Siz orada yalnız düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz
I. İnönü zaferi içeride ve dışarıda büyük etkiler yarattı; büyük siyasî gelişmelere sebep oldu. Bu zaferden sonradır ki, ümitsizlikler boğulmuş, yeni kurulan devlet, sarsılmaz temeller üzerine oturmaya başlamış, 20 Ocak 1921 günü ilk Anayasamız, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmişti. Yine bu zaferle içeride asayiş ve güven sağlanmış, muntazam ordu kurma çalışmaları daha da kolaylaşmıştı.
I. İnönü zaferinin dışarıdaki etkileri de önemliydi. Bu zaferle düzenli ordu, düşman karşısında ilk sınavını veriyor, dost ve düşman önünde yenilmez iradesini sergiliyordu. Bu zafer, yabancı devletlere de artık, millî hükûmetin hatırı sayılır bir varlık olduğunu gösteriyordu. Bu gelişmeler sebebiyledir ki İtilâf Devletleri, 21 Şubat 1921’de toplanan Londra Konferansı’na İstanbul Hükûmetiyle beraber Ankara Hükûmeti’ni de çağırdılar. Ancak zaferin gerçek sahibi Ankara Hükûmeti idi. Bu sebeple Ankara delegeleri, Osmanlı heyeti içinde yer almayıp millî davayı savunmak üzere ayrı bir ekip oluşturdular. O kadar ki Osmanlı baş delegesi Sadrazam Tevfik Paşa, konferansta söz hakkını Ankara Hükûmeti temsilcilerine bırakmak mecburiyetinde kaldı. İşte bu gelişmeler sonucu İtilâf Devletleri yeni bir barış teklifi hazırlamak zorunda kaldılar. Yine I. İnönü zaferinin millî hükûmete kazandırdığı dış itibar sayesinde 16 Mart 1921 tarihinde Sovyet Rusya ile "Moskova Antlaşması" imzalandı. Londra’da da Fransa ve İtalya ile barış yolunda bazı müzakereler oldu.
Ancak Yunanlılar, bu mağlubiyetten ders almayarak kısa süre sonra 23 Mart 1921 günü aynı cephelerden tekrar ileri harekâta geçtiler. 27 Mart 1921 günü Yunanlıların İnönü mevzilerine taarruzu ile başlayan, II. İnönü muharebesinde de düşman taarruzları birincisinde olduğu gibi durduruldu. 31 Mart 1921’de Batı Cephesi kuvvetlerinin karşı taarruza geçmesi sonucu Yunanlılar geri çekilmeye başladılar. Nihayet 1 Nisan 1921 günü binlerce ölü ile doldurdukları muharebe meydanını tekrar silâhlarımıza terk zorunda kaldılar. Bu suretle Batı Cephesinde düşmana karşı II. İnönü Zaferi adını alan bir büyük başarı daha kazanıldı. Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya gönderdiği kutlama telgrafında: "Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz" diyordu.
Şimdi 1921 yılının Temmuz başlarındayız. Yunanlılar Ankara Hükûmetinin reddettiği Sevr Antlaşmasını gerçekleştirmek amacıyla Anadolu topraklarına durmadan kuvvet çıkararak Türklere karşı yeni bir taarruza hazırlanmaktadırlar. Nihayet bu genel düşman taarruzu, 10 Temmuz 1921 günü, bütün Batı Cephesi boyunca takviyeli kuvvetlerle başladı. Harekât ilerledikçe Yunan kuvvetleri ile Türk kuvvetleri arasında yer yer şiddetli çarpışmalar oldu. Ancak gerek insan gücü gerekse araç ve gereç yönünden Türk kuvvetlerinden sayıca fazla durumda bulunan Yunanlılar birçok yerleri işgal ettiler. Afyon, Eskişehir, Kütahya, Bilecik art arda düşman eline geçti. (Devam edecek)