ATATÜRK’ÜN İLK MECLİSİ (01 Mayıs 2014)

ATATÜRK’ÜN İLK MECLİSİ (01 Mayıs 2014)

Geçici nitelikte bile olsa bir padişah vekilliği ortaya çıkarmak caiz değildir

Bundan sonra Antalya Milletvekili Hamdullah Suphi (Tanrıöver) de Meclis üyelerini coşturan bir konuşma yaptı.
O gün hemen yasama çalışmalarına ve hükümet kurulması işinin görüşülmesine başlandı. Mustafa Kemal Paşa Meclis Genel Kurulu’na anayasal nitelikli ve ayrıntılı bir önerge sundu. Bu önergenin en önemli bölümleri günümüzün diliyle şöyledir:
Bugünkü güç durumda vatanı çökmek ve yok olmak tehlikesinden kurtarmak için gerekli tedbirleri almak, pek doğaldır ki yüksek kurulumuza düşer. (...) Yüksek Meclisiniz denetleyici ve inceleyici bir parlamento değildir. Böylece, yalnız yasama ve kanun koyma ile görevli olarak sorumlu bir kattan ulusun alın yazısıyla ilgili işleri gözetim altında bulunduracak değil, bununla eylemli olarak uğraşacaktır. Nitekim olağanüstü durumlarda bütün uluslar bu ilkeleri bir yana bırakarak ya yasama görevine ara verip yürütme kurullarına üstün yetkiler tanırlar ya da bütün ulusun genel oyuna başvurarak kararlar alırlar. Biz halkın oybirliğine her organdan çok yetki tanıyan İslamlık ilkelerini göz önünde tutup yüksek Meclisinizi ulusun bütün işlerine doğrudan doğruya el koymuş olarak tanımak yanlısıyız. Bu temel ilke kabul edildikten sonra, Yüksek Meclisinizin genel kurulu bütün işlerin ayrıntılarına değin doğrudan doğruya inceleme ve görüşme yapma olanağını bulamayacağından, saygıdeğer kurulunuzdan ayrılacak ve kendilerine vekillik verilecek üyelerin, bugünkü hükümet kuruluşlarına uygun olarak, gereken iş bölümü ilkesine göre görevlendirilmesi ve her birinin ayrı ayrı ve hepsinin ortaklaşa genel kurul karşısında sorumlu olması, amacın sağlanması için yeterlidir. Bu durumda yüksek Meclisinize başkanlık edecek zat yüksek Meclisinizi temsil edeceğinden, işlerle görevlendirilen üyelerden oluşacak kurula da onun başkanlık etmesi ve yüksek Meclisiniz adına imza koymaya ve kararları onaylamaya yetkili olması ve yürütmeye ilişkin konularda, öteki üyeler gibi, genel kurul karşısında her yönden sorumlu bulunması zorunludur. Böyle bir yürütme kurulu, yüksek Meclis’in uygun görmesi sonucunda, vekil olarak görevlendirilecek ve genel kurula karşı sorumlu bulunacak saygıdeğer üyelerden oluşacak ve hatta "vekil" adını alacaktır. Gerçi başkan olacak zat ağır bir sorumluluk altında bulunacaktır. Çünkü yürütme kurulu ve vekiller ile saygıdeğer Meclisiniz arasında bütün sorumluluk ilk önce ona düşecek ve bu sorumluluk hem yüksek Meclisinizdeki hem vekiller kurulundaki başkanlık makamının her ikisini birden kapsayacaktır. (...) Anadolu’da, geçici nitelikte bile olsa, bir devlet başkanı tanımak veya bir padişah vekilliği ortaya çıkarmak hiçbir zaman caiz değildir. Şu halde başkansız bir hükümet meydana getirmek zorunluğu içindeyiz.
(Devam edecek)