Devlet Bahçeli, FETÖ' üyesi bazı askerlerin iltica başvurularının kabul edilmesi ve Alman parlamenterlerin İncirlik ziyareti başvurusunun reddedilmesi nedeniyle gergin olan Türkiye - Almanya ilişkileriyle ilgili de Bahçeli "İncirlik ziyaretine verilmeyen izni eleştirmek abesle iştigaldir. Hükümetin haysiyetli tavrı bize göre son derece isabetlidir." değerlendirmesini yaptı.
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
ALMANYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
"Almanya'nın bir yanda FETÖ'cülere destek ve himayesi, diğer yanda PKK'ya kol kanat germesi, ilişkileri geren meydan okuma halidir. Almanya Dışişleri Bakanı'nın suya sabuna dokunmayan sözleri, kuşku ve tereddütlere olanak sağlamıştır. Dost ve müttefik bir ülkenin terör örgütünün propagandasına suskun kalması hiçbir açıdan meşru ve hukuki sayılamayacaktır. Bu soruların netliğe kavuşma zarureti vardır. Aksi halde iki ülke ilişkilerinin düzelme şansı çok az olacaktır. 400'den fazla FETÖ'cü Almanya'ya iltica talebinde bulunmuşken, Almanya'nın damgalı hainleri görmeyip, sözde bir gazeteciyi mesele yapması kabul edilir bir şey değildir. Terör yandaşı gazeteci ki, Kandil'e gidip teröristlerle röportaj yapan, Kürtler katledliliyor yalanını dünyaya servis eden ajan provokatördür. En büyük delil 249 vatan evladını şehadeti 2195 vatan evladının yaralanmasıdır. Delil 15 Temmuz gecesindeki tüm Türkiye'dir. Türkiye'de tutuklu bulunan sözde gazeteci ile ilgili kararın siyaset tarafından verilmesi nasıl beklenmektedir. Teröristlerin iltica talepleri konusunda topu mahkemelere atan Alman siyaseti, söz konusu gazeteci ile ilgili kararın nerede verileceğini sanmaktadır.
"HÜKÜMETİN HAYSİYETLİ TAVRI SON DERECE İSABETLİ"
"Türkiye Cumhuriyeti egemen bir devlettir. Ona buna pabuç bırakmayacaktır. İncirlik Üssü Adana'dadır. Yol geçen hanı da değildir. Gizli hedefler için basamak yapacağız yer de değildir. İncirlik ziyaretine verilmeyen izni eleştirmek abesle iştigaldir. Hükümetin haysiyetli tavrı bize göre son derece isabetlidir. Türkiye'nin neyi nasıl anlayacağını tespit makamı bir yabancı hükümet mensubunun işi ve görevi değildir. Biz anlayacağımızı anladık, göreceğimizi de zaten gördük. Varsa, aklını kendine saklamalıdır. Alman askerleri önümüzdeki hafta çekileceklermiş. Durduğunuz kabahat hepinize uğurlar olsun. Niye zaman kaybediyorsunuz? Yetmezse Konya'dan da tası tarağı toplar en yakın zamanda Ürdün'e mi gidiyorsunuz, fizana mı gidiyorsunuz, ardınıza bakmadan çeker gidersiniz."
TERÖR SALDIRILARI
Milliyetçi, ülkücü hareket varsa tertemiz vatan evlatları vardır ve ayaktadır. Doğrudur, ülkemiz devasa sorun bağları arasında sıkışmıştır. Hiçbir vatandaşımız yarınından, ötesinden emin değildir. Milletçe kenetlenmekten başka seçeneğimiz yoktur. Zira Türkiye'yi hedefine alan pek çok tuzak ve oyunun varlığı gün gibi meydandadır. Uzun vadeli hesaplar tekrar güncellenmiş, adice, aniden devreye alınmıştır. Karanlık çevreler dur durak bilmeden kanlı faaliyetlerini ilerletmişlerdir. Terör bumerang gibidir. Tutan eli mutlaka kıracak, destekleyicileri geri dönüp çarpacaktır. Dünya terörü konuşmaktadır, anlaşılan odur ki daha uzun bir süre de konuşacaktır. Terör demek; canilik, cinayet, cehalet demektir. Terörizm kör bir testere, terörist ise kendi türüne kastetmiş seri bir katildir.
Son bir hafta içinde dünyanın farklı bölge ve ülkeler peş peşe kana bulanmıştır. 20 Mayıs'ta Bağdat'ta, 31 Mayıs'ta Kabil'de, 3 Haziran'da Manila'da terör çok sayıda cana malolmuştur. Ayrıca 3 Haziran'ı 4 Haziran'a bağlayan gece de Londra'da acımasız bir terör saldırısı yaşanmış, 7 kişi hayatını kaybederken 48 kişi de yaralanmıştır. Birleşik Krallık'ta hayat sanki durmuş, insanlar olası eylemlerden dolayı evlerine kapanmıştır. Terör saldırısına maruz kalan ülkelere taziyelerimi iletiyorum. Ancak hala küresel bir inisiyatif alınamamasından da kaygı duyduğumu belirtmek istiyorum. Londra'da, Berlin'de Paris'te istisna olan terör, Kabil'de, Şam'da, Hakkari'de, Şırnak'ta olağandır."
"TERÖR HER YERDE TERÖRDÜR"
"Batı başkentlerinin derin sessizliğe gömülmesi unutulması imkansız olan iki yüzlü bir tavırdır. Hans ölürken, John ölürken dünya ayağa kalkar ama Mehmet ölürken kimseden çıt çıkmaz. Londra patlarsa, Paris kurşunlanırsa muazzam bir itiraz çığlığı yükselir, İstanbul bombalanırsa derin bir sükut cihana yayılır. İnsan her yerde insandır, terör de her yerde terördür. Önümüzdeki dönemde daha fazla kan akacak, daha çok bedel ödenecektir. Yer kürenin her köşesinde faal bulunan tüm terör örgütlerine 'artık yeter' deme vakti gelmiş, hatta geçmektedir. Ya insanlık onurunu savunacağız, ya da insanlığın uçuruma yuvarlandığını göreceğiz. Ya başaracağız, ya da hep birlikte haybetmeye mahkum kalacağız. Bu meselenin orta yolu kalmamıştır. Çıkış tektir. Sırt sırta vermek kaçınılmaz bir ihtiyaçtır."
"TBMM'YE SALDIRAN CANİLER BELLİDİR"
TBMM'ye saldıran caniler bellidir. MİT'e, Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine ateş yağdıran teröristler bellidir. 249 vatan evladını şehit eden, polisi polise, askeri askere kırdırmak için Pensilvanya'dan talimat alan hainler bellidir. Uzayıp gide mahkeme safahatları, kabul edilen iddianameler, infial yaratan duruşmalar neyin nesidir? Fetö'cü darbeciler mahkemelerde üzerine atılı suçları inkarla meşguldür. Zannedersiniz ki bu alçaklar sütten çıkmış ak kaşık. Biri diyor ki "Torunlarımı özlediğim için Ankara'dayım", diğeri diyor ki "Benim tek örgütüm TSK'dır". Hatta özel kuvvetlerde görevli bir albay, "Hakimin Gülen için ne diyeceksin?" sorusuna, "Orada değildi, onu söyleyebilirim" diyecek kadar rahattır. Zeytinyağı gibi su üstüne çıkmaya çalışıyorlar.
Bu namertler, şerefli Türk askerinin üniformasına saklanmış teröristlerdir. Hiçbir ifadeleri bu gerçeği değiştirmeyecektir. Hiçbir masum poz, 15 Temmuz'un üzerini örtemeyecektir. Önemli olan FETÖ'cülerin ne söylediği değil, Türk adaletinin ne zaman gerekeni yapacağıdır. FETÖ'cüler algı oyunu yaptıkça şehit yakınları çileden çıkmaktadır. Üstelik süre uzadıkça, somut delil ve belgeler yara almaktadır. FETÖ'cülerin kafasına adaletin demir yumruğunu vurmak ertelenemez bir zorunluluktur. 15 Temmuz'un hesabı ya sorulacak, ya sorulacaktır. Bundan başka bir yol yoktur. Aralarında Pensilvanyalı hainin de bulunduğu 130 kişinin vatandaşlıktan çıkarılacağı ilan edilmiştir. Bu hainleri vatandaşlıktan çıkarma konusunda acele etmek hem erken, hem mantıklı değildir. Bunların hepsiden Türk adaleti önünde hesap sorulmalıdır. İhanetlerinin bedeli kesinlikle ödetilmelidir. Yine darbe iddiaları gündemdedir.
Bu sefer 15 Haziran işaret edilmektedir. Eğer yeni bir darbe teşebbüsü olursa, eğer buna kalkışan çıkarsa bilinsin ki bu aziz topraklarda gömülecek ne bir toprak, ne bir yer, ne bir mezar taşı bulamayacaklardır. Darbecilerin gelecekleri varsa görecekleri de vardır. Görecekleri azap ve dehşet olacaktır.
Demokrasiden vazgeçmeyeceğiz. Kontrollü darbe çığırtkanlıklarına "Eyvallah" demeyeceğiz, kripto FETÖ'cülere, köksüz nankörlere geçit vermeyeceğiz. Biriz, biziz, hep beraber diri ve güçlüyüz. Bu devleti yenemeyecekler. Bu devleti alt edemeyecekler. Bu aziz vatana yan gözle dahi bakamayacaklardır. Aksi halde sonuçlarına katlanacaklardır. "