Bahçeli, AKP ile ittifak için model önerdi

Bahçeli, AKP ile ittifak için model önerdi

MHP Genel Başkanı Bahçeli, AKP ile 2019'da ittifak yapılmasına ilişkin tartışmalar sürerken gazetecilere açıklamada bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, açılış ve temel atma törenleri için önceki gün gittiği Manisa’dan dönüşte bir grup gazeteci ile sohbet etti.

Bahçeli, AKP ile 2019 seçimlerinde ittifak yapılmasına ilişkin önerilerde bulundu. "Eğer bu konu Türkiye’de tartışılıyor ise, ittifak yapılmasını öngören yaklaşımlar çoğunluk kazanıyorsa, o zaman bunu yasal zemine oturtturmakta yarar var" diyen Bahçeli, "Yasal zemin ne olmalıdır? Siyasi partiler girmeli, ittifak yapılacak ise böyle bir düşünceye sahip olan birden fazla parti bir araya gelerek, o partilerin tüzel kişilikleri, o partilere verilen oylar ittifak içinde bölünmek üzere bir ittifak çatısı, ismi üzerinde buluşmakla halledilebilir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli'nin gazetecilerin sorulara verdiği cevaplar şöyle: 

"YASAL ZEMİN ŞART"

"Yasal zemin nasıl olmalıdır, bunu daha evvelden de ifade ettim. Siyasi partiler girmeli, ama ittifak yapılacak ise böyle bir düşünceye sahip olan birden fazla parti bir araya gelerek, bir ittifak düşüncesine sahipler ise o partilerin tüzel kişilikleri ve partilere verilen oylar ittifak içerisinde bölünmek üzere bir ittifak çatısı ismi üzerinde buluşmakla o halledilebilir."

"PARTİ OYLARI BELLİ OLSUN"

"Yani şu A partisi, bu B partisi. C ittifak partisi. Altına da, onun yanında F ve E partileri. O zaman buraya, A’ya bir mühür vuracaksınız. İkincisine B’ye bir mühür vuracaksınız. C’ye vuracaksınız ama hangi partiden birisi olarak ittifaka katılmışsa oradaki E partisinin mührünü de vurman lazım. O zaman E ile F’nin mühürleri toplamı C’yi oluşturur. C’nin çıkaracağı milletvekilinin kendi arasındaki dağılımı da E ve F partilerinin milletvekili sayısı olur. Dolayısıyla onlar da Meclis’te temsil edilir. Eğer barajı aşmış bir rakamı oluşturmuşlarsa, Hazine’den yardım alma gibi bir durum da oluşmuş olur. Bunlar tartışılsın diye söylüyoruz."

"TEMSİLE İMKAN VERİLMELİ"

"Bunun dışında ittifakı yapmadan yüzde 10 barajını aşabilmek açısından, o zaman da HDP ve ondan evvelki başka parti, bağımsız adaylar zincirlemesiyle konuyu aştı. Bağımsız adayları seçti, Meclis’e geldi. Bu deneyimlerden Türk siyaseti bir sonuç çıkarmalı, istikrar sağlamalı. Siyasi partilerin Meclis’te temsil edilmelerine imkan verilmeli, bir çözüm yolu bulunmalı."

"EN AÇIK TUTUM ERDOĞAN'DAN"

"(Soçi zirvesi) En açık tutumu Sayın Cumhurbaşkanı ortaya koydu. ‘(PYD’yi) muhatap almak mümkün değildir’ diyor. Önemli olan ortak bildiride ne olduğudur."

"ÜLKEMİZİ İLGİLENDİREN BİR DURUM"

"O konuda da çok karmaşık ifadeler var. Eğer Türkiye’de bir suç işlenmiş veya işlenmiş suça iştirak edilmiş ise bu ülkemizi ilgilendiren bir durumdur. ABD,kendi hükümranlık alanında işlenmemiş bir suç için, dava açma gibi bir yetkiyi kendisinde nasıl görüyor, bunu iyi değerlendirmek lazım. ABD’nin böyle bir hakkı yok. Eğer bu gibi konularla ilgili elinde bir veri, bilgi varsa kişiyi orada tutuklu bulundurmak yerine eldeki bilgilerle beraber onu Türkiye’ye iade etmesi lazım."

Zarrab’ın nasıl gittiği henüz gölgede:Tartışmalardan biri de Zarrab’ın oraya nasıl gittiği… Buralar henüz gölgede. Bizim bildiğimiz bir şey yok. Eğer böyle bir konuda,kendi topraklarındaki hükümranlık alanında,birtakım faaliyetlerden dolayı suç işlemiş ise, o zaman buradan kendisiyle ilgili 80’in üzerinde dosyanın gönderilmiş olduğu Fethullah Gülen’i niye iade etmiyor?

Burada bir çelişki var. Bu sebepten dolayı ABD, burada bazı konularda Türkiye üzerinde baskı mı yaratmak istiyor, başka bir davranış içine mi girmek istiyor? 27 Kasım’ı, daha sonra da 4 Aralık’ı beklemek lazım. Cumhurbaşkanı’nın 17-25 Aralık ile ilgili Türkiye’de karşı karşıya kalmış olduğu birtakım suçlamalar, dokümanlar, veriler, iddialar dikkate alınırsa, “Burada bu neticeyi alamayanlar, bunları herhalde kaçtıkları ABD’de işbirliği yaparak onlara vermiş oluyor. Onlar da Türkiye aleyhine kullanmak istiyorlar” gibi bir yaklaşımı var.

"SENFONİ ORKESTRASI KURARDIK"

Ben olsam ABD’ye notayı 50 tane verirdim. Senfoni orkestrası kurardık o notalarla. (Gülüyor) ABD’yi bu kadar haklı görmek doğru değil

"ŞAHSEN DE BİRAZ AĞRIMA GİDİYOR"

Ne biliyorlar askerlerle ilgili çuval meselesinde? Türkiye’nin herhangi bir şey yapmadığını, yapmak istemediğini bir bileniniz var mı? Ama son günlerde şahsen de biraz ağrıma gidiyor. Dün 12 Eylül öncesinde ‘Go Home’ diye çığırtkanlık yapanlar şimdi ABD’ye ‘Come In’ diyorlar. Bu çok yanlış. Her konuda ABD’yi haklı gibi gösterip, ABD aracılığıyla Türkiye’ye, Türk milletine ve hükümetine baskı yapmaya heveslenmek doğru değil. Çok daha ağır ifadeleri var da ben bu aşamada kullanmak istemiyorum.

"SAFFET SANCAKLI GEREĞİNİ YAPTI"

Milletvekilimiz Saffet Bey (Saffet Sancaklı), çok iyi bir değerlendirme yaptı. Bunun Beyaz TV’den ayrılması da zannediyorum o TV’nin yöneticileri olan Osman Gökçek’in önemli bir kararıdır. Bu tür gelişigüzel konuşmalar, geleneğimize, ahlakımıza bağdaşmayan sözcükler, TV’lerde kullanılmamalı. Bu örnek devam etmelidir. Türkiye’de çok sayıda Boşnak kökenli evladımız, TC vatandaşı var. Saffet Bey de bunlardan bir tanesidir. Doğum yeri Sancak’tır. Benim de kanaatimi almak istedi, “Gereğini yapınız” diye talimat verdim.

"GÜZEL BİR DEĞERLENDİRME"

İyi değerlendireceğim diyeceğim başka çağrışım yapar. Güzel bir değerlendirme olmuş diyeyim. (Gülüyor)

"ALEVİLER MEMLEKETİN ÖZ EVLATLARIDIR"

Alevi vatandaşlarımızı işaret koymakla tahrik etmenin, onların güvenliğini sağlayamayacak bir konuma itmenin gereği yok. Bunların hepsi provokatördür. Başta işaret konulan hangi kapı ise o kapı bu memleketin öz evladıdır. Başkasına koymayıp burayı tercih ediyorsa o daha anlamlı şahsiyet demektir.

"KARANLIKTAN AYDINLIĞA YÜRÜYORSUNUZ"

Çok güzel bir uygulama, karanlıktan aydınlığa doğru yürüyorsunuz.(Gülüyor) Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Saat 07.00’de her yer karanlık. Karanlıktan aydınlığa doğru yürüyüş güzel bir şey. (Gülüyor).

"NAKLİYAT ARABASINA VALİLİĞİ KOYUP TAŞIMAKTIR"

Hakkari ve Şırnak il vasıflarını devam ettirmeliler. Hakkari’yi küçülterek, bir başka yeri il yapmanın manası yok. Hakkari’nin il vasfını kaybetmesini ne mahsuru var, böyle bir şeye ihtiyaç nereden kaynaklanıyor, onu bilemiyorum. Ama Hakkari yıllardan beri il vasfını taşıyor. Dolayısıyla onun ilçesini il yapma ve Hakkari’yi oraya bağlama bir nakliyat arabasına valilik arabasını koyup, Hakkari’den oraya götürmek anlamına gelir. O da doğru bir şey değil.

İlgili Haberler