ATATÜRK’ÜN CEPHELERDE VERDİĞİ DÖRT EMİR (30 Eylül 2013)

ATATÜRK’ÜN CEPHELERDE VERDİĞİ DÖRT EMİR (30 Eylül 2013)

ATATÜRK’ÜN CEPHELERDE VERDİĞİ DÖRT EMİR

İstiklâl Harbi, Üçüncü Dünyanın doğuşuna öncülük etmiştir

Birinci Dünya Harbinin gururlu galipleri, bu galibiyetlerinden dört yıl sonra, asırlardır görmedikleri yenilgiyi Sakarya’da tatmışlardır.
Sakarya Meydan Muharebesi Türk milleti geliştikçe, ilerledikçe, doğunun mazlum milletleri kurtuldukça büyüyecektir.
“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.”
26 Ağustos 1922’de başlayan Afyon-Dumlupınar taarruzu, 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile kesin sonuca ulaştırılmış ve meydan muharebesinden kurtulabilen Yunan birlikleri hızla çekilmeye başlamışlardı.
Başkumandanlık Meydan Muharebesinden sonra dağınık olarak çekilen birliklerin derlenip toparlanmasına ve herhangi bir hatta tutunmasına engel olmak, Yunan birliklerinin Milne (Akhisar-Salihli-Ödemiş) hattında veya İzmir yakınlarında savunma tedbiri alma ihtimalini kırmak gerekiyordu. Ayrıca Doğu Trakya’da bulunan üç Yunan tümeni Anadolu’ya getirilmeden sonuç alınmalıydı. Yunanlıların müttefiki olan Batılıların ateşkes zorlamalarını bertaraf etmek ve onların da karşı tedbir almasına imkân vemeden Misakı Millî sınırlarının gerçekleştirileceği ortamın yaratılması için gizliliğe ve sürate önem verilmesi zorunluluğu bulunuyordu.
Bu sebeple Atatürk o gün için en uzak noktayı hedef göstermişti. “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini nazarı dikkate alarak ilerlemelerini ve herkesin akıl kuvvetini ve yurtseverlik kaynaklarını kullanarak yarışmaya devam etmelerini isterim. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Baskın ilkesi, karşı tarafın tedbir almasına fırsat vermeden sonucu sağlayacak noktaya gelmeyi gerektirir. Yunanlılar Trakya’daki üç tümenlerinin bir kısmını ancak adalara getirebilmişler, Batılıların ateşkes teklifi Başbakan Rauf Bey tarafından Atatürk’e bildirildiği zaman askerî harekât Atatürk’ün “ihtiyaç kalmadı” cevabını verebileceği gelişmeye ulaşmıştı. 15 Mayıs 1919’da muntazam kuvvetlerin mukavemeti olmadan Anadolu’ya çıkan Yunanlıların 18 Temmuz 1921’e kadar (Kütahya-Eskişehir muharebelerinin sonu) 26 ayda katettikleri mesafeyi Türkler, Yunan savunma cephesine taarruza başladıktan sonra, bir meydan muharebesini de sonuçlandırarak 14 günde katetmişlerdir. İstiklâl Harbini sonuçlandıran bu hareketle, Üçüncü Dünyada kurtuluş harpleri dönemi başlamıştır. Böylece İstiklâl Harbi, millî tarihimizi aşarak evrenselleşmiş, Üçüncü Dünyanın doğuşuna öncülük etmiş, örnek olmuştur.
İstiklâl Harbi Türklere ve doğuya çağdaşlaşma yolunu açmış, mazlum milletlere ümit vermiş, güç vermiş, çağdaşlaşmanın ortamı hazırlanmıştır.
Sömürgeciliğe Türklerin yenilgisiyle etkili şekilde başlanabilmiş, sömürgelerin sömürge olmaktan kurtulmaları Türklerin savaş başarısı ve öncülüğü ile mümkün olabilmiştir. (Bitti)