Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Azerbaycan Cumhuriyeti yüz yaşında

              Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti 28 Mayıs 1918'de kuruldu. Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı'nın kararıyla 2018'de kuruluşun yüzüncü yıl dönümü kutlanacak. Azerbaycan'da bu kutlamalar için nasıl bir program düzenlendiğini bilmiyoruz. Kutlamaların devlet çapında olacağını, çeşitli ilmî ve kültürel faaliyetler yanında ihtişamlı devlet törenlerinin de yapılacağını tahmin edebiliriz. Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti'nin fikrî ve siyasi önderlerinin heykellerinin yer alacağı bir anıtlık, bir açık hava müzesi de millî tarih bilincini güçlendirecektir. Azerbaycanlı sanatçıların şiirle, romanla, resimle, heykelle, musiki ile o günleri canlandırması ne güzel olur!

                2018 kutlamalarına Türkiye'nin de bütün kurum ve kuruluşlarıyla hazırlıklı olması gerektiğini düşünüyorum. Sadece "bir millet iki devlet" olduğumuz için değil. 1918'deki kuruluşla Türkiye'nin de doğrudan bağlantısı olduğu için kutlamalara katılmalı ve hazırlıklar yapmalıyız.

                Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurucu başkanı Mehmet Emin Resülzade 1911-1913 yıllarında İstanbul'dadır, Türkçülerle temas hâlindedir ve Türk Yurdu'nda yazılar yazmaktadır. Hüseyinzade Ali Bey ve Ağaoğlu Ahmet Bey ile birlikte Türkçülük fikrini İstanbul'dan Azerbaycan'a taşıyan fikir adamlarından biri de odur. 1915'te Azerbaycan'da çıkarmaya başladığı Açık Söz gazetesiyle Türkçülük fikirlerini yaymaya çalışmıştır. 1917'de Müsavat Partisi başkanlığına seçilmiş ve parti programına Türkçülük ilkesini yerleştirmiştir. Programa göre din birliği yanında dil, edebiyat ve âdet birliği de "millet"i meydana getiren "alametlerdendir" ve bu açıdan bütün Türkler bir millettir. Ziya Gökalp'ın "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" ilkesinden de etkilenen Resülzade Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bayrağını da bu sebeple mavi (Türklük), kırmızı (çağdaşlık) ve yeşil (Müslümanlık) olarak belirlemiştir.

                Türkiye'nin ilgisi sadece fikrî planda değildir. Cumhuriyetin ilanından bir hafta sonra, 04 Haziran 1918'de Azerbaycan temsilcileriyle Osmanlı hükümetinin temsilcileri Batum'da bir araya gelmiş ve karşılıklı yardım anlaşması imzalamışlardır. Bu anlaşmaya dayanarak Osmanlı Türk ordusunun 5. Kafkas Fırkası, Gümrü ve Gazak üzerinden Azerbaycan'a hareket etmiş ve 16 Eylül 1918'de Bakü'yü Rus işgalinden kurtarmıştır. Azerbaycan'daki Türk şehitlikleri işte bu seferin hatırasıdır. Demek ki 2018 yılı, Osmanlı Türk - Azerbaycan Cumhuriyeti yardım anlaşmasının da, Türk ordusunun Bakü'yü Rus işgalinden kurtarmasının da 100. yıl dönümüdür. Türkiye'nin bilfiil içinde olduğu bu olayların 100. yılının kutlanmasında bizim üzerimize de görevler düştüğü açıktır.

                "Yeni devlet kurma" hezeyanları vesilesiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını bir kere daha teyit eden devletimizin yetkilileri, Azerbaycan ile temasa geçip kutlamalara yapabilecekleri katkıları tespit etmelidirler.

                İlmî ve kültürel faaliyetleri üniversitelerin ilgili bölüm ve enstitüleri (Türkoloji'yle, tarihle ilgili bölümler ve Türkiyat Enstitüleri), Türk Tarih Kurumu, Türk Dünyası ve Azerbaycan üzerinde çalışan vakıf ve dernekler üstlenebilir. Özellikle, Mehmet Emin Resülzade tarafından kurulmuş olan Azerbaycan Kültür Derneği ilk akla gelmesi gereken kuruluştur. Uzun yıllardan beri Türk Dünyası hakkında yayınlar yapan Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü ile Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı da bu faaliyetler içinde yer almalıdır. Ancak adı geçen dernek ve vakıfların mali imkânları son derece kısıtlıdır. Bu kuruluşlar devlet tarafından desteklenerek faaliyetler içine katılmalıdır. Konuyu bir süreden beri gündeme getiren Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği'ni de unutmamak gerekir. Başkanlığını Celal Öcal'ın yürüttüğü bu dernek daha şimdiden yapılabilecek bazı faaliyetleri listelemiştir.

                İlmî ve kültürel faaliyetler deyince çalıştaylar, sempozyumlar, yayınlar, sergiler, belgeseller akla geliyor. Konuyla ilgili bazı önemli eserlerin yeniden yayımlanması gerekir. Özellikle Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti'nin önderleri olan iki kişinin eserleri: Resülzade'nin 1951'de yayımlanmış olan Çağdaş Azerbaycan Tarihi ve Mirza Bala'nın 1938'de yayımlanmış Millî Azerbaycan Hareketi. Bunlara Hüseyin Baykara'nın 1975'te yayımlanmış olan Azerbaycan İstiklâl Mücadelesi Tarihi'ni de ekleyebiliriz.

                  Tarih şuuru olmayan milletlerin geleceği de olmaz.

Yazarın Diğer Yazıları