Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin kıtanın kalıcı barış halini paramparça etmesinden iki yıldan fazla bir süre sonra, Avrupa kendisini bir zamanlar düşünülemez bir soruyla karşı karşıya buluyor: Soğuk savaş dönemine dönmenin zamanı geldi mi?
Onlarca yıldır zorunlu askerlik, mazide kalmış bir dönemin acı bir kalıntısı gibi görünüyordu. Soğuk Savaş tarihe karışırken, Avrupa'daki ülkelerin tamamı gönüllü, profesyonel ordular modelini hevesle benimsedi ve "mecburi askeri hizmet" tarih kitaplarına havale edildi. Ancak Rusya'nın başlattığı savaş bu yaklaşımın dayandığı varsayımları sona erdirdi. Savaş devam ederken, Avrupa'nın Soğuk Savaş sonrası ordularının sınırları ortaya çıktı. Birdenbire, Avrupa topraklarında büyük ölçekli bir konvansiyonel savaş fikri artık o kadar da görünmüyor. Birçok uzman kıtanın küçültülmüş, uzmanlaşmış kuvvetlerinin bu amaca uygun olup olmadığını sorgulamaya başlamış durumda.
SOĞUK SAVAŞ SONRASI ZORUNLU ASKERLİK
Soğuk Savaş'ın sonlarına doğru Batı Almanya, neredeyse yarım milyonluk zorunlu bir orduyu elinde tutuyordu. Ancak Berlin Duvarı yıkıldığında zorunlu askerlik yasası (Bundeswehr) artık pek sevilmeyen bir hale gelmişti. Bu, haksız ve külfetli bir yük olarak görülüyordu. Bilgili olanlar, genellikle tıbbi muafiyetler yoluyla bundan kaçınmanın yollarını çoktan bulmuşlardı.
Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinden sonraki yıllarda Almanya'nın ordusu küçüldüğünden, zorunlu askerlik kamuoyuna karşı giderek savunulamaz hale geldi. Daha küçük bir kuvvet ve daha fazla teknik rol nedeniyle silahlı kuvvetler artık askere alınmaya uygun gençlerin tamamını bünyesine katmayacaktı.
Almanya nihayet 2011'de zorunlu askerliği askıya aldığında çok az kişi bunun yasını tuttu. Zira bu yeni bir çağ için daha çevik, konuşlandırılabilir bir ordu inşa etmeye yönelik mantıklı ve gerekli bir adım gibi görünüyordu.
Rusya'nın saldırganlığı bu yaklaşımın eksikliklerini ayyuka çıkarttı. Bugünün zorunlu askerliği , 180.000'in biraz üzerinde personeliyle, eski halinin soluk bir gölgesine benzetmek hata olmaz. Zorunlu askerliğe geçiş yapan veya geçiş yapmış olan ülkeler, kısa sürede ekipman sıkıntısı, işe alım sorunları ve hazırlık kriziyle baş başa kaldı. Sorunlar giderek derinleşirken, zorunlu askerliğin yeniden değerlendirilmesi yönünde çağrılar da giderek gürleşmeye başladı.
ZORUNLU ASKERLİKTE FARKLI UYGULAMALAR BAŞKA SORUNLAR
Fransa'da Başkan Emmanuel Macron, sınırlı askeri unsurları içerecek zorunlu bir "evrensel ulusal hizmet" fikrini ortaya attı. Her ne kadar tam askerlik hizmetinin çok uzağında kalsa bile Macron'un önerisi, Fransa'nın Afrika ve Ortadoğu'daki terörle mücadele operasyonları nedeniyle zayıflayan profesyonel ordusunun daha geniş bir personel alımı ve halk desteği tabanına ihtiyaç duyabileceğinin kabulünü yansıtıyor.
İsveç'te ise zorunlu askerlik çoktan geri döndü. Zorunlu askerliği 2010 yılında askıya alan İsveç, Baltık Denizi'nde Rusya ile gerilimin artması üzerine 2017'de eskiye döndü. Ancak yeni İsveç modeli son derece seçici bir yapıya sahip. İsveç her yaş grubunun yalnızca küçük bir kısmını, yoğun askeri eğitime tabi tutuyor. Amaç, zorunlu askerliğin daha geniş bir işe alım havuzu, daha güçlü toplumsal bağların tesisi gibi faydalarını, gönüllü bir gücün profesyonelliğiyle birleştiren hibrit bir sistem yaratmak.
Zorunlu askerliğin uzun süredir norm haline geldiği ülkelerde bile modeller değişmeye başladı. Rusya ile uzun bir sınırı paylaşan Finlandiya, diğer Avrupa ülkeleri terk ederken bile erkekler için zorunlu askerlik hizmetini sürdürmeye devam etti. Ancak son yıllarda alternatif sivil hizmet seçenekleriyle zorunlu askerlik sistemini daha esnek ve bireysel hale getirme fikrini gündemine almış durumda.
Yelpazenin diğer ucunda ise bazı ülkeler tamamen gönüllüler modelini iki katına çıkarıyor. Birleşik Krallık Silahlı Kuvvetleri, 1963'ten bu yana tamamen profesyonel bir hüviyete sahip ve rotayı değiştirme konusunda çok az istekli gözüküyor. Bunun yerine, demografik zorluklar ve özel sektörün rekabeti karşısında işe alım ve işte kalmanın iyileştirilmesine odaklanmışa benziyor. İngiliz Ordusu, Napolyon Savaşlarından bu yana en düşük sayı olan 80.000'in altına düşen nüfusuyla gücünü korumakta zorlanıyor.
Zorunlu askerlikten uzaklaşan diğer Avrupa orduları da benzer zorluklarla karşı karşıya. İspanya zorunlu askerlik hizmetini 2001 yılında sona erdirdi. Silahlı kuvvetler, özellikle teknik alanlarda yetenekleri çekmek ve elde tutmakta zorlanıyor. Zorunlu askerliği 2005 yılında askıya alan İtalya'da ordu, yaşlanan işgücü ve üst düzey rütbe yapısıyla boğuşuyor.
AVRUPA'NIN SAVUNMA İKİLEMİ
Gençleri ülkeleri adına hizmet etmeye zorlamak, günümüzün bireyci ve parçalanmış toplumlarında oldukça zor. Ayrıca yaşlanan nüfuslarda gençlerin uzun süre iş gücünden uzaklaştırılması da sorunlu olacaktır ve günümüzün yüksek teknolojili savaş çağında, acemi askerleri etkili askerlere dönüştürmek iyi bir yatırım gibi durmuyor.
Tam kapsamlı zorunlu askerlik masadan kaldırılırsa, zorunlu hizmetin daha seçici biçimleri ilgi görebilir. İsveç'in seçici ve esas olarak gönüllü askerlik modeli, nicelikten ziyade niteliğe vurgu yaparak, askeri ihtiyaçları sosyal ve ekonomik gerçeklerle dengelemek isteyen ülkeler için en cazip seçenek olarak varlığını koruyor.
Avrupa'nın savunma ikilemi, safların nasıl doldurulacağı konusundaki zor sorunun ötesine geçiyor. Daha derin zorluk, siyasi iradeyi toplamak ve ciddi askeri kapasite oluşturmak için gerekli kaynakları tahsis etmek olacak. Avrupa, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana böyle bir yükün altına girmek zorunda kalmadı. Çünkü ABD gücü Avrupa için bedava bir güvenlik battaniyesi sağlıyordu.
AVRUPA GENÇLİĞİ ZORUNLU ASKERLİĞE HAZIR MI?
Genç Avrupalılar çok geçmeden kendilerini üniforma giyerken ve askerlik mesleğini öğrenirken bulabilirler: düzenli olarak yürümek, teçhizatın bakımını yapmak ve silahlarını temizlemek, onların pek de alışık olmadığı bir düzen.
İyimser bir senaryoda Avrupa'nın yeniden canlandırılan askeri kapasitesinin caydırıcı gücü savaşı engelleyebilir. Ancak daha kasvetli bir gelecekte, bu becerileri teste tabi tutmaları da istenebilir. Bu da yıkıcı savaşlara geri dönülmesi anlamına geliyor. Bu senaryo ne kadar iç karartıcı olsa da bunu önlemenin en iyi yolu caydırıcılık ve Avrupa için kimsenin hoşlanmadığı zorunlu askerlik de bunun bir parçası olabilir.
Avrupa gençliği için zorunlu askerliğin getireceği sosyal ve psikolojim değişimin etkileri son derece derin olacağa benziyor. Soğuk Savaş sonrası nesil, barışın nimetleriyle, seyahat etme ve eğitim alma özgürlüğüyle ve ülkelerinin güvenliği konusunda hiçbir zaman endişe duymadan büyüdü. Ama o dönem artık bitti...