Öğrencilik hayatını 70'li yılların en hareketli günlerinde geçiren Avukat Selahattin Arpacı cezaevi dönemini anlatan eserleriyle Ülkücü Hareket'in tarihine katkı sunmayı sürdürüyor. Arpacı, "Taşmedreseden Mektuplar" ve "Taşmedrese Defteri" ile başlattığı diziye, yeni kitabı "Taşmedrese Sohbetleri"yle devam ediyor. "İnandığı davayı yaşamanın yeri ve zamanı yoktur" anlayışıyla kaleme alınan kitabın kapağını Ankara Ulucanlar Cezaevi avlusunda Başkan Selahattin Arpacı'nın imamlığında topluca namaz kılan Ülkücülerin Aralık 1978'de çekilmiş bir fotoğrafı süslüyor. ODTÜ'de okurken dönemin getirdiği kargaşa ve çatışma ortamı sonucu kendisini sonradan "taşmedrese" adını verdikleri Ankara Ulucanlar Ceza ve Tutukevi'nde bulan Selahattin Arpacı yeni kitabının hikayesini ve amacını şöyle anlatıyor:
"Elinizdeki bu kitap, başkanlık yaptığım dönemlerde, cezaevinde birlikte kaldığımız Ülküdaşlarımın da özverili davranışları ve destekleriyle, cezaevini gerçek anlamda birer taşmedrese haline getirmemizin delili de sayılabilecek eğitim sohbetlerinden, seminerlerden, kitap özetlerinden oluşan, ayrı ayrı ve sizlerin de takdir edeceğinize inandığım, önem arz eden konuları bünyesinde toplamıştır.
Bu kitap nasıl meydana getirildi? Tarihi bir sorumluluk olduğu şuuru ile açıklamak isterim: Cezaevinde, Ülküdaşlarımıza önemli olduğuna inandığımız konularda, haftada bir veya birkaç gün sohbet eder veya seminerler verirdik. Bu sohbet veya seminerleri devamlı olarak, aynı Ülküdaşlarımıza yaptırmazdık. Değişik Ülküdaşlarımıza bir konu belirler, o konu ile ilgili kitaplar gösterir ve o kitaplardan yararlanarak bize sohbet etmesini veya seminer vermesini isterdik.
Bazen de önemli gördüğümüz bir kitabı verir, o kitabın özetini çıkarmasını ve o özet doğrultusunda bizimle sohbet etmesini isterdik. Bu kardeşiniz, yani o dönemlerde 23-25 yaşlarında olan Selahattin Arpacı Ülküdaşınız, seminer veren, sohbette bulunan arkadaşlarının o notlarını mümkün olduğu ölçüde almış, ya kendisi bir deftere kaydetmiş veya başka bir arkadaşına, aynı deftere kaydettirmiştir.
İşte bu kitabın hikâyesi... Tesadüfen hâlâ elimde bulunan bu defterlerin, bir dönemin cezaevlerini gerçek anlamda taşmedreseye çeviren Ülkücülerin faaliyetlerinin birer delili olarak tarihe not düşeceği inancıyla sizlerle paylaşmayı bir görev bildim ve paylaşıyorum."
Kitapta; Prof. Dr. Nazmi Polat, Prof. Dr. Orhan Kavuncu, 1975-76 Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sami Bal, 1977 Ülkü Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Selahattin Sarı, Ülkücü Hareket'in öncü isimlerinden Efendi Barutçu, M. Nezih kerimoğlu, Doç. Dr. Ahmet Tevfik Ozan ve Selahattin Şenliler'in önsözleri yer alıyor. Şenliler'in, "Bizler, 18-20 yaşlarımızda dünyayı değiştirmek için yola çıkmıştık. Dünyayı değiştiremedik. Amma Ulucanlar Cezaevi'ni değiştirmiştik" sözleri adeta kitabı özetliyor.
Berikan Yayınevi Tel:(0312) 232 62 18
***
Tek partiden çok parti düzenine
Türkiye'deki çok partili hayatın başlangıcına ilişkin araştırmalarını "Türk Demokrasisinin Sıfır Noktası / Amerikan Dışişleri Belgeleri Işığında Türkiye'de Çok Partili Hayata Geçiş" adıyla kitaplaştıran Dr. Efe Sıvış yeni bilgiler sunan bu çalışmasıyla Cumhuriyet tarihimizin demokrasiye geçiş sürecine odaklanıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün çok partili hayata geçiş kararını hangi şartlarda, nasıl aldığı öteden beri tartışma konusu olmuştur. Bu çalışmada İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1945-46'ların Türkiye'si, ABD Dışişleri Bakanlığı Arşiv Belgeleri ışığında inceleniyor. Kitabı okurken kendinizi kâh Amerikalı diplomatların Türk siyasetçileriyle kapalı kapılar ardında oturduğu yemek masalarında, kâh Türk gazetecilerle gerçekleştirdikleri gizli görüşme odalarında bulacaksınız.
Türkiye'de görev yapan Amerikalı diplomatların Türkiye'nin iç politikasına, Demokrat Parti'nin kuruluşuna ve çok partili demokrasinin ilk sınavı olan 46 seçimlerine ilişkin Washington ile telgraf yazışmalarına tanıklık edeceksiniz. Dr. Efe Sıvış'ın titizlikle hazırladığı çalışmada Türkiye'nin; SSCB, ABD ve İngiltere'yle ilişkilerinin Amerikan perspektifinden şaşırtıcı detaylarına şahit olacaksınız. Kitaptaki konu başlıklarından bazıları şöyle:
Türk Amerikan Müttefiklik İlişkilerinin Kurulmasında Sovyetler Birliği Etkisi. *Boğazlar Meselesi. *Türk Sovyet İlişkilerinin Arka Planı *Gazeteci Burhan Belge'nin Radyo Programının Kaldırılması; İnönü'nün Rus Hassasiyeti *Türk Amerikan İlişkilerinin Dönüm Noktası: Rusların 7 Haziran 1945 Tarihli Toprak ve Üs Talepleri *Boğazlar Meselesinde Üçlü Final: Potsdam Konferansı *Amerikan Belgelerinde Sovyetlerin Toprak Taleplerini Geri Çekme Teklifi *Amerikalı Diplomatın Gözünden Rus Taleplerinin Türk Toplumundaki Yansımaları *Sovyetlerin Türkiye'deki Ermenilere Yönelik Provokasyonu *Sovyetlerin Türk Hükümetine Verdiği Diplomatik Notalar *Türk Hükümetinin Sovyet Notasına Yönelik Cevabi Notaları *Çok Partili Hayata Geçişte Türkiye'nin İç Siyasetindeki Gelişmeler *İkinci Dünya Savaşının Türk Toplumu Üzerindeki Etkileri *Amerikalıların Gözünden Türkiye'de Rejimin Mevcut Durumu *Amerikalıların Türkiye'de Çok Partili Hayata Geçişe Yönelik
Aldığı Sinyaller *Amerikalıların Gözünden Milli Kalkınma Partisi *Demirağ'ın Üsküdar'daki Villasında Sürpriz Buluşma: Amerikalı Diplomat ile Yemek *1944 Yılı Bütçe Görüşmelerinde İki Muhalif Ses *Şirket-i Hayriye'nin Devletleştirilmesi Tartışması *Meclis Görüşmelerinin Kamuoyuna Açılması Talebi *1945 Yılı Bütçe Görüşmeleri: İlk Demokrasi Vurgusu *İnönü'nün Çok Partili Hayata Geçişe Yönelik Türk Halkına Verdiği İlk Sinyal
Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50
***
HAFTANIN KİTABI
İfşa olan melanet
Araştırmacı yazar Baran Aydın yeni kitabı "10'lar Konseyi" ile Kadim Türk bilgeliğine on bin yıldır düşman olan bir konseyin peşine düşüyor. KaBaRa inancı, cinayet ritüelleri, kullandığı sembol ve peşinde olduğu Kan'a ait sır ile birlikte Konsey, tarihte ilk kez deşifre ediliyor:
*Türklüğün var olduğu ve mührünü vurduğu her yerde, Türk'ün karşısına çıkan bir teşkilat! *Konseyin en belirgin izi, Atatürk'ün ağzından çıkan bir cümlede ve Göktürk geleneklerine göre inşa edilen Anıtkabir'de sırlanmıştı.* Platon, bir devleti yönetecek gizli bir teşkilatı anlatırken, mavi kaftan giyen 10 kişiden bahsetmişti. Homeros İlyada'da Truva Savaşı'nı kazananlara 10 kişilik konsey demişti. *Atina'da ve Roma'da cumhuriyeti kuran teşkilatın ismi antikçağ tarih kitaplarında 10'lar Konseyi olarak ifade edilmişti. *Fatih'e 41 kez suikast düzenleyen Venedik merkezli teşkilatın ismi 10'lar Konseyi idi. *Floransa'da Rönesans dönemini başlatan yapının ismi Machiavelli tarafından gururla 10'lar Konseyi olarak ilan edilmişti. *Osmanlı'ya Sevr'i dayatan, Paris Barış Konferansı'nı yöneten grubun ismi 10'lar Konseyi idi.
Destek Yayınları Tel:(0212) 252 22 42
***
Vatan için bir ömür...
Bir tarihçinin gözüyle edebî eserler, tarihi aydınlatmaları bakımından büyük önem taşırlar.
Olayların canlı şahitliğini yapan bir yurttaşın kaleminden dökülenleri okumak, tarihî hadiselerin insanların zihinlerinde ne gibi etkiler bıraktığını anlamamızı sağlar.
Buket Kemiksiz, "Arafta Bir Sürgün" adlı kitabında hayatını ve eserlerini Kırım'a adamış ünlü yazar Cengiz Dağcı'nın romanlarında Kırım Türklerinin XX. yüzyılda yaşadıklarını, Sovyet baskısını, II. Dünya Savaşı'nın etkilerini, 1944 Sürgünü ve SSCB'nin çöküşünden sonra vatana dönüş mücadelelerini, tarihsel perspektifle irdeliyor.
Savaş sonrası yazılarını Londra'da kaleme almak zorunda kalan ancak vatanını kalbinde yaşatan Kırım'ın ebedi sesi Cengiz Dağcı'nın eserlerinde Kırım tarihinin yansımaları, romanlarında anlattığı dönemin adeta fotoğrafını çekiyor ve arafta kalmış sürgün bir yazarın eserleri ışığında okuyucuya sunuluyor.
TEDEV Yayınları Tel:(0212) 526 16 15
***
KÜTÜPHANEMDEN
Metin Toker'in kaleminden İnönü'lü zamanlar
Demokrasimizin İsmet Paşa'lı Yılları (1944-1973) Metin Toker'in yakın tarihimize ayna tutan mufassal bir çalışması. Toker 30 yıllık bir dönemi 7 ciltlik bir dizide toplamayı başarmış. Dizide yer alan 7 kitap ve anlattığı dönemler şöyle sıralanıyor:
Cilt: 1 / Tek Partiden Çok Partiye (1944-1950)
Cilt: 2 / DP'nin Altın Yılları (1950-1954)
Cilt: 3 / DP Yokuş Aşağı (1954-1957)
Cilt: 4 / Demokrasiden Darbeye (1957-1960)
Cilt: 5 / Yarı Silahlı, Yarı Külahlı Bir Ara Rejim (1960-1961)
Cilt: 6 / İnönü'nün Son Başbakanlığı (1961-1965)
Cilt: 7 / İsmet Paşa'nın Son Yılları (1965-1973)
Tek Partiden Çok Partiye, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları'nı aydınlatacak dizinin ilk kitabıdır. 1944-1950 arası Türk politika tarihinde bir dönemeç noktasıdır. Tek partiden, çok partili hayata geçilirken, bu döneme damgasını vuran kimi politikacıların, önemli olayların çoğu, bugün iyi bilinmez, çünkü gizli kalmıştır.
Metin Toker, DP'nin Altın Yılları'nı anlattığı bu kitabın 'Giriş'inde şunları söylüyor:
"Türk demokrasisinde 1950-54 dönemi başka türlü yaşansaydı, siyaset hayatı değişik gelişme gösterecekti. 27 Mayıs, bir açıdan o yaşamın kaçınılmaz sonucu olmuştur..."
Türkiye'de demokrasinin kesintisiz sürmesinin imkanının 1960'ın ilkbaharında kıl payı kaçırmış olması büyük bir talihsizliktir. Seçimlerin erkene alınarak o yılın mayıs ayında yapılması fiilen kabul edilmiş, bunu hem iktidar, hem de muhalefet onaylamışlar, hatta çalışmalara girişip bunları bir noktaya kadar götürmüşlerdir. Fakat ne olmuş da fırsat demokrasimize teğet geçmiş, mayısta seçim değil askeri darbe gerçekleşmiştir? "Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları"nın bu 4. kitabı bundan dolayı "Demokrasiden Darbeye" başlığını taşımakta ve olaya aydınlık getirmektedir.
(Demokrasimizin İsmet Paşa'lı Yılları / Metin Toker / Bilgi Yayınevi / Genişletilmiş 2. Basım 1991)