Türkiye’nin dostu kalınız. Ben sizin
dostunuz olarak kalacağım
Azerbaycan Elçisi İbrahim Abilov’un notlarına göre General Frunze, bunun üzerine şunları söylemiştir:
"Frunze Yoldaş, bu bilgilerin yeterli olduğu cevabını verdi. Bize güvendiğinden dolayı teşekkür ediyorum. Ancak cepheye gitmek bizim dostluk ve kardeşlik ilişkilerimizi sergilemek ve vurgulamak açısından çok gerekli görülmektedir. Bunun için bütün cepheyi gezmemize ihtiyaç yoktur, karargâha kadar gidip gelmemiz yeterlidir. Mustafa Kemal Paşa bunu kabul ederek en kısa zamanda onların cepheye gitmesini sağlayacağını söyledi. Ziyafet vs. gelince o da bunu gerekli bulduğunu belirtti".
Nitekim, General Frunze ülkesine döndüğünde Sovyet Halk Komiserliği’nin ve Ukrayna Merkez Yürütme Komitesi’nin birleşik oturumunda kendileri açısından bir sorun olarak algılanan Fransız-Türk Antlaşması hakkında değerlendirme ve gözlemlerini şu şekilde aktarmıştır:
"(...) Az da olsa Anadolu Türkiye’sinin yitirdiği bölgelere sırtını dayamasını sağlayan bu Fransız-Türk Antlaşması, başarı şansı yüksek olarak savaşa devam etme olanağını ortaya çıkartıyor. Sovyet Federasyonuna ve Sovyet Ukrayna’ya karşı ilişkiler konusuna değinilmiyor. Yine söylüyorum, bize karşı yorumlanabilecek hiçbir nokta yok bu anlaşmada. Şunu da memnunlukla belirtebilirim ki, Türk Hükümeti bu antlaşmayı imzalamadan önce bütün tedbirleri almış. Zamanında dost devletlere görüşmelerin gidişi hakkında bilgi vermiş ve bizim ilişkilerimize zarar verebilecek hiçbir maddeye izin vermemiş. Türk Hükümeti bizim buna kesinlikle inanmamızı sağlamak için, bana bu işle ilgili, Ankara Hükümetinin elinde bulunan bütün dokümanları önüme serdi.
En önemli askeri sırları varıncaya değin incelemem için bana izin verilmişti. Türk ve Yunan orduları arasındaki askeri yazışmaları, orduların ihtiyaçlarını, sayılarını, silah sayı ve niteliklerini, cephe gerisi durumlarını (...) hemen her şeyi öğrendim. Şunu söyleyebilirim ki, şimdi Türk Silahlı Kuvvetlerinin genel durumunu hemen hemen Ukrayna ordusundaki gibi biliyorum. Buna göre Türk Hükümetinin, Sovyet Ukrayna temsilcilerine nasıl davrandıkları, güvendikleri üzerinde bir yargıya varabilirsiniz. Bütün dairelerde içinde bulunulan durum hakkında bize seve seve bilgi verdiler (...)".
1939 yılında Charles de Chambrun, Paris’te Atatürk hakkında bir konferansında 1928-1933 arasında Türkiye’de geçirdiği beş görev yılını, "O’nun arkadaşlığı ile çevrilmiş bir ortamda yaşadım" diye tanımlarken şunları söylemiştir:
"‘Türkiye’nin dostu kalınız,’ dedi. ‘Ben sizin dostunuz olarak kalacağım’". (Devam edecek)