması hakkında konuşan Bahçeli, “Uzattığım el ilk Meclis'in ve cumhurbaşkanımızın meşale gibi yanan aydınlığıdır. Gelin Türkiye partisi olun, milli birliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişigüzel, anlık olarak el uzatmayız” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Geçtiğimiz hafta TBMM’de DEM Partili milletvekilleri ile tokalaşması hakkında konuşan Bahçeli, “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır” dedi.

“DEM sıralarına giderek elimi uzattım” diyen Bahçeli, “Uzattığım el ilk Meclis'in ve cumhurbaşkanımızın meşale gibi yanan aydınlığıdır. Gelin Türkiye partisi olun, milli birliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişigüzel, anlık olarak el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. El sıkmanın merakına teşebbüs etmeliyiz. DEM'e düşen sorumluluk uzanan elin kıymetini anlaması ve eşik olarak değerlendirmesidir. Siyasetimiz günü kurtarma çabası değildir” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

MHP liderinin normalleşmeye yönelik son zamanlardaki tutum ve ifadelerinin 180 derece değişmesi dikkatleri üzerine çekti. Nitekim AKP ve ile CHP arasında Haziran aylarında başlayan ancak daha sonra sekteye uğrayan Normalleşme adımları sonrasında tepkisi merak edilen bahçeli bir açıklamada bulunmuş ve Normalleşme sürecinin önünde MHP’nin olduğu düşünülüyorsa MHP’nin gereken fedakarlığı yapacağını şu sözler ile açıklamıştı:

“Siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.”

Bahçeli'nin açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Muhterem arkadaşlarım, değerli misafirler, basınımızın değerli temsilcileri, haftalık toplantımızın başında sizleri en kalbi duygularımla birlikte hürmetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımızı hasretle selamlıyorum.

"KUTUPLARI AŞINDIRAN SİYASET DOĞRUDUR"

Nereye gideceğimizi bilmiyorsak yolun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Attığımız adımlar boşluğa düşmeden, geriye gitmeden sürekli ileri doğru olmalıdır. Bunu yaparken sağ duyudan ayrılmamak lazımdır. Geçmişte siyasetin doğru olması kadar zamanın da doğru olmasına vurgu yapmıştım. Bize göre doğru siyaset, buluşturan yakınlaştıran, kavuşturan, kutupları aşındıran ahlaklı siyasettir. Doğru siyaset sorumluluk duygusunu ilke edinen, akıl dolu siyasettir. Bekamıza namlu çevrilmişken, karanlık niyetlerin çevremizde nöbete girdiği zamanda milli birliği zinde tutmak doğru siyasetin vazgeçilmez erdemidir. Bu erdeme bağlıyız.

Biz siyaseti bir savaş biçimi olarak ele almıyoruz. Biz siyaseti kriz ve grilim süreci olarak tanımlamıyoruz. Sınıflı toplum yapısını reddediyoruz. Siyasette kimse ile kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz bir şey yoktur. Sert ya da yumuşak tavrımız fertlerin fikirleri ile sınırlıdır. Özel hayatlarından ziyade ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyoruz.

Meclis'imizin dostlarımıza güven hasımlarımıza korku verecek şekilde çalışması böylesi dönemde elzemdir. siyasi rekabeti artırma teşebbüslerine izin vermemeliyiz. İçinde bulunduğumuz coğrafyalar kırbaç yerken Türkiye'ye yönelik azgın iştahları nasıl görmezden gelelim. Siyonist caniliği hangi hakla yok sayalım. Yangının kapımıza dayandığı ortadayken hala birbirimizin açığını aramakla vakit mi kaybedelim. Bu hakikate sırtımızı dönemeyiz.

DEM sıralarına giderek elimi uzattım. Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el ilk Meclis'in ve cumhurbaşkanımızın meşale gibi yanan aydınlığıdır. Gelin Türkiye partisi olun, milli birliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişigüzel, anlık olarak el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. El sıkmanın merakına teşebbüs etmeliyiz. DEM'e düşen sorumluluk uzanan elin kıymetini anlaması ve eşik olarak değerlendirmesidir. Siyasetimiz günü kurtarma çabası değildir.

"ÖZGÜR BEY'İN ÖZEL HAYATI İLE İLGİLİ İDDİA EDİLEN İFTİRALARIN HİÇBİRİSİ KONUMUZ OLMAYACAK"

Özgür beyin özel hayatı ile ilgili iddialar siyasetimizin konusu olamaz. FETÖ taktiklerinin, şerefsiz hamlelerin tamamen karşısındayız. Biz CHP siyaseti ile ilgiliyiz. Bunun dışında ne söylenirse söylensin kulaklarımızı kapattık. Bel altı vuruşlar, izansız ispatlar ne işimize gelir ne de gündemimize girer. Kara kampanyalar çirkin dedikodular ayağımızın altındadır ve bizim için yok hükmündedir. Başka türlüsü hem insani hem ahlaki değildir. Duruşumuzdan başka anlamlar çıkarmak zırvalıktır. Özgür beyin MHP'ye saldırması, siyaset dışına savrulması bizimle ilgili atıp tutması hakkaniyetle bağdaşmayan seviyesizlikti.

"BÜYÜK RESME ODAKLANMALIYIZ"

Biz siyaseti adam gibi yapma gayretindeyiz. Bizim el sıkışmamızı normalleşmeye bağlayan özgür bey yine yanılmaktadır. Büyük resme odaklanmalıyız. Kimse ile tarla davamız yoktur. Sıcak gelişmelerin hafife alınır, kenara atılır yanı kalmamıştır. Çünkü Türkiye'miz sınırlar haricinden anormal tehdit sarmalındadır. Kısır çekişmelerle meşgul olursak mahşer günü ne yapacağız. Çaresiz kaldık boynumuzu eğdik mi diyeceğiz. Günlük kaygılara teslim olduk mu diyeceğiz.

Mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun hiçbir kardeşim buna razı olmaz. Türkiye bir ve birlik olur. Anadolu insanı onlara dünyanın kaç bucak olduğunu gösterir. Üzerinde yaşadığımız topraklar vaat edilmiş değil nimettir ve Türk milletine bahşedilmiştir. Misakı milli millettir millet ise Türk milletidir. Hain niyet sahiplerini uyarıyorum MHP ve ittifakımız al bayrağımıza kem gözle bakanların gözünü uyar, hepsinin bileğini kırıp atar. Vatan namustur.

İstedikleri, cephelere ayrılmış bir millettir. Verilecek başka vatan köşesi kalmamıştır. Anlamakta ve anlamlandırmakta zorlananlara tekrarlıyorum; burası Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya bir ve bütün olarak yaşayacak ya da Anadolu'dan çıkarılarak tarihten silinecektir. Bunun adı tarihi şark meselesidir.

"MESELE BEYRUT DEĞİL ANKARA'DIR"

10 asırlık politik dinamikleri değiştirirseniz bu coğrafyayı kaybedersiniz. Ortaya dağılma ve yıkılış çıkacaktır. Bugünkü tehlike de budur. Coğrafyamız tartışılırsa milletimiz millet tartışılır ise devletimiz, devletimiz tartışılır ise bayrağımız, bayrağımız tartışılırsa varlığımız sonlanacaktır. Grubu bulunan partilere sesleniyorum; bir kez daha düşünün, bir kez daha oynanan oyunu tarihi perspektif ile değerlendirin. Yeni bir Serv dayatmasını mutlaka göreceksiniz. Bugün mesele Beyrut değil Ankara'dır. Bugün gizli gündem Türk vatanıdır. Atılan bombaların, anarşik çalkalanmanın nihai hedefi Anadolu coğrafyasıdır. İsrail'in saklı ajandasında Türkiye vardır. 1 yıldır bebek, çocuk, kadın demeden katliam yaptılar. 17 bin çocuk kefene sarıldı. Gazze'ye 85 bin ton bomba atıldı. 1 milyon Filistinli yerinden yurdundan edildi.