Reşat Petek'i açık oturumlarda bugün çoğu hapiste olan Cemaat yargıç ve savcılarının kararlarını savunurken izlerdik.
Komisyonun başkanlığının yanı sıra başkanvekili, sözcü, kâtip de AKP'li üyelerden seçildi. "Kimlerin dinlenip dinlenmeyeceğine karar verme yetkisi" de tek başına komisyon başkanına verildi...
Neden bu yoğun önlemler... Görünen o ki... AKP 15 Temmuz'un derinliğine araştırılmasını istemiyor...
Kimine göre altından kendisi çıkacağı için istemiyor... Kimine göre bunun daha başka sebepleri var.
Nitekim aradan 10 hafta geçmesine rağmen 15 Temmuz'un kimi ana noktaları hâlâ karanlıkta
MİT Başkanı darbeyi Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a neden haber vermedi? Naeden görevini ihmal ettiği halde hâlâ koltuğunda olup Rusya ve ABD ile resmi temaslarda bile masada oturabiliyor?
Darbenin bakanlar kurulu, başbakanı vs. nerede?
Genelkurmay Başkanı o akşam neden Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlarını bilgilendirmemiş, onları görev başına çağırmamıştır?
Baş imam olduğu söylenen Adil Öksüz neden ortada yok? vs...
Darbe aydınlanırsa AKP darbecilerle mücadelede güç kazanacaktır. Aksi taktirde birşeylerden korkulduğu, bir şeylerin gizlendiği kuşkuları güçlenecek...
Melih Aşık Milliyet
***
Utanmaları da yok!
------
Türkiye "Fırat Kalkanı" harekâtı ile Suriye bataklığına iyice girmiş bulunuyor. Türk askerinin Suriye'de bulunması, dostumuz (!) Amerika'yı ürkütmüşe benziyor. Fakat, ABD'yi daha da ürküten, Irak'taki Başika kampımız. Türk askerinin üssü olan Başika, Amerikalıları çok rahatsız ediyor. Irak'taki Amerikalı Komutan John Dorrian: "Irak topraklarındaki Türk Ordusu Irak hükümeti tarafından davet edilmemiş, resmi izinle gelmemiştir ve illegaldir!" diyor. Yani "Türk askeri işgalcidir!" demeye getiriyor. Sen kalk 13 yıl önce, 9 bin kilometre öteden denizleri aşarak gel, her tarafı kan gölüne çevirerek Irak'ı işgal et, sonra da "Türk askeri Irak'ta işgalcidir" de! Bunların utanmaları da yok! Türk askeri Irak'ta soydaşlarını savunmak için vardır. Ya sen haddini bilmez Amerikalı? Sen ne için oradasın? Irak'ta 63 yabancı ülkenin askeri varken, Amerikan uşağı kukla Irak yönetimi de "Türk askeri Irak'ı terk etsin" dedi. Bunların tümünde arsızlık yüreklerine yuva yapmış! Türkiye'nin Irak'ta olmasını tarih emrediyor!
Rahmi Turan Sözcü
***
Yediğimiz kazığın boyunu gördünüz mü!
--------
Bir üz. Bir sevindir. Serseme döner millet.
Köprü yap sevindir. Köprüden geçmiyor diye cezalandır.
Ulaştırma Bakanı cezayı dayadı. Ağır tonajlı araçlar yeni açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden değil Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçmeye kalkarlarsa 10 misli ceza ödeyecekler. 10 misli yetmeyecek.
Üstüne trafik cezası.
(…)
Ağır araç şoförü niçin yeni yapılan ve açılırken göklere çıkarılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçmiyor da, 92 TL trafik cezasını bile göze alıp, eskiden yapılmış Fatih Köprüsü'nden geçiyor. Ortada hesap açık.
Yavuz Köprüsü geçiş: Ağır araç: 164 TL (mecburi paralı yol dahil)
Fatih Köprüsü geçiş: Ağır araç: 40 TL.
Gördünüz mü? Yenilen kazığı!
İkisi de köprü. İkisi de Boğaz'ın üzerinde. İkisinin de uzunluğu aşağı yukarı aynı. Niçin arada bu kadar fark? Çünkü Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve otoyolları dünyanın en pahalı maliyetiyle yaptırıldı. Dünyanın en kazık köprüsü oldu.
Kıyaslamayı vereyim: Fatih Sultan Köprüsü: Maliyeti: 125 milyon dolar. Toplam uzunluğu: 1560 metre. 3 şerit gidiş. 3 şerit geliş. Toplam: 6 şerit. Yavuz Sultan Köprüsü: Maliyet: 3 milyar dolar. Toplam uzunluğu: 2164 metre. 4 şerit gidiş. 4 şerit geliş. 2 şerit demiryolu. Toplam 10 şerit.
Aynı kıyaslamayla gittiğimizde; Tayyip Erdoğan döneminde yaptırılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Turgut Özal döneminde yapılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden kule yüksekliği olarak 2 kat, toplam uzunluk olarak 1.3 kat, genişlik olarak; biri 6 şeritli, diğeri 10 şeritli yani 1.6 kat büyük fakat fiyat olarak 25 kat fazla. 1 değil. 2 değil. 3 değil. Boru değil. 25 kat. Tayyip Erdoğan döneminde 1 Boğaz geçiş köprüsüne harcanan parayla Turgut Özal döneminde 25 Boğaziçi köprüsü yapabilir durumda.
* * *
Yabancı bankalardan dış borç bulsunlar diye Türk müteahhitlik şirketlerine "geçiş garantisi ve fiyat garantisi verilerek" köprüyü Japon şirketlere, otoyolları İtalyan şirketlere yaptırınca dünyanın en kazık köprüsü oldu. Şoför geçmek istemiyor. Basıyorlar cezayı! Gerçekten gurur abidesi!
Necati Doğru Sözcü
***
Balyoz'da "karar bozma" intikam kokuyor
-------
Cemaatin dinci faşist darbe kalkışmasından sonra büyük bir FETÖ operasyonu başlamış ve Ergenekon Balyoz davaları "kumpas" olduğu gerekçesiyle bu davaya bağlanmışken, Balyoz davasında beraat eden 7 kişi hakkındaki kararın Yargıtay tarafından bozulması bana hiç de iyi niyetli gibi gelmedi. 7 kişi hakkındaki beraat kararının bozulması ve yeniden yargılanma yolunun açılması bana biraz "intikam" kokuyor gibi geldi. Beraat kararı bozulan askerlerin iktidara yönelik muhalif tutumlarına baktığımızda ise "Hiç olmazsa bunlarla iyice hesaplaşalım" denildiği hissi ağırlık kazanıyor. Ayrıca tam bu sırada Balyoz'u yeniden gündeme getirmek ve bazı sanıkların "aslında suçlu oldukları halde beraat ettiklerini" ileri sürmek cemaat operasyonuna da sekte vurabilir. Çünkü bir yandan "Balyoz kumpastı" diye cemaatin üzerine giderken diğer taraftan adeta kumpası inkar eden bir karar almak başka türlü nasıl izah edilebilir. Bunun ötesinde, cemaatin dinci faşist darbe girişiminin şokunu üzerinden atmaya çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri de bu yeni durumdan rahatsızlık duyacaktır. Pek çok askerin "Zaten cemaatin verdiği hasar nedeniyle tamamen yerle bir olduk, şimdi bunun üstüne bir de eski günlere tekrar mı döneceğiz" duyusuna kapılması şaşırtıcı olmaz..
Can Ataklı Korkusuz
***
ABD hayranlarına soracaksınız
-----
Suriye'deki askeri ve siyasi sürecin geleceği doğrudan Halep-İdlip bölgesindeki gelişmelere bağlı! Bu bölgeyi Suriye'nin kalbi olarak da görebiliriz. Rejim bu bölgede mutlak bir denetim sağlarsa, psikolojik üstünlüğü de ele geçirerek Suriye'yi yeniden birleştirebilecek bir güce erişir. Ayrıca PYD'ye doğrudan müdahale edebileceği coğrafi bir konuma ulaşır. Şimdiye kadar Rejim ile PYD arasında IŞİD, El Nusra (Yeni adı Fetih El Şam) ve diğer terör örgütleri bulunuyordu. PYD, biraz da bu nedenle rahatça at oynattı. Türkiye'nin öngörüsüzlüğü (Salih Müslim ile görüşmeleri hatırlayalım!), IŞİD'in ABD güdümünde olması gibi faktörler PYD'yi iyice rahatlattı. Ama Halep-İdlip bölgesi temizlenirse, NATO Atlantik sistemi ile Avrasya güçleri cephe cepheye karşı karşıya gelir. Bir anlamda Avrasya'nın meşru kara gücü Suriye ordusunun ABD'nin gayrimeşru kara gücü PYD ile hesaplaşacağı süreç başlar. Bu koşullarda, Türkiye'deki hiçbir iktidar PKK/PYD'nin yanında duramaz! Askeri, psikolojik, hukuksal ve diplomatik üstünlük Suriye'ye geçer. ABD için örtülü faaliyet yapma olanağı ortadan kalkar. İngiltere ve İsrail dışında bütün dünyayı karşısına almak ve uluslararası hukuka aykırı olarak açıkça savaşa girmekten başka elinde koz kalmaz! ABD stratejik aklı en az iki hamle sonrasını görüyor. Bu nedenle Halep-İdlip bölgesinin Suriye denetime geçmesini engellemek için Başkan Obama'yı bile Yalova Kaymakam'ı yaptılar. "Nerede demokrasi" diyorsanız, onu ABD hayranlarına soracaksınız!
Soner Polat Aydınlık