Ay nasıl üzüldük bilemezsiniz!

Ankara'da "Boğaz Köprüsü" filan da yok ki gidip kendimi atayım;

Türkiye'nin "çözülmesinde", bölünmesi sürecinde bilfiil gayret gösteren Henri Barkey adlı "Amerikan çalışan" Cumhuriyet üzerinden güya bize de laf etmiş.

Tüh... "Kürdistan"cılar bizden hiç haz etmiyormuş.

Kahretsin... "Dış güçler" bize bayağı bayağı gıcık oluyormuş.

Nasıl yaşayacağız biz şimdi bu acıyla!

Kahırdan ölmeyelim sakın!

***

Tam da "Taraf'laştırdıklarını" zannederken Cumhuriyet'in -şimdilik kısmen- ellerinden kayıp gitmesinin...

Amerikancı, kumpasçı, 1923 Cumhuriyeti karşıtı, sözde solcu Amerikanperest Taraf artıklarının yerini Barış Doster gibi Türk kimliğini savunmak konusunda kompleksi bulunmayan, "ABD'nin, Irak'ta Mesud Barzani ve PKK terör örgütü eliyle yaptığını, Suriye'de PYD - YPG terör örgütü eliyle yaptığını" ifadeden kaçınmayan yazarların almasının...

Kendilerine bir "PR(!)", toplum mühendisliği alanı arayan, küllerinden doğmak için fırsat kollayan "Sam Amca" muhipleri cephesinde bir kimya bozukluğu yarattığı belli.

350 yılda 70 milyondan fazla Kızılderiliyi katletmiş bir "kafa"nın "gelişmişlik düzeyi"ne dair yazabilecek bir şey bulamadığımdan, Barkey'in, Türkçe attığı "Yeni Cumhuriyet gazetesinin düştüğü zavallı durum işte. İlkel insanların köşeleriyle dolu. Yakında Yeniçağ'a dönüşecekler" tivitindeki "zavallı", "ilkel" gibi ifadelerin takdirini Cumhuriyet gazetesinde yazan arkadaşlara bırakıyor;

- "Kürtçü "bölücülüğü" siyasallaştırabilmek için "bu sorunu askeri olmayan yöntemlerle çözme cesaretini gösterecek lider" arayıcılarından olan...

- Ecevit'ten istediklerini alamayınca, Ecevit-Bush görüşmesinden sadece 9 gün sonra, "o lider" olabileceği zannıyla, AKP Genel Başkanı'nı koştur koştur ABD'ye götüren...

- Amerikan Ulusal Savunma Enstitüsü'nde Türkiye için "Kahramanmaraş, Sivas, Erzincan Kayseri ve Çorum'daki camilerde bombaların patlaması, polis bastıramadığı için askerin devreye girdiği bir halk ayaklanması, asker-polis, Alevi-Sünni, laik-anti laik çatışması" öngören (Polis, Sünni ve anti-laiklerin safına geçecek, ordu parçalanacak, radikal İslamcılar ayrılıkçı Kürtlerle birleşip orduya karşı mücadeleye başlatacaktı) bir "kıyamet senaryosu" hazırlayan...

- "Irak, Türkiye, Suriye ve İran'daki Kürt sorunu arasındaki bağları 'kullanmayı', Kerkük'ün Kürt bölgesine katılmasının sağlanmasını, Türkiye ve (Irak) Kürt Bölgesel Yönetimi arasında -özellikle enerji alanında- işbirliği kurulmasını, İran'a karşı, Bağdat-Ankara hattının kurulması için öncelikle Ankara-Erbil hattının kurulmasını" öğütleyen "Kürdistan Üzerine Çatışmayı Önlemek" raporunun/ "çözüm sürecinin yol haritasının" yazarlarından olan Barkey'in antipatisine mazhar olacak, emperyalistlerin alerjisini kazanacak, Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğüne sahip çıkmak noktasında "referans", "eşik", "ölçü" kabul edilecek kadar "yerli", "milli", "milliyetçi" bir yayın organında yazıyor olmanın -müsaadenizle- keyfini sürmek istiyorum!

Maazallah, ya bizi övseydi!

Nasıl bakardık sizlerin yüzüne o zaman!

***

Zihin darbesi...

Aşağıdaki satırlar, Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı ve 12'nci sınıflarda okutulan "Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi" ders kitabından:

"28 Şubat askerî bir darbedir. (...) 28 Şubat MGK bildirisi ile siyasi alan daralmış, askerî alan genişlemiş, rejimin militer yapısı güçlenmiştir ve yönetim fiilî olarak askerlerin kontrolüne geçmiştir."

28 Şubat Davası sanıklarından Emekli Albay Alican Türk, 28 Şubat'ın hem teoride ve pratikteki sonuçlarıyla "askeri darbe" tanımına uymadığı, hem de halen çok ciddi hukuk ihlallerinin de yaşandığı bir yargılamanın konusu olduğu için bu hükümlerle öğretilmesinin yanlışlığına dikkat çekiyor ve Bakanlıktan kitabın toplatılmasını istiyor.

Naçizane ben de öğrenmek istiyorum:

28 Şubat'tan sonra ülke yönetimin nasıl "fiili olarak askerlerin kontrolüne geçtiğini" birisi bana izah edebilir mi?

Mesut Yılmaz mı? Bülent Ecevit mi? Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel mi "asker"di?

"Ders kitapları" aracılığıyla çocukların zihninin açıkça manipüle edilmesi de bir tür "sosyal darbe" değil mi?

***

SORU-YORUM

1. "Türk dili konuşan ülkeler" ne demek? Çok mu zor "Türk devletleri" demek?

2. Rumlar, "Kıbrıs Helendir, Türkler dışarı" diye KKTC sınırına yürürken, "devlet katında", "Kıbrıs Türk'tür" diyecek bir Allah'ın kulu yok mu?

Yazarın Diğer Yazıları