Toplantıda Meclis Başkanı Akay İsfendiyarî derin bir üzüntü içinde konuşma yapmıştır. Meclis Başkanı yaptığı konuşmada duygularını şöyle ifade etmiştir; “Muhterem Arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük lideri Atatürk’ün vefatı bizim dost ve kardeş ve komşumuz Türkiye için ne kadar can yakıcı olmuşsa baştanbaşa bütün İran’da dahi emsali şimdiye kadar görülmemiş sonsuz bir kederi mucip olmuştur. Zira dünyanın askeri meziyetlerde benzeri olmayan ve memleket idaresinde benzerine az rastlanan bu meşhur adamı ve bu yüksek dâhisi, Türkiye’nin İran’ca da meserret ve memnuniyeti müstelzim olduğu bedihi bulunan kurtulması, dirilmesi ve istiklaline sahip olması maksadıyla ve Türkiye’nin dostlarının teessüfünü mucip olmuş olan bunca tehlikelere göğüs gererek büyük bir celadet ve şeametle ve cihandan Türk milletinin namusunu ve şerefini kurtarmak niyetiyle ve her adımda zuhur eden birçok siyasî güçlükleri ortadan kaldırmak suretiyle büyük bir uyanıklıkla öğle bir mücadeleye girişti ve bunda öğle canla başla çalıştı ki, dünyanın nadir insanları arasında tarihte hiç ismi unutulmayacaktır. O, hem Türklerin ve hem de dostlarının yüreklerinde daima yaşayacak bir makama erişti.
Bizim kudretli şehinşahımız da İran’da dahili işlerin ıslahına büyük hizmetler sarf buyurdukları sıralarda İran’ın dost devletlerle ve bilhassa muhterem komşularıyla aralarında mevcut olan eski ihtilafları, şimdiki asrın muktezasına uygun ve samimiyetle yakışır bir tarzda ortadan kaldırmak istediği zaman, o büyük adam yani Atatürk, bunu pek münasip gördü ve her iki memleketi uzun yıllardan beri meşgul eden ihtilaflar İran’ın ve Türkiye’nin bu iki önderinin basiret ve tedbiriyle ortadan kaldırılarak onların yerine kardeşlik ve birlik kaim oldu. Bundan dolayı İranlılar ve Türk milleti böyle bir saadete ne kadar teşekkür etseler az olacağını söylemeye hacet yoktur. Her iki memleketin önderlerinin kararıyla Sadabat Paktı imzalandı ve bu muahede bir birlerine dost ve komşu dört devletin yalnız aralarındaki münasebetleri takviye etmekle kalmadı, ayrıca dünyanın sulh ve selametinin temini için de herkese bir numune oldu ve bütün siyasî adamlar tarafından da alkışlandı. Binaenaleyh kardeş Türk milletinin bu matemine İran milleti de iştirak eder ve yürekten duyduğu bir kederle o necip millete taziyelerini sunar...”
İttilaat Gazetesi yaptığı yorumda; “Bu elim ziya karşısında İranlılar, Türkler kadar acı duymaktadırlar. Biz kendimizi Türklere yabancı addetmiyoruz. Türk kardeşlerimizin elemine samimi bir şekilde iştirak ediyoruz. Bizim duyduğumuz acının sebebi sadece Türklerle olan dostane münasebetlerimiz değildir. Belki de iki milleti birbirine bağlayan kardeşlik hislerinin iki millet arasında vücuda getirmiş olduğu alaka ve bağlılıktır”(“Biz de Türkler kadar Acı Duymaktayız”, Ulus, 17 Kasım 1938, s. 5) demiştir.