Ayrılıkçılık, milliyetçi dalga ve gaflet siyaseti!..
"Tepki tepkiyi doğurur" derler ya; işte HDP desteğinde seçime giren muhalefet bir yandan kendi tabanındaki tepkileri, diğer yandan da iktidar ve medyasının estirdiği karşı propagandanın bütün hesapları alt üst edeceğini göremedi...
Oysa bir yandan FETÖ'cuların, bir yandan HDP'nin, diğer yandan da en çok PKK'nın 14 Mayıs seçimlerini bir "özgürleşme dönemi" olarak görmesi ve bu kapsamda "100 yıllık cumhuriyeti dönüştüreceğiz" şeklinde provokatif açıklamaların CHP ile Millet İttifakı'na darbe vuracağını bu köşeden defalarca vurgulamıştık...
Ancak tüm uyarılara rağmen bir yandan CHP yönetimi ve bir yandan da (İYİ Parti dışındaki) diğer ittifak üyeleri HDP ve PKK'dan gelen kışkırtıcı açıklamalara sessiz kalırken, diğer yandan da kendini "muhalif medya" olarak pazarlayan, ancak kör bir hırsın peşinde gerçekleri görmezken, asıl manzarayı halktan gizleyenler de Kılıçdaroğlu'nu yanıltmaktan öteye gidemediler...
Heyhat!.. PKK ve FETÖ yurt içi ve yurt dışındaki operasyonlarda sarsılmışken; CHP ve muhalif medya kılığındakilerle (çuvallarını para doldururken çuvallayan) anket firmalarının tamamı da büyük bir yanılgıya düşerek, etnik siyasetin etkileri açısından muhalefeti yanlış yönlendirdiler...
İşte, HDP'nin Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklamasından itibaren "genel af çıkarılacak, özerklik gelecek, İmralı'nın kapıları kırılacak" şeklinde, PKK tarafından dillendirilen iddiaların sadece milliyetçi muhafazakar kesimle merkez sağ üzerinde değil, CHP'ye gönül vermiş kitleler üzerinde de olumsuz bir algı yaratacağı ısrarla görmezden gelindi...
Ve "tepki tepkiyi doğurur" gerçeği bir kez daha ortaya çıktı ki; "Demirtaş ve Kavala için oy verin" propagandasının yükseldiği bir dönemde, AKP'ye karşı duran kitlelerde büyüyen "özerklik" kaygısı da infiale dönüştü...
Kılıçdaroğlu'nu yanıltan strateji!..
Muhalafet; AKP'nin, geçmişte birlikte yürüdüğü FETÖ'culara ve Habur olayı, Oslo görüşmeleri ile açılım işbirliği nedeniyle gaflete düştüğü PKK'ya son 6 yılda yapılan operasyonların sonuçlarını da görmeyerek, HDP desteğinin işe yarayacağını planladı ama, bu strateji katkı yerine hayal kırıklığı yaratmaktan öteye gidemedi...
Velhasıl Erdoğan düşmanlığı tabi ki muhalif seçmenin en büyük gerekçesiydi ama, salt Kılıçdaroğlu kazansın diye HDP cephesinde büyütülen yaygara, muhalefetle medyasının buna sessizliği ve "kol kırılır, yen içinde kalır" diyen kitlelerin çaresiz tepkisizliği de tüm hesapları alt üst ederken, ortaya çıkan manzara her açıdan çok şaşırtıcı...
İşte HDP/PKK cephesinde geliştirilen ve CHP medyasının da destek verdiği plan tersine dönerken, Yeşil Sol diye seçime giden HDP'nin 2018'de 11.7 olan desteği 8.8'e düştü...
Çünkü terörden yılgınlığa düşen doğudaki kitleler de, HDP/ PKK cephesinden gelen kışkırtmaları çok tehlikeli buldu...
Ancak öfkeli propaganda ve sert çıkışlar sadece HDP'yi erozyona uğratmadı, Yeşil Sol ile benzer partilerin destek verdiği Kılıçdaroğlu açısından da beklenen sonucu sağlayamadı...
İşte CHP tabansız dört partinin sözde desteğine rağmen yüzde 25'te dururken, Kılıçdaroğlu ise Erdoğan'ın 5 puan gerisinde kaldı ve "bahar" bekleyen milyonlarca insan bir kez daha hayal kırıklığına uğradı...
HDP ters tepti, CHP düşmanları uyanmadı!..
Kürt milliyetçiliğinin Türk milliyetçiliğini de tetiklediği seçimde, yanlış politik stratejilerin başka ağır sonuçları da ortaya çıktı;
HDP/ PKK'nın sert çıkışlarından endişelen kitleler bir yandan CHP ve Millet İttifakı'na beklenen desteği vermezken, diğer taraftan da anket zırvacılarının yüzde 5'e düştüğünü iddia ettiği MHP'yi yüzde10'un üzerine çıkarttı, İYİ Parti'yi ise yine yüzde 10 civarında tutarak ilginç bir uyarı yaptı...
Bu arada, HDP destekli yanlış strateji Sinan Oğan, Zafer Partisi ve Büyük Birlik Partisi'nin aldığı oylar da hesaplandığında, milliyetçi oyları neredeyse yüzde 30'a ulaştırdı...
Velhasıl; HDP'nin cumhuriyet ve ülkenin birlik bütünlüğünü hedef alan sert çıkışlarının PKK tarafından dillendirilmesi sadece CHP'nin hedefine ulaşmasını engellemedi, bir yandan milliyetçi dalgayı yükseltirken, diğer yandan tarihin en yüksek protestocu kitlesini ortaya çıkardı...
İşte siyasilere ve tehlikeli stratejilere de tepki gösteren 8 milyon insan sandığa gitmedi, yurt dışında seçime katılım oranı da yüzde 52'de kaldı...
Tabii, listelere eski AKP'lilerin konulmasına tepki göstererek sandığa gitmeyen CHP örgütlerini de unutmamak lazım!..
Evet; 14 Mayıs seçimi gösterdi ki, Türkiye artık eski Türkiye değil... Toplum terörden yılmış ve huzur istiyor...
Peki; Türkiye, seçimin ikinci turuna hazırlanırken ve yüzde 5 oy alan Sinan Oğan neredeyse kilit hale gelirken, iki tarafı keskin kılıç gibi her tarafı darbeleyen ve geride hiç kimsenin beklemediği bir sonuç çıkaran gaflet stratejilerinin ağır siyasi sonuçlarından ders çıkartıldı mı?
Daha önceki gün, yine Halk TV'de, "Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş için sandığa gitmeliyiz" deniliyorsa; muhalif geçinen medya da, kinci cumhuriyetçiler de, liboşlar da, Atatürk, cumhuriyet ve hatta CHP düşmanları da halen uyanmamış demektir...
"Ben buradayım" diye AKP'ye meydan okuyan Kılıçdaroğlu, CHP'deki sistem çöküntüsü skandalının sorumlusu olarak Onursal Adıgüzel'i görevden alırken, parti ile gazeteciler arasındaki "iletişim"e de büyük darbe vuran asıl tehlikeyi (!!!) ve sözde muhalif medyada CHP ile Millet İttifakı'na zarar veren işbirlikçi gafilleri niye görmüyor acaba?..
YARIN; Anket, troll, fiyasko!..