Böylece Büyük Millet Meclisi’nin toplanması için bütün işlemler tamamlanmış oldu.
İlk Meclis’in açılışı birinci oturum
Günlerden 23 Nisan 1920 Cuma. Tatlı ve ılık bir bahar günü. İngilizler ve müttefiklerince işgal edilmiş olan İstanbul’un son Mebuslar Meclisi’nden kaçıp gelebilen mebuslarla Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi Reisi Mustafa Kemal Paşa’nın genelgesi ve çağrısı üzerine il meclislerince yerinde seçilmiş olan milletvekilleri Ankara’ya ulaştılar.
O gün Meclis açılacak. Cuma namazı Hacıbayram Camii’nde kılındı. Kurbanlarkesildikten sonra İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.
Meclis vaktiyle İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılmış olup Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıktığımız için Ankara’ya kadar sokulan birkaç Fransız subayına bir süre konut olmuş, sonradan, yani İkinci Meclis binası yapılınca uzun süre Halk Partisi’nin merkez binası olarak kullanılmış bir yapı. Bugün İnkılap Tarihi Müzesi olarak aynı doğrultuda görevini sürdürüyor.
O zaman bu binanın birçok bölümü henüz tamamlanmamış olduğu için ivedi olarak onarılıp tamamlanmış. Toplantı salonu küçük, mobilya adına Ankara Valiliği bürolarından, şuradan buradan derlenmiş kırık dökük bazı eşya var. Milletvekilleri Ankara Öğretmen Okulu’ndan ve Ankara Sultanisi’nden (lisesinden) getirilmiş öğrenci sıralarında oturuyorlar.
Bunların kılıkları, giysileri, yaşları, düşünsel düzeyleri ve görgüleri başka başka ve çok değişik; beyaz sarıklı, ak sakallı,cüppeli, eli tespihli hocalarla pırıl pırıl üniformalı genç subaylar; yazma veya şal sarıklı aşiret beyleri, külahlı ağalar ve kavuklu çelebilerle Avrupa’daki yüksek öğrenimlerini bitirip yeni dönmüş, Batı kültürüyle yetişmiş, nokta bıyıklı, “Kuvayı Milliye”kalpaklı gençler yan yana oturuyorlar.
İlk gün sayıları yirmiyi geçmeyen Meclis memurları da şuradan buradan gelmiş, daha doğrusu getirilmiş. Ankara ilinin bürolarından çağrılan memurların Abdülhamit ve Meşrutiyet dönemlerini yaşamış olanlarından çoğu, İstanbul’daki Sultan hükümetine ve Saray’a karşı baş kaldırma niteliğinde gördükleri böyle bir kurumun içine, memur kimliğiyle de olsa karışmayı ihtiyatlı bulmamış olacaklar ki Meclis memurluğunu kabul etmemişler.
Okullar erken tatil edildiğinden Ankara Lisesi (o zamanki adı ile Mektebi Sultanisi) ve Darülmuallimin (Öğretmen Okulu) öğretmenleri Meclis’te memurluk görevine çağrılınca koşa koşa gelmişler. Lisenin yüksek sınıf öğrencilerinden el yazısı düzgün olan kimileri de mübeyyiz (yani resmi yazıların müsvettelerini temize çeken kâtip) olarak alınmışlar. Müdürü, öğretmeni, öğrencisi, il sağlık müdürü; defterdarlık kalemi bürosu şefi, genç dinamik
Birinci Dünya Savaşı’nda uzun yıllar görev yapmış bir kurmay subayı olan başkâtipleriyle birlikte Meclis Yazı Kurulu (hey’eti tahririyesi) adı altında birleşerek uyumlu ve ideal bir çalışma kurulu oluşturmuşlar.