ATATÜRK’ÜN İLK MECLİSİ (28 Nisan 2014)

ATATÜRK’ÜN İLK MECLİSİ (28 Nisan 2014)

Padişah Meclis’in emrine bağlıdır, onun vereceği karara uymakla yükümlüdür

Kutsal olarak bağlı olduğumuz bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlıların Padişahı Altıncı Sultan Mehmet Hazretleri’nin yabancı boyunduruğundan kurtarılmasında ve saltanatın sürekli merkezi olan İstanbulumuz ile işgal altında ve türlü kıyım ve işkence içinde nesnel ve tinsel (maddi ve manevi) bakımdan insafsızca yok edilmekte olan zulüm görmüş bütün illerimizin kurtarılmasında bizi başarılı kılmasını yüce
Tanrı’dan dilerim."
Bu konuşma Türk ulusunun kendi egemenliğini artık tümüyle kendi eline aldığının ilk açıklaması ve müjdecisidir.
Gerçi konuşmanın sonuna "Bütün Müslümanlığın Halifesi ve Osmanlıların Padişahı’nın düşmanın elinden kurtarılması" sözü eklenmişse de bu ek Padişah Vahdettin’in taç ve tahtını korumak kaygısıyla, Türk ulusunun İstiklal Savaşı’nı hiçbir zaman hoş görmeyen, dahası, İngilizlerle anlaşan bir padişah olduğunu henüz bilmeyenleri, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na karşı harekete geçirmemek için alınmış psikolojik bir önlemden başka bir şey değildi.
Nitekim Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa, Büyük Millet Meclisi’nin 24 Nisan 1920 Cumartesi günü yapılan ikinci toplantısında, Mondros Mütarekesi’nden o güne kadarki siyasal olayları ve o günkü siyasal ve hukuksal durumu Meclis’e bildiren uzun tarihsel açıklamaları arasında sözü hilafet ve saltanata da getirerek harfi harfine şöyle demişti:
"Hilafet ve saltanat makamını tahlisine muvaffakiyet hasıl olduktan sonra padişahımız ve Halife-i Müslümin Efendimiz bir nevi cebr-ü ikrahtan âzâde (baskı ve tehditten kurtulmuş), tamamıyla hür ve müstakil olarak kendisini milletin aguşu sadakatinde (sadık bağrında) gördüğü gün Meclisi âlinizin tanzim edeceği esasatı kanuniye dairesinde vaz’ı muhterem ve mübeccelini ahzeder (alır)."
Bu sözlerin üzerindeki süslü ve yaldızlı tabaka çıkarılırsa anlamı şöyle olur: "Padişah Meclis’in ve dolayısıyla milletin emrine bağlıdır, onun vereceği karara uymakla yükümlüdür."
Meclis’in ilk günkü toplantısında gerek İstanbul’dan gelen mebusların gerek Anadolu’dan ve Rumeli’den yeni seçilmiş olan milletvekillerinin seçim tutanaklarını incelemek üzere iki komisyon seçilmiş, başka bir işlem yapılmamıştı.
Ulusal Egemenliğin Hukuksal
Olarak Gerçekleşmesi:
Meclis’in açılmış olduğu 23 Nisan Guma günü geçici başkan Sinop Milletvekili Şerif Bey’in konuşmasıyla Büyük Millet Meclisi, ulusun yazgısına eylemli olarak el koymuş bulunuyordu. Ancak bunu hukuksal temellere oturtmak gerekliydi. (Devam edecek)