ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -1-

ATATÜRK’ÜN VEFATI VE YABANCI BASIN -1-

Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir

esat-atalay-001.jpg
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de günümüzden 77 yıl önce dokuzu beş geçe o mavi gözlerini bir daha açmamak üzere yumdu. Büyük kurtarıcının son nefesini verdiği Dolmabahçe Sarayı’nın direğindeki Cumhurbaşkanlığı forsu yarıya indirildi. Atatürk’ün vefatı bütün yurdu yasa boğduğu gibi dış dünyada da üzüntüye neden oldu. Öyle ki savaş meydanlarında yendiği düşmanları bile cenazesinin önünde resmi geçit yaptılar. Atatürk’ün naaşının bulunduğu katafalk, 16-18 Kasım tarihleri arasında gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı’nda vatandaşlar tarafından ziyaret edildi. Daha sonra 19 Kasım 1938’de, Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici istirahatgahına tevdi edilmek üzere Yavuz zırhlısı tarafından İzmit’e götürüldü oradan da trenle Ankara’ya nakledildi. Bu yazı dizimizde Atatürk’ün vefatının Balkanlar ve Orta Doğu basınındaki etkilerinin Türkiye’deki akislerini, 7 Mart 2013 tarihinde kaybettiğimiz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Çayeli Eğitim Fakültesi İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurcan Toksoy’un makalesinden faydalanarak aktaracağız.

  H H H

Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir. Fakat o, oluşturduğu misyondan dolayı her geçen gün dünya milletleri tarafından incelenip araştırılmaktadır. O, gerçekleştirdiği Türk Milli Mücadelesiyle sadece Türk milletinin kaderini değiştirmemiş, dünyanın sömürülen ve esaret altında ezilen birçok milletine de umut ışığı olmuştur. XX. yüzyılın en büyük lideri olarak kabul edilen Atatürk, öldükten sonra bütün dünya basını onun hakkında günlerce yayın yapmışlardır. Bu yayınlarda dünya barışına yaptığı katkıyı büyük bir hayranlıkla anlatmışlardır. Sadece Batı dillerinde hakkında yazılan eser sayısının bir hayli arttığı da bilinmektedir. Mücadelesi ve büyük idealleriyle bütün dünyaya örnek olan Atatürk, dost ve düşman bütün ülkelerin takdirini kazanmıştır.

H H H

Tarihin hiç kimsenin eseri olamayacağı gerçeği, bir liderin büyüklüğü, bütün insanlığın malı olan bu tarih içinde misyonunu iyi kullanmayı başarmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Atatürk’ün tarihteki saygın yeri öncelikle Türk milletinin kalbidir. Bu gerçeğin yanı sıra o, oluşturduğu misyonundan dolayı her geçen gün dünya milletleri tarafından incelenip, araştırılmakta ve anlaşılmaktadır. Bu değerlendirme, Atatürk’ün insanlık âleminin benimseyip koruduğu bazı yargılardan ileri gelmekte ve bu yargılar Atatürk’ün ilke ve inançlarıyla uyum sağlamaktadır. Milletiyle birlikte millî sınırları içinde yabancı boyunduruğundan kurtularak her medenî millet gibi yaşamak isteyen Atatürk, gerçekleştirdiği Türk Millî mücadelesiyle sadece Türk milletinin ters talihini yenmemiş dünyanın sömürülen ve esaret altında inleyen birçok milletine de umut ışığı olmuştur.