Bizim kalbimiz, bizim fikrimiz tamamıyla sizin hissiyat ve amalinize uygun gelmekte
Mustafa Kemal Paşa da şu cevabî konuşmayı yapmıştır: “Manisa’nın Muhterem Ahalisi;
Yaptığınız bu coşkun tezahürat ve sevinçle hâsıl olan heyecanın şiddeti zail olmadan bana müsaade ediniz, sizi kemâl-i samimiyetle selamlayayım ve hakkımdaki tezahürattan dolayı teşekkür edeyim.
Muhterem arkadaşlar! Sizin efkârınızı, temayülâtınızı pek veciz bir suretle ifade eden belediye reisi beyefendinin sözlerini ikiye ayıracağım: Birincisi şahsıma ait iltifatlarınızdır. Buna arz-ı minnet ederim, ikinci cihet ki, en mühimi, en esaslısıdır. O da sizin terakki ve teceddiid yollarında atmakta olduğunuz hatvelerin manası, medlulüdür. Bunları da kemâl-i takdirle yadederim. Muhterem ahali! Bu noktada mucib-i mefharetimiz olan bir ciheti arz edeyim. Görülüyor ki, bizim kalbimiz, bizim fikrimiz tamamıyla sizin hissiyat, efkâr ve amalinize tetabuk(uygun gelme) etmektir. (Hay hay sesleri) Bu vesile ile tekrar etmek isterim. Bütün memleket, bütün cihan bilsin ki, Türkiye halkı rüesasıyla, müdiraniyle ve rüesa, müdiranı da halkıyla beraber aynı yolun yolcusu, hemfikir insanlardır.
Aziz Manisalılar! Ben Manisa’yı yangınlar içinde harap ve türâb bir halde görmüştüm. Muhterem Manisalılar! Ben sizi zulmetten, ateşten, esaretten henüz kurtulduğunuz bir zamanda görmüştüm. Fakat o günkü halleri itiraf ederim, hakiki teessürle telakki etmedim. Gerçi siz zulüm ve taarruzun şiddetli darbelerinden henüz kurtulmuştunuz. Fakat ben emindim ki, bu kadar şiddetli darbeler insanların imanlarını takviye eder. İstidadı, cevheri olan bir millet öyle darbelerden mütenebbih(akıllanmış) olur. Maziye nisbeten atisini(geleceğini) daha çok parlak yapabilir. Muhterem arkadaşlar! Felaketler insanları, akılları başında olan milletleri daima azimkar hamlelere sevk eder ve işte siz de o hamleleri yapmaktasınız. Bugün mamuriyet itibarıyla gördüklerim bu hamlelerin çok bariz tezahürleridir. Arkadaşlar! Bugünkü teyakkuzlarınızın, azminizin çok az zamanda çok feyizli neticeler vereceğine emin olarak sizi tekrar hürmetle selamlarım.”
10 Ekim gecesi Gazi’nin şerefine kalmakta olduğu vali konağında verilen yemek esnasında Manisalı gençler tarafından bir fener alayı düzenlenmiş, oyunlar oynanmıştır. M Kemal Paşa; düzenlenen fener alayını ve zeybek oyunlarını beraberindeki Kazım Özalp Paşa ile seyretmiştir. Fener alayına katılanlardan sadece birisinin başında fes vardı. Cumhurbaşkanı bu çocuğu yânına çağırarak, “Bu fes nedir?” diye sormuş ve bunun üzerine genç, fesi yırtarak yere atmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler ertesi gün öğleden önce, otomobille yeni yapılan çarşıyı ve üzüm pazarını gezmişler ve caddeleri dolduran halkın “Yaşa!” tezahüratları ve alkışları arasında trene binerek İzmir’e hareket etmişlerdir. Manisa valisi, belediye başkanı ve diğer temsilciler misafirlerini Muradiye’ye kadar uğurlamıştır. (Devam edecek)