Basın, hiçbir sebeple baskı ve etki altına alınamaz. 1923 (Atatürk’ün S.D. III, s. 65) Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdırlar. 1929 (Ayın Tarihi, Cilt: 20, Sayı: 65, 1929)
Gazeteler, yasanın ve halkın çıkarlarının tersine davranışlara tanık oldukları ve bunları öğrendikleri takdirde gerekli yayında bulunmalıdırlar. 1923 (Atatürk’ün S.D.U, s.51)
Toplanma özgürlüğü ve basın özgürlüğü
Bu iki özgürlük, aynı ilkeden çıkar. O ilke, insanların,fikirlerini serbest söylemek ve yaymak hakkıdır. Vatandaşlar kendi eğitim ve öğretimleri için ve halkın yararları noktasından fikirlerini karşılıklı olarak alıp vermelidirler, düşündüklerini istedikleri gibi söyleyebilmelidirler. En büyük gerçekler ve ilerlemeler, fikirlerin serbest ortaya konması ve karşılıklı alınıp verilmesi ile meydana çıkar ve yükselir. 1930 (Afetinan, M.K.Atatürk’ten Y, s. 33)
Gazetelerden korkmamak gerekir. Gazetelere gelince: Onlar, yürürlükteki yasalar çerçevesinde özgürdür. Yasanın dışına çıkarlarsa yasal sorumlulukla karşı karşıya kalırlar. Basın da, yasa çerçevesinde özgürlüğünün saklı olduğuna emin olunca şu veya bu kişinin veya memurun bir gazeteyi mahkemeye vermesinden korkmamalı. Bilimsel ve toplumsal eleştiriler için kimsenin bir şey demeğe hakkı yoktur. Kişisel eleştiriler de haklı noktalara yöneltilmiş olmalı. 1923 (Gazi ve İnkılâp, Mahmut Soydan, Milliyet gazetesi, 4.12.1929)
Bilerek veya bilmeyerek yabancı kaynakların etkisine kapılanlar vardır. Bunlar fikirleriyle, sözleriyle toplumsal bütünlüğümüzü zayıflatacak çalışma içine girmiş bulunuyorlar. Vatandaşlar, bu gibileri tanımalı ve onların sözlerindeki gerçek anlamı bulmaya çalışmalıdırlar. 1925 (Atatürk’ün S.D.V., s. 211)
Basın özgürlüğünü kötüye kullananlar
Basın özgürlüğünün sakıncalarının giderilmesinin yine basın özgürlüğüyle mümkün olduğuna dair bu Büyük Meclis’in yol gösterme ve düzenleme alanında güzel karşılanan esaslar, eğer cumhuriyetin ruhu olan erdemden yoksun kendini bilmezlere, basının içinde haydutluk fırsatını verirse, eğer halkı aldatan ve doğru yoldan çıkaranların fikir alanındaki uğursuz etkileri, tarlasında çalışan suçsuz vatandaşların kanlarını akıtmasına, yuvalarının dağılmasına sebep olursa ve eğer en sonunda haydutluğun en kötüsünü göze alan bu gibi kimseler, yasaların özel durumlarından yararlanma imkânını bulurlarsa Büyük Millet Meclisi’nin eğitici ve ezici gücünün karışma ve uyarması elbette gerekli olur. 1925 (Atatürk’ün S.D.I, s. 325-326)
Özel amaçla yayın yapan bazı gazetelerin, halkın çoğunluğu üzerinde yaptığı etki, her memlekette olduğu gibi o gazetelerin lehinde değildir.
1924 (Atatürk’ün S.D.III, s. 78)