Halk TV’de yer alan habere göre; Baharın yüzünü göstermesiyle birlikte öksürme ve burun tıkanıklığı gibi şikâyetler de arttığı biliniyor. Polenlerin etkisiyle burun ve boğaz kaşıntısı, göz sulanması gibi sorunlar yaşayanlar sıklıkla ‘Acaba bahar alerjim mi var?’ Sorusu soruldu. Peki, alerji misiniz yoksa farkına varamadığınız bir rahatsızlığınız mı var? Tüm detaylar haberimizde…
Havada yayılan ağaç, çiçek ve çimenlerin oluşturdukları polenler, alerjik bir bünyeye sahip kişilerin vücuduna girerek bazı maddelerin salgılanmasına neden oluyor. Böylece gözlerdeki ve burun zarlarındaki kılcal damarların genişleyerek dokular şişiyor ve halk arasında ‘saman nezlesi’ de denen ''bahar alerjisi'' belirtileri kendini gösteriyor.
Polenler, bahar aylarında günlük hayatı etkileyen olumsuzluklara neden olabiliyor. Hapşırma, burun akıntısı, göz sulanması, ağız ve boğaz kaşıntısı gibi soğuk algınlığında da karşılaştığımız sorunlarla kendini gösteren alerjik reaksiyonlar kimi zaman bir soğuk algınlığının da habercisi olabiliyor. Doğru teşhis konmadığında tedavinin de yapılamadığı bu sorunlar daha büyük hastalıklara kapıyı aralıyor.
GENETİK YATKINLIĞINIZ OLABİLİR
Bahar alerjisi, genetik bir hastalık olarak da seyrediyor. Anne ve babasında alerjik reaksiyonlar olanların yakalanma riski, yüzde 50’ye kadar yükseliyor. Alerjik reaksiyon vücutta oluşan birtakım bağışıklık mekanizmalarıyla genellikle 20-40 yaş grubunda görülüyor. Son yıllarda genetiği değiştirilmiş hormonlu gıdalar, hava kirliliği, iklim değişikliği gibi çevresel şartlar ile yaşam koşullarının olumsuz yönde değişmesi, bağışıklık sistemini zayıflatarak alerjik bünyenin daha şiddetli hale gelmesine yol açıyor. Bu yüzden 10 yaşındaki çocuklarda da bahar alerjisine rastlanabiliyor.
ALERJİ VE NEZLEYİ NASIL AYIRT EDERİZ?
Bahar alerjisine neden olduğu söylenen polenlerin hepsi alerjiye neden olmaz. Alerjiye en çok zeytin, fındık, kızılağaç, kavak ve buğday yulaflarının polenleri yol açıyor. Şubat ve mayıs arasında etkili olan ağaç polenleri, nöbetler halinde tekrarlayan ve nezle belirtileriyle benzerlik gösteren sorunlara sebep oluyor. Bahar alerjisi olan kişiler, krize girmiş gibi peş peşe hapşırıyor, burunları akıyor ve sıklıkla gözleri sulanıyor.
Nezle ve bahar alerjisi karıştırılsa da ikisini ayırt etmek mümkün. Aralarındaki en büyük fark; nezlede semptomların 1 hafta, en geç 10 gün içinde kaybolması. Bahar alerjisinde ise bu süre 2, hatta 4 aya kadar uzayabiliyor. Belirtiler 2 haftadan uzun sürüyorsa altında alerjik bir reaksiyonun olup olmadığının mutlaka araştırılması gerekiyor. Ayrıca yakınmaların aralıklı krizler halinde olması, özellikle de hastanın ailesinde alerji öyküsünün olması bahar alerjisine işaret ediyor. Kesin tanı ise alerji testi ve kan tetkiklerinin ardından konuyor.
BAHAR ALERJİSİNİN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Sorunun cevabı maalesef olumsuz. Alerjik hastalıklar kesin olarak tedavi edilemiyor. Uygulanan tedavilerin amacı ise alerjinin belirtilerini azaltarak şiddetini gidermek ve hastalığın tekrarlamasını önlemek. Burun tıkanıklığı ile göz yaşarması gibi belirtiler, ilaç tedavisiyle hafifletilebiliyor. Bu sayede de kişilerin daha kaliteli bir yaşam sürmesi sağlanabiliyor. İlaç tedavisine en az 3-4 ay devam edilmeli. Ancak hastalar genellikle şikayetleri geçer geçmez iyileştiğini sanıp, ilaç tedavisini yarıda bırakıyor ve belirtiler birkaç gün sonra yeniden ortaya çıkıyor. Başarılı bir sonuç için ilaçlarınızı, doktorun önerdiği süre boyunca düzenli olarak almalısınız.
Yaşam kalitesini etkileyecek bir bahar alerjiniz varsa bir hekime başvurmak önemli. Hekiminiz, belirtilerinizi hangi alerjenlerin tetiklediğini bulmak için cilt ve kan teşhis testleri yaptırmanızı önerebilir. Değerlendirmelerin ardından tetikleyicilerinizden kaçınmak için hangi adımların atılması gerektiğini belirleyerek hangi tedavilerin en iyi sonucu vereceği belirlenebiliyor.
ASTIM RİSKİ VAR
Bahar alerjisi tedavi edilse bile alerjisi olan kişilerin, astım olma riski her zaman var. Nefes yolu, burundan başlayan ve akciğere kadar giden bir yol ve alerjik reaksiyon, tüm bu yolu etkilediği için alerjisi olan kişilerin yüzde 50’den fazlasında astım görülebiliyor. Ancak astım, kriz olarak değil; öksürük atakları, önlenemeyen öksürükler, zaman zaman nefes darlığı şeklinde de olabiliyor. Hem astımı hem bahar alerjisi olan hastalarda, alerji tedavi edildiğinde astımın da tedavi edildiği görülüyor. Belirtiler görüldüğünde bir alerji uzmanına başvurmak ve gerekli önlemleri almak önemli.
BAHAR ALERJİNİZ SİNÜZİTE DÖNÜŞMESİN
Bahar alerjisi hafife alınıp, tedavi edilmez ya da kontrol altına alınmazsa kronik sinüzite ve bronşite neden olabiliyor. Böylece burun akıntısı gibi belirtiler kronikleşebiliyor ve tedaviden fayda görmeyerek yaşam kalitesinin iyileştirilmesi şansını da kaybediyor. Ayrıca üst solunum yollarında başlayan sorun da ilerleyerek alt solunum yollarına kadar iniyor ve astım ataklarına yol açabiliyor. Yapılan araştırmalara göre bahar alerjisinin astıma dönüşme oranı, yüzde 30 gibi yüksek bir oranda seyrediyor. Bu sonuca yol açan ise ‘Geçer’ savurganlığıyla zamanında doktora görünmemek ve alerjenlerden yeterince korunmamak oluyor.