Dünyanın bir takım büyükleri gelmiştir ki, bunlar hayatlarında nice müşküllerle çarpışmış ve son gayelerine varamamış, ancak öldükten sonra kurdukları eserler canlanmıştır. Hâlbuki Mustafa Kemal, koyduğu eserin semerelerini gözü ile gördü, vazifesini tamamladı da dünyadan öyle muvaffak ve muzaffer olarak çekildi. Bu adamın ölümü dolayısıyla bütün şark âlemi Türk milletine en derin taziyelerini sunar.”
Yine aynı gazete, Atatürk’ün hayatından bahsettikten sonra şöyle devam etmiştir; “Dün ölümünü öğrendiğimiz Atatürk’ün, dünyanın en büyük adamı olduğunu tarihin kaydetmesi hiç de uzak değildir. O, Hitler’den de Mussolini’den de, Ruzvelt’ten de büyüktür. Zira onlar medeni, ilerlemiş, muntazam birer devlet başında bulunuyorlardı. Atatürk’e gelince, bu küçük, kaçak, sürgün zabit, karşısında halince, siyasetçe, savaşça, iktisatça bitkin bir millet bulmuştu. Öyle bir millet ki, ona “ölen adam” adı verilmişti. O bunu topladı ve ona kendi ruhunu verdi. Hayatını geri iade etti. Fakat nasıl bir hayat... O, hakikaten yeni Türkiye’nin yaratıcısı, istiklalinin bekçisi, yirmi seneden beri başı idi.”
C- İran Basını
İran da büyük liderin ölmüş olduğunu bir türlü kabul edememişti. Her ne kadar Atatürk ölmez cümlesi ve inancı İran halkının gönüllerine ferahlık vermiş ve teselli olmuşlarsa da Atatürk’ün ölüm haberi geldiği gün bütün Tahran çok derin bir matem havası içinde sesiz ve hareketsiz bir belde halini almıştır. Bütün gazeteler, Atatürk’e geniş yer ayırarak, onun kendi milletine ve bütün insanlığa yaptığı hizmetleri anlatmakla beraber siyah çerçeveler içinde Atatürk’ün fotoğraflarını basmış, ilk sayfalarını ona ayırmışlardır. Yazdıkları yazılarda yeni Türkiye’nin yaratıcısının kahramanlıklarla dolu olan hayatından, yapmış olduğu muharebelerden, askeri, siyasî ve idari yüksek meziyetlerinden büyük bir övgü ile bahsetmişler ve İran milletinin onun ölümüne duyduğu üzüntüyü uzun uzun tasvir etmişlerdir.
Resmi dairelerde bayraklar yarıya indirilmiş, çalgılı eğlence yerleri susmuştur. O akşam, İran’da çıkan gazeteler, “Şark Dünyasının Büyük Matemi”, “Cihanın Büyük Kaybı”, “İnsanlık En Büyük Adamını Kaybetti” başlıkları altında halka bu çok acı haberi vermişlerdir... Bütün İran, en yakınını kaybetmiş bir insan gibi müteessir ve gamlı bir havaya bürünmüştür.
Şah Rıza Pehlevi, milletinin bu samimi ve hakiki acısına önder olmuş ve ülkede bir aylık bir matem ilan etmiştir. Ayrıca defin merasiminin sonuna kadar İran’da askeri ve resmi binalardaki ve yabancı ülke temsilciliklerindeki bayrakların yarıya indirilmesini emretmiş ve bu emir bütün gazetelerde de ilan edilmiştir. Yine bu münasebetle İran parlamentosu, 17 Kasım’da Atatürk’ün hatırasına hürmeten özel bir toplantı düzenlemiş, bu toplantıya İran Şah’ı, bakanlar, yabancı devletlerin Tahran’da bulunan temsilcileri, bakanlıkların muavinleri, şube müdürleri ve bütün milletvekilleri katılmıştır.