2024 Ağustos'unun başlarında, Avustralya'da Sidney Havalimanı'nın altından geçecek ilk tren tünelini içeren yaklaşık 15 milyar dolarlık demir yolu projesinin açılışı yapıldı. Saatte 100 kilometre hıza ulaşabilen sürücüsüz trenlerin çalıştığı hat sayesinde 4 km'lik rotada ulaşım 3 dakikaya indi.
Yeni liman geçişi, Sidney'in güneybatısındaki Sydenham banliyösünden kuzeydeki Chatswood'a kadar uzanan 15,5 km'lik yeni demiryolu hattının bir parçası. Avustralya tarihinin en büyük ulaşım projesi olarak bilinen bu hattın genişletilme ve modernize edilme projesi için hükümet 65 milyar dolarlık bir bütçeyi gözden çıkartmış durumda.
2019'dan bu yana başkent Sidney genelinde yeni hatlar ve istasyonlar açılıyor ve yapılan açıklamalara bakılırsa 2032'ye kadar da açılmaya devam edilecek. Projenin tamamlanmasından sonra şu anda saatte 24.000 yolcu kapasitesine sahip demir yolunun 40.000 yolcu taşıyacak hale gelmesi planlanıyor.
Güneybatı ve kuzey Sidney'de, sakinler yeni hatlarının açılışını büyük bir heyecanla bekliyor. Bu hafta yerel medyaya konuşan bir bölge sakini "Sydenham'dan Chatswood'a giden bu hat tam manasıyla harika. Hayatımızdan çalınan her dakika bu sayede azalıyor" ifadelerini kullandı. Peter Olive adlı bu kişi ayrıca Sidney Eyalet Hükümeti'nin bazı mevcut demir yolu hatlarını yeni hatlara dönüştürmesini eleştirerek, bunun israf olduğunu ve yerel topluluklar için gereksiz yere para harcandığını söyledi. Bölge sakini Olive ayrıca 5,5 milyonluk şehirdeki artan sıkışıklığı gidermeye yardımcı olacak liman tüneli konusunda heyecanlı olduğunu da dile getirdi. Sydney Post'a konuşan bir başka bölge sakini ise liman tüneli hakkında "Bu yeni bir demir yolu hattı Sidney'deki yeni toplu taşıma girişimlerinin bence en önemlisi. Bu tür projeler bizi arabalardan uzaklaştırıyor" dedi.
Merakla beklenen bu yeni demir yolu hattı, ülkenin son yıllarda artan nüfusunu barındıracak yeterli ulaşım ve diğer hizmetleri inşa etmedeki başarısızlığını acilen telafi etmeye çalıştığı bir dönemde, Sidney'de ve Avustralya genelinde yaşanan büyük altyapı patlamasının sadece küçük bir bileşeni.
Yeni projelerin, trafiği rahatlatması ve hızla büyüyen şehirlerdeki sakinlerin iş, okul, hastane ve diğer hizmetlere kolayca ulaşabilmesini sağlaması bekleniyor.
Yeni Güney Galler hükümeti, 24 Haziran'da yaptığı bir açıklamada liman demir yolu tünelinin birkaç hafta içinde açılması planlarını duyurulmasından sonra 2026'da açılması planlanan Uluslararası Batı Sidney Havalimanı'nı ana ağa bağlayacak ayrı bir hat üzerinde 10 km'lik yeni bir tünelin tamamlandığı müjdesini vermişti. Limanın altından geçecek üçüncü tüneli de içeren yeni hat üzerindeki çalışmaların sürüdüğü ise iki gün önce açıklandı. Bu tünelin 2028 yılında açılması planlanıyor. Tam da burada söz konusu dönüşümlerin Sidney'le sınırlı olmadığını da belirtmek gerekir.
Sahip olduğu 5,2 milyon nüfusla Avustralya'nın ikinci büyük şehri olan Victoria Eyaleti'nin başkenti Melbourne'de yaklaşık 6,834 milyar dolarlık yeni bir yer altı yolu olan West Gate Tüneli'nin 2025'te açılacağı ilan edildi. Şehir merkezini batıya bağlayan ve günde yaklaşık 200 bin aracın geçtiği köprüdeki sıkışıklığı rahatlatacak bu projenin yanı sıra eyalet yöneticileri 2029'da açılması planlanan ve toplamda yaklaşık 9 milyar dolar değerindeki tren hattının da yakında yarılanacağı haberini verdi.
Batı Avustralya'nın Perth şehrinde ise 72 km'lik yeni hat ve 23 yeni istasyonla yaklaşık 8 milyar dolar tutarında bir demir yolu genişletme projesini hayata geçiriyor. Bu ülke tarihinin şimdiye kadarki en büyük toplu taşıma projesi olacak.
Queensland Eyaleti ise Brisbane'i kuzeydeki Cairns şehrine bağlayan 1.673 km uzunluğundaki otoyolun 10 milyar dolar tutarındaki yenileme çalışmalarına başladı. Bu yenileme çalışmalarının 2028 yılına kadar tamamlanması planlanıyor. Bu kapsamda 109 yeni köprü inşa edilecek.
Başkent Canberra ve Gold Coast'ta yeni hafif raylı sistem ağları da geçenlerde açıldı. Brisbane'den Melbourne'e ağır yük taşımacılığı için bağlantı oluşturan bu hat yaklaşık 29 milyar dolara mal oldu.
Avustralya'yı kökten değiştiren bu çılgın projeler, 27,3 milyon kişinin günlük hayatını doğrudan etkiliyor. Diğer taraftan ülkenin mevcut dış borcu ve giderek yükselen enflasyon oranına bir de çevresel etkiler ve karşılanabilirlik konusu eklenince kamuoyunda ciddi endişe ve tepkilere de yol açıyor.
Avustralya kamuoyunun bir kısmı hükümetin neden bu benzeri görülmemiş çılgın proje işine giriştiğini, bunun ülkeyi geleceğe taşıyıp taşımayacağı ya da sadece onlarca yıldır oluşan birikmiş bir sorunu çözüp çözmeyeceği konusunda sorular gündeme getiriyor.
Altyapı inşaatında meydana gelen patlaması, özellikle enflasyon ve faiz oranlarının yükseldiği bir dönemde Avustralya'nın bu kadar büyük harcamaları karşılayıp karşılayamayacağı konusunda da soruları gündeme getirdi.
Avustralya'daki büyük altyapı yatırımlarının çoğu eyalet ve federal hükümetler tarafından finanse ediliyor, ancak bazıları özel sektörle ortaklıklar içeriyor. Telekomünikasyon ağları gibi potansiyel ulusal güvenlik tehditlerine karşı hassas ve savunmasız olduğu düşünülen projeler hariç, yabancı yatırım da kabul ediliyor.
Federal hükümetin brüt borcu yaklaşık 825 milyar dolar olarak açıklandı. Beri yandan eyaletlerin toplam borcunun 2028'de Avustralya Mali İncelemesi'nin 19 Haziran tarihli raporuna göre 2019'daki 250 milyar dolardan768 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Yüksek borç ve ağır altyapı harcamaları, işlerin iyi gitmediği bir ekonomide enflasyonu körükleme riski taşıdığı yönünde uyarılara yol açıyor.
Sidney Teknoloji Üniversitesi'nden kıdemli öğretim görevlisi ulaşım ve altyapı uzmanı Dr. Kasun Wijayaratna, gerçekleştirdiği bir sunumda Avustralya'nın son 30 yılda nüfusunun taleplerini karşılayacak yeterli altyapı inşa etmede başarısız olduğuna vurgu yaptı. Başarısızlığın kısmen Avustralya'nın 1990'ların başındaki ciddi durgunluğun ardından harcamaları kısıtlama hamlesinden kaynaklandığını söyledi. Wijayaratna sözlerine şöyle devam etti "Kesinlikle oldukça önemli bir altyapı patlaması yaşıyoruz. 1990'lara ve 2000'lere bakarsanız o zamanlarda çok fazla altyapı gelişimi olmadı. 1990'larda bir durgunluk yaşadık ve ekonomiyi istikrara kavuşturmaya ve ekonomik büyümeye odaklanan çok sayıda muhafazakar karar alma süreci yaşadıktan sonra altyapıya yatırım yapmanın bir risk olduğunu düşündük. Şimdi ise işler tersine döndü."
Victoria Eyaleti'nin altyapı konusunda bağımsız danışma organı olan Infrastructure Victoria, yeni yollar, demiryolları ve diğer projeler inşa etme kararlarına rehberlik etmek için ton başına karbon emisyonu değeri getirmeyi önerdi. Ayrıca eyalet hükümetinin büyük ölçekli projelerin sayısını azaltmayı ve bunun yerine trafik ışıklarını sıkışıklığı azaltmak için kullanmak gibi tamamen inşa etmekten kaçınan çözümlere yönelmesini talep etti. Dr. Wijayaratna, ekonomik gidiş böyle devam ederse planlamacıların "daha yeşil" altyapı seçeneklerini göz önünde bulundurmaları gerekeceğini söyledi. Yetkililerin, örneğin hafta sonları pazarlar veya toplum etkinlikleri için boş olduklarında çok katlı otoparkları kullanarak mevcut altyapının kullanımlarını genişletmeye bakmaları gerektiğini belirterek "Böyle büyük harcamalar yapmak iyi hoş da ülke ekonomisi batarsa bu güzellikle bir işe yaramaz. Yarın son günmüş gibi davranmak mantıksız. İşleri zamana yaymalıyız. Yoksa ufukta kötü günler gözüküyor" uyarısında bulundu.