Çok ve çabuk okuyan, okudukları üzerinde düşünen bir insandı
Cocukluğundan, yaşamının sonuna kadar, en güç koşullarda dahi okumayı sürdüren Atatürk’ün kitap okumadaki belirgin özelliklerinden biri, incelediği konuya ilişkin, ya da ilgisini çeken konulardaki kitapları, bitirmeden elinden bırakmamasıdır. Atatürk’ün bu özelliğine değinen Falih Rıfkı Atay; "Bir kitabı merak edince, koskoca bir cilt de olsa bitirmeden uyuyamaz veya pek az uyku aralaması ile okumaya devam ederdi" derken, Âfet İnan, "O, herhangi bir kitaba başladığı zaman hacmi ne olursa olsun, bitirmeden elinden bırakmamıştır. Bir insan için normal addedilen çalışma saatlerini çok aşan bir zamana tahammülü daima olmuştur." Atatürk’ün, kütüphanesindeki kitaplardan, pek çoğunu gözden geçirdiğini belirten Uluğ İğdemir, "Atatürk, bu kitapları bir süs olsun diye toplamamıştır, çoğunu okumuş ve kenarlarına çeşitli işaretler koymuştur. Atatürk, çok ve çabuk okuyan, okudukları üzerinde düşünen bir insandı." Bu konuda, Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak da, anılarında şöyle yazıyor: "Okumayı çok severdi. Genel bilgisini sürekli olarak artırmaya çalışırdı. Zengin bir kütüphanesi vardı. Okuması da, çalışması gibiydi eline aldığı kitabı, eğer ilginç buldu ise, bitirmeden bırakmazdı. Okuduğu kitaplarda, ileri sürülen temel fikirlerle, güdülen hedefleri açıklık ve isabetle tespit ve gayet iyi özetlerdi. "Bir gezi dönüşü sabahleyin trenden iner inmez, Köşk’e çıktım. Hizmetine bakanlara, ne durumda olduğunu sorduğumda, "İki gün, iki gecedir durmadan kitap okuyor" dediler. İzin alıp yanına girdiğimde: "Elime bir tarih kitabı geçti. Bilmem ne zamandan beri okuyorum?" dedi. Yorulmadınız mı, Paşam? diye sorduğumda, "Hayır, yalnız gözlerim yaşarıyor. Onun da çaresini buldum. Birkaç metre tülbent aldırttım. İşte gördüğün gibi, parça parça kestirdim, ara sıra bunlarla gözlerimi kuruluyorum."
Kendine özgü işaretler koyardı
Atatürk’ün kitap okumada dikkati çeken bir özelliği de okuduğu kitabın önemli bulduğu yerlerini, kendine özgü işaretlerle belirlemesi, satır altlarını, genellikle kırmızı ve mavi renkli kalemlerle çizmesi ve sayfa kenarlarına notlar almasıdır. Atatürk’ün okuduğu kitapların işaretli olan yerleri incelenerek, O’nun hangi yazarların eserlerini beğendiği veya hangi düşünceleri benimsediği konusunda bir değerlendirme yapılabilir. Fakat, böyle bir değerlendirme yapılırken de, O’nun yaşamı boyunca okuduklarından, gözlemlerinden edindiği bilgilerden, büyük bir seziş yeteneği ve eşsiz dehası ile kendine özgü bir sentez yapabilen bir fikir adamı olduğu gerçeği, gözardı edilmemelidir. Kitaba çok büyük bir değer veren, okumayı ciddî ve sürekli bir uğraş edinen Atatürk’ün neler okuduğunu, maalesef, tam ve kesin olarak bilemiyoruz. O’nun kitap sevgisine ve okuma tutkusuna ilişkin bilgileri, yazımızın başından beri değindiğimiz, kendi anılarından ve yakınlarının anılarından elde edebiliyoruz. Elimizdeki belgelere dayanarak, Atatürk’ün geniş bir kültüre sahip olduğunu söyleyebiliriz. Atatürk, yaşamı boyunca okuduğu kitaplardan edindiği bilgiler ışığında, eşsiz dehası ile yaptığı sentezlerle, yüzyıllarca kara cahil olarak bırakılmış bir halktan, yeni bir Türk toplumu yaratmış, kurduğu Cumhuriyet’in temelini de kültüre dayandırmıştır. "Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür". Dünyada bir başka benzeri bulunmayan devrimlerini yaparken de hiç yanılmayışında, kuşkusuz, O’nun geniş kültürünün payı çok büyüktür.
(Devam edecek)