Hava sahamızı ihlâl eden Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından muhalefet partisi lideri olarak Rusya'nın söylem ve hamleleri karşısında hiç şüphesiz ki devletin yanında yer almak ve meseleyi millî bir mesele olarak partiler üstü idrâk edip, bu idrak ile MHP'nin görüşleri kamuoyuna açıklamak gerekirdi. Eh.. kısmen de böyle yapıldı; Devlet Bahçeli farkıyla tabii ki…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye-Rusya krizinde devletin, yürütmenin yanında olunacağını deklare edebileceği yüzlerce cümle kurulabilme imkânı varken, yine kurulmaması gereken cümleyi kurdu ve "Milliyetçi Hareket Partisi, her türlü eleştiri hakkı saklı kalmak kaydıyla, AKP hükümetini desteksiz bırakmayacaktır" dedi…
"AKP hükümetini desteksiz bırakmamak…"
Nasıl bir cümle bu?!
Tâlihsiz…
Bir Devlet Bahçeli klasiği…
Aralık 2011'de şike yasasının veto edilmesinin ardından "AKP'de çatlak mı var?" tartışmalarıyla ilgili: "Böyle bir dönemde tek başına iktidar olmuş bir partide yaşanacak kaos ülkeye zarar" verir açıklaması, Devlet Bahçeli klasiklerinin en veciz örneklerindendi…
Ve son olarak Rusya Devlet Başkanı Putin'in Erdoğan ile ilgili IŞİD petrolünün satılmasıyla iddiaları karşısında da kendisini ve MHP'yi siper etti. "Bu iddialar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni küçük düşürmüştür ve vahimdir, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en üst makâmı olan Cumhurbaşkanlığı makâmı bir devlet başkanı tarafından zan altında bırakılmıştır, gereken derhal yapılmalıdır" ve benzeri pek çok cümle kurma imkânı varken, Devlet Bahçeli yine kendisini ve MHP'yi Erdoğan ve ailesinin yanında hizâladı; "Muhtemelen Rusya paralel yapının eline geçmiştir, bu yalanı ortaya atmıştır, Erdoğan ve ailesini petrol kaçakçısı olarak görmemiz eşyanın tabiatına aykırıdır" dedi…
Devlet Bahçeli'nin AKP'ye zımnî veya alenî desteklerine alışkın Türk kamuoyu.
Şimdilerde bu kadar açıktan verilen desteğin yaklaşan olağanüstü kongre ile alâkası ise oldukça mânidar!
12 seçimdir aynı pehlivana yenilen ve sırtı yerden kalkmayan bir Genel Başkan, kaybettiği iki milyon oyun kendisinin tercihiyle gerçekleşmesi gereken bir kongrede hesabını vermek yerine hâlâ "dimdik ayaktayız" diyebiliyorsa tuş olmaktan kıspetinde yırtılmadık yer kalmamasına rağmen, AKP'ye ve Erdoğan'a yönelik sergilenen komplimanların altında da yaklaşan kongre sesleri ve toplanan imzaların bulunması da kaçınılmaz bir gerekçe.
Devlet Bahçeli'nin, "Gerekirse kayyuma giderim" sözleriyle, toplanan imzalara rağmen kongreye gitmeme ısrarının ardından, muhalefetin ve imza sâhiplerinin mahkeme yoluyla kongre talepleri karşısında, ilgili mahkemenin kararına iktidardan ya da Erdoğan'dan bir müdahale yardımı uman, bekleyen bir çaresizlik bu!
"Tüzük değişikliğiyle sağlama aldığım koltuğum tehlikede, dolayısıyla 'yapıcı muhalefet' adı altında yıllardır yürüttüğüm ve bakın son olarak açıkça dillendirmeğe başladığım AKP desteği de tehlikede. Ben öyle petrol satışı matışı, 17 Aralık, 25 Aralık falan dinlemem, siper ederim göğsümü, salı günleri dümenden biraz eser gürlerim ama, sonunda yine Meral Akşener'i değil, Mansur Yavaş'ı değil, Ekmeleddin'i Cumhurbaşkanı adayı yaparım sizi seçtiririm, Cumhurbaşkanı adayı yaptığım Ekmeleddin'i TBMM Başkanlığına bile aday göstermem, İsmet Yılmaz'ı seçtiririm, bulurum yani anlayacağınız bir formül sizi desteklemek için, bakın bütün bunlar tehlikede, imdat kolunu çekiyorum, MHP Genel Başkanlığı gidiyor, benim gibisini zor bulursunuz" demek bu komplimanlar…
"İl teşkilatları Devlet Bahçeli'yi destekliyor" şeklindeki ısmarlama haberleri istediğiniz kadar yazdırın havuz medyasında…
Şu soruya cevap vermek zorundasınız Sn. Devlet Bahçeli ve yönetimi:
Madem il başkanları sizi destekliyor ve bundan eminsiniz, o zaman neden rahat rahat kongreyi toplamıyorsunuz da direniyorsunuz? Toplayın kongreyi ve sizi destekleyen il teşkilatlarıyla yeniden Genel Başkan seçilin.
Ele güne karşı 'mahkemelik' olmaya ne gerek var?
Ama siz de biliyorsunuz gerçeği.
Devriniz bitti. Ülkücü Hareketin ve MHP'nin önündeki baraj kapağı olamayacaksınız artık!
Ama olağanüstü ama sizin tertipleyeceğiniz bir kongre ile köşenize çekileceksiniz, sarışın çocukla birlikte…
