Avustralya’nın zaferinde, hızlı top hareketleri ve takımın hücumdaki organizasyonu öne çıktı. Sağ kanatta Ellie Carpenter’ın enerjisi, Sam Kerr’in çizgiler arasında yarattığı boşluklar ve Mary Fowler’ın pozisyon alma becerisi, modern futbolun gerekliliklerini sahaya yansıttı. Ancak bu hücum düzeni, top kayıplarında savunmada zaaflar yarattı. Matildas’ın savunma dörtlüsü ve orta saha koruyucusu, Brezilya’nın hızlı geçiş oyunlarına karşı zor anlar yaşadı.
BREZİLYA'NIN DİRENİŞİ VE MAÇIN HİKAYESİ
Brezilya’nın cesareti de dikkat çekti. Kaleci Leticia, maçın başında yüzüne aldığı darbeye rağmen oyuna devam etti. Tamires’in zarif hareketleri ve Marta’nın son dakikalardaki azmi, Brezilya adına öne çıkan anlar oldu.
Maçta ilk gol, 38. dakikada Clare Polkinghorne’dan geldi. Sam Kerr’in kafa vuruşuyla yönlendirdiği topu Polkinghorne ağlara gönderdi. İkinci yarıda Matildas, Fowler’ın 66. dakikadaki golüyle farkı ikiye çıkardı. Fowler, EvE’nin (Emily van Egmond) ortasında savunmanın duraklamasını iyi değerlendirerek kafa vuruşuyla topu filelerle buluşturdu. Ancak Brezilya, 68. dakikada Adriana’nın topu kazanıp şık bir vuruşla farkı bire indirdi. Matildas, 80. dakikada Emily van Egmond’un golüyle skoru 3-1’e taşıdı. Van Egmond, Kerr’in pasında Catley’nin müthiş ortasını tamamladı.
GELECEĞE BAKIŞ
Avustralya’nın maçtaki oyun planı, savunma zaaflarını gölgede bırakacak kadar umut vericiydi. Hücumda sergilenen hızlı geçişler ve yaratıcı oyun anlayışı, 2023 Dünya Kupası öncesinde taraftarları heyecanlandırdı. Brezilya, her ne kadar sonuca ulaşamasa da etkileyici mücadeleci ruhunu ortaya koydu.
Son düdükle birlikte Matildas, sahadan galibiyetle ayrılırken, taraftarlar bir sonraki maç için sabırsızlanıyor. Parramatta’daki performans, sadece skor tabelasında değil, Avustralya futbolunun geleceğinde de önemli bir iz bıraktı.