ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ – 4 –

ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİ – 4 –

Ankara’ya demiryolunun gelmesi tarım üretiminin artmasını sağladı

esat-atalay-001.jpg
Şehirde 32 cami, 92 mescit, 27 medrese, 11 tekke, 17 türbe ve 12 kilise bulunmaktaydı. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce 27000 civarında olan merkez nüfusunun, Heyet-i Temsiliye Ankara’ya geldiğinde 20000 civarında olduğu görülmektedir. Savaş, göç ve 1917 yangını nedeniyle nüfusta azalma meydana gelmiştir. Ankara, tarım ve hayvancılık ve bunlara dayalı sanayiden meydana gelen bir ekonomik yapıya sahipti. Nüfusun %90’ı tarım kesiminde çalışıyordu. 1892 yılında Ankara’ya demiryolunun gelmesi, tarım üretiminin artmasına sebep olmuştur. Üretilen en önemli ticaret malı tiftiktir. Bununla birlikte bölgede kilim, halı, heybe, havlu, kuşak, bez, çorap üretimi de gelişmiştir.

Kalenin dışında yer alan alışveriş merkezleri, Ankara ticaretinin can da-marlarını oluşturmuş, ekonomik hayatın daima canlı kalmasında rol oynamışlardır.

Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’yı tercihindeki sebepler:

Şehrin Jeopolitik ve Stratejik Konumu: Stratejik sebeplerden dolayı, payitahtın Anadolu’da bir şehre taşınması düşüncesi ilk defa Helmuth Von Moltke tarafından 1850’li yıllarda ortaya atılmıştı. Daha sonra 1883 yılında Yarbay olarak Türkiye’ye gelen ve 16 yıl gibi uzun bir süre Türk ordusuna hizmet eden Mareşal Von Der Goltz aynı yönde görüş beyan ederek, payitahtın Anadolu’ya aktarılmasının daha faydalı olacağını belirtmiştir. Goltz’un Türkçeye tercüme edilen “Millet-i Müsellaha” adlı eseri, Mustafa Kemal Paşa’nın okuduğu kitaplar arasındadır.

Dış dünyaya bir tek demiryolu ile bağlıdır ve evlerin kalenin etrafında kurulmuş olması, şehre büyük bir güvenlik sağlamaktadır

Mustafa Kemal Paşa’nın da bir takım benzer fikirlere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Bu fikirlerin temelinde, Ankara’nın merkezî konumu, stratejik yollar üzerinde bulunması, işgal altında bulunan yerlere olan mesafesi, Karadeniz’de İnebolu, Akdeniz’de Antalya limanları ile irtibat imkânı, demiryolu ve telgraf şebekesinden yararlanma kolaylığı yer almaktadır. İstanbul ile demiryolu bağlantısının olması yanısıra, düşmanın ulaştığı Geyve Boğazı, Kütahya ve Afyon gibi önemli mevkilerle de aynı demiryolu bağlantısına sahipti.

Ankara’daki telgraf sistemi, normal zamanda, bir vilayet merkezine yetebilecek ölçüde teknik malzeme ve personele sahipti. Eksik olan hatlar ise eldeki yetersiz imkânlar ölçüsünde tamamlanarak Anadolu’nun hemen her tarafı ile irtibat sağlanmıştı. Muharebe imkanları için yeterli olan Ankara’da ayrıca Ali Fuat Paşa liderliğindeki 20. Kolordunun da bulunması, önemli bir sebep olarak gösterilebilir.