Hazırlayan: Timuçin MERT
Kılıçdaroğlu'nun "Adalet Yürüyüşü"ne yurt genelinde ilgi arttıkça, iktidarla birlikte Devlet Bahçeli'nin de endişesi artıyor.
İktidarı anladık da, Devlet Bahçeli, neden kızıp köpürüyor? Kendisini iktidar mı sanıyor yoksa?
Kim bilir, belki de öyledir!
Son dönemde canhıraş bir şekilde kendi partisi için değil, AKP için çalışıyor ve muhalefete muhalefet yapıyor!
Yeni dönemde, partisi seçim barajı altında kalıp siyaset sahnesinden silineceğine göre Bahçeli Beyefendi iktidar partisine yatırım yapıyor olabilir.
Örnek ortada... Belki AKP, eski MHP'li Tuğrul Türkeş'e yaptığı gibi Devlet Bahçeli'ye de, başkan yardımcılığı veya bakanlık filan verebilir. Neden olmasın, değil mi? Şartlar ne olursa olsun, yalnız Bahçeli'ye değil, bütün siyasilere koltuk tatlı geliyor! Yapışıp bırakmıyorlar! Ta ki, artlarına bir tekme yiyinceye kadar!
Yeni parti geliyor
Ufukta yeni bir partinin silueti görülüyor. Yakında her şey netleşip şekillenecek.
(...)
Mahkemenin verdiği "Olağanüstü Kongre'yi iptal" kararını şaibeli bulan gerçek MHP'liler "Yazık, koca parti batıyor!" diye büyük üzüntü içindeler.
Devlet Bahçeli'nin, Semih Yalçın gibi kılavuzları olursa gideceği yer bellidir.
Rahmi Turan Sözcü
***
Türkiye'nin utanç saati
-------
Hayat, Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla değişti...
El bombası başına onlarca müebbet hapis düştü...
Neredeyse hakkında soruşturma açılan kalmadı...
Kiminin telefonu dinlendi..
Kiminin evi arandı, sorgulandı, gözaltına alındı, gözdağı verildi, bırakıldı..
Kimileri de tutuklandı.. Ceza verir gibi tutuklandı..
Türkiye öyle bir hale gelmişti ki; insanlar mini bavullarını yatak ucuna koyarak kuş uykusuna daldılar..
Kuş uykusu dedim..
Çünkü..
Sabah beş!..
Türkiye'nin utanç saati olmuştu..
Yüzlerce yazarın, çizerin aydının evi sabahın beşinde basıldı.. Çağırdıklarında savcıya tereddütsüz gidecek insanlar kelepçelenerek götürüldü..
Kafalarına basılarak araçlara sokuldu..
Aşağılama, itibarsızlaştırma, karalama, yaftalama gırla gitti..
(...)
Ergenekon terör örgütüydü ama ortada terör yoktu.. (...) Savcıların aklına Danıştay saldırısı geldi.. İki sahte belge, bir yalancı tanık, işi çözdü..
(...) Fakat küçük bir problem daha vardı.. Binlerce teröriste sahip örgütün yeteri kadar silahı yoktu..
Gerçi polis kendi gömdüğü silahları kendi bulup örgüte yamamıştı ama çoğu işe yaramazdı..
Tezgâh kokuyordu..
Savcılardan birinin aklına 'Şeytanın aklına gelmez' denilen geldi.. (...) 'Eski Genelkurmay Başkanı'nı terörist diye içeri alalım, örgüte yamayalım, olsun bitsin' dedi..
(...) Dediklerini yaptılar...
Türkiye çüüüüş diye bağırdı..
Ohaaa diye haykırdı..
Ama korkudan sessizce.. İçinden, kimselere duyurmadan..
Sonrasını biliyorsunuz..
(...)
Ergenekon davası yeniden başladı.. Ergenekon savcılarının birleştirdiği iddianameler teker teker ayrıldı.. Danıştay saldırısının dosyası ayrıldı.. Genelkurmay Başkanı'nın yargılanması durduruldu..
***
Ergenekon sopasıyla Türkiye'yi titreten savcılar, hâkimler nerde ne yapıyorlar diye sorarsanız..
Bir kısmı kaçtı gitti..
Bir kısmı hapiste, volta atıyor!..
Mehmet Tezkan Milliyet
***
"Darbe sanıklarını 'vermeyin' dedik"
--------
(...) Yunanistan, Almanya, Belçika, ABD mahkemeleri darbe sanıklarını neden vermiyor?
Biz "Vermeyin" dedik de onun için... Darbe girişiminin ertesi günü kafası gözü yarılmış generallerin resimlerini Anadolu Ajansı aracılığıyla dünyaya yaymak, açıkça "Darbecileri iade etmeyin" anlamına geliyordu. Çünkü uluslararası hukuk malum: "İadesi istenen suçlu; adil olmayan yargılama, ölüm cezası, işkence ve küçültücü muameleye maruz kalma riski varsa o ülkeye verilmiyor"
Bizim iktidarın ikide bir "idam"dan dem vurması bile şüphelilerin iadesinin reddi için yeterli sebeptir. Kaldı ki yukarıda sözü geçen ülkeler bugüne dek iade için usulüne uygun talepte bulunmadığımızı da söylüyor...
Biz darbe sanıklarının iadesini istiyor muyuz, istemiyor muyuz; belli değil!
Melih Aşık Milliyet
***
Milletinle savaşacağına sınırdaki ihanete bak
-------
Son günlerde PKK terörü "ABD'den aldığı silahlar ve moral desteğiyle" hızını arttırdı, şehit ve yaralı asker haberleri arka arkaya geliyor.
(...) TSK dün "PYD-PKK kontrolündeki Afrin'in karşısında" bulunan Kilis sınır bölgesine yığınak yaptı. PYD'ye verilecek bir cevaba ABD'nin nasıl müdahale edeceği "Suriye uçağını düşürerek Esad'a verdiği gözdağı" ile ortaya konduğuna göre ABD ile tüm ilişkilerimizin bozulacağı süreç de uzak değil gibi...
Kobani'den ve Suriye iç savaşına müdahaleden başlayarak dış politikada yaptığımız hataların gelinen noktada rolü inkar edilemez.
Hükümet, iç çekişmeleri bırakarak önce bu konuya çözüm aramak, acil ve yoğun çalışma yapmak zorundadır.
Güngör Mengi Vatan