ATATÜRK’ÜN LİDERLİK ÖZELLİĞİ -11-

ATATÜRK’ÜN LİDERLİK ÖZELLİĞİ  -11-

Bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklâlimizin savaşı şimdi başlıyor

esat-atalay-001.jpg
Lider, neyi, nerede, nasıl kullanabileceğini çok iyi bildiği için, böylece bir anlık zamanı yüce liderliğinin verdiği güvenle kullanır. Büyük insiyatif gücüyle de başarıya ulaşır. Kumandanlık emri ise, bu 11 tümen ve bir süvari tugayına bilfiil kumanda ettikten bir süre sonra gelecektir.

Mustafa Kemal doğuya, II’nci Kolordu Kumandanlığına tayin edilir. Kolordu ile beraber Edirne’den hareket edilir. Her yerde olduğu gibi subayları ve erleri O’na hayrandır. Doğuda, Ruslar, Bitlis ve Muş’u almışlardır. Mustafa Kemal bir süre sonra general olur. Hazırladığı kolordu ile, Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri alır. Hem de ordu kumandanının muhalefetine rağmen. Çünkü O, duruma ve zamana hükmetmesini bilir. Olaylara yön verebilecek güce sahiptir. Sanatında ise, eşi bulunmaz bir ustadır.

Sonra 2’inci Ordu Kumandanlığına atanır. Bir süre 7. Ordu Kumandanlığı da yapar. Güney Cephesinde de bir Alman generali vardır. Türk çocuklarını Güney Cephesinde su gibi harcamaktadır. Teklifleri ise, Başkumandanlıkça daima tasvip görmektedir. Mustafa Kemal Paşa, Alman generalinin stratejisinin ve taktiklerinin yanlış olduğunu ve orduların Arap topraklarını bırakıp geri çekilmelerinin gerektiğini söyler. Dinlemezler. O da 20 Eylül 1917 tarihli ünlü ’Rapor’unu yazar. Bu rapor, olayları değerlendiriş, siyasal duruma hâkimiyet ve askerî alanda O’nun dehasının apaçık ifadesidir. Satırları arasında, liderliğinin muhteşem tablosu görünür.

Hele bozulan ordular yanında ordusunu mucizevî bir manevra ile Halep’e çekebilmesi, O’ndaki çok üstün liderlik yeteneğinin en açık belgesini teşkil, eder. Tek erin bile feda edilemeyeceği düşüncesinden hareket eden Mustafa Kemal, sonunda işin Türk çocuklarına düşeceğini anlar. Bütün hesaplarını buna göre yapar.

Birlikler son olarak İskenderun-Belen-Dircemal ve sonra da Antakya hattındadır. Bu hat, sonraları Erzurum, Sivas Kongreleriyle İstanbul Meclisince kabul edilen Misakı Millî için sınır kabul edilen hattır.

Mustafa Kemal Paşa, artık bir mütarekeye doğru gidildiğini görmektedir. O, daima kafasındaki Türk Devleti’ni düşünmektedir. Bu yüzden de, zaman zaman yakın arkadaşlarına yapılacak işleri telkin etmektedir. Nitekim, Gaziantep’e giden Ali Cenani Bey’e: “Teşkilât yapın. Kendinizi savunun. Ben istediğiniz silâhı veririm” der.

Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Orduları Kumandanlığına tayin edilmiştir. Adana’ya gelir. 5 Kasım’da Adana’ya gelen Ali Fuat Paşa’ya da “Padişah artık kendi tahtını düşünecektir. Bundan sonra millet kendi hakkını kendi savunacaktır. Bizim ve ordunun ona yardım etmemiz ve yol göstermemiz gerekir” der.

31 Ekim’de de, Yıldırım Orduları Kumandanlığını Alman generali Liman Von Sanders’ten teslim alır. Bu devr-i teslimde, Alman generalinin: “Yenildik... Bizim için her şey bitti” sözüne karşılık olmak üzere Mustafa Kemal Paşa da: “Savaş, müttefiklerimiz için bitmiş olabilir. Ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklâlimizin savaşı ancak şimdi başlıyor” der.