Atatürk’ün hayatında iyi ve öğretici kitabın yeri daima büyük olmuştur
Atatürk, Büyük Fransız İhtilâli’ni hazırlayan düşünürlerin eserlerini ve özellikle, O’nun özgürlük anlayışı konusunda etkilendiği J.J. Rousseau’nun eserlerinin tümünü okuduğunu, 1 Aralık 1921 de TBMM’de yaptığı bir konuşmasında açıklamıştır. Yazarın, ünlü "Contrat Social"ini 1913’te yapılmış çevirisinden dikkatle incelediği, kitabın birçok sayfalarının işaretlenmiş olmasından anlaşılıyor. Çankaya Köşkü’ndeki sofra sohbetlerinde, bir akşam, Atatürk’ün felsefe konusunda yaptığı konuşmaya tanık olan Yahya Kemal Beyatlı, bunca geniş bilgiyi nereden edindiğini bir türlü anlayamaz. Şairin düşüncesinde oluşan bu düğüm, ancak Ruşen Eşref Ünaydın’la yaptığı bir konuşmadan sonra çözülür, "O’nun engin bilgisinin bir bölümü de, Ahmet Rıza’nın "Meşveret"inden, Murad’ın "Mizan"ından, Abdullah Cevdet’in "İçtihad"ından kaynaklanmaktadır. Çanakkale Savaşlarından sonra, kendisiyle görüşürken, Jön Türklerin Avrupa’da çıkardığı "Osmanlı" mecmuasının hemen tam bir koleksiyonunun elinin altında olduğunu bana söylemişti".
Hukuk kitapları da
ilgi alanındaydı
Atatürk’ün ilgi duyduğu konulardan bir diğeri de hukuktu. Kurduğu devletin sosyal yapısını sağlam temellere oturtmak için hukuk kitaplarını da okuyor, ilgililerle bu konuları tartışıyordu. Atatürk, ayrıca, sosyoloji, ekonomi ve başka alanlarda da çok çeşitli kitaplar okumuştur.Atatürk, kendi özel kütüphanesinde bulunan kitaplarla da yetinmeyip, yurt gezilerinde gittiği yerlerdeki kütüphanelerden kitaplar alırdı. Örneğin, "Şapka Devrimi"ini başlatmak üzere, Kastamonu’ya gittiklerinde, çeşitli kurum ve kuruluşları ziyaretleri sırasında kentin kütüphanesini de ziyaret etmişler ve birkaç tane kitap istemişlerdi. Olmadığını söylediklerinde, cebinden 500 lira çıkartıp kütüphane memuruna vermiş, "Bununla faydalı kitaplar alınız, kitap sayısını çoğaltınız" demiştir. İstanbul’a dinlenmeye geldiği yaz aylarında, yine çalışmalarını sürdürür, özellikle, kendi emirleriyle, Yıldız Sarayı Kütüphanesi’nin koleksiyonlarıyla zenginleştirilen İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nden pek çok kitaplar aldırtır, incelerdi. 1932, 1935, 1937 yıllarında 150’ye yakın kitap aldırtmıştır.
Geceli gündüzlü
saatlerce okurdu
Atatürk, İstanbul’a gelirken, çoğu kez, kendi kütüphanesinden de bazı kitapları beraberinde getirirdi. A. Dilâçar, bu konuya ilişkin anılarında şunları yazıyor: "Yaz aylarında Atatürk’le birlikte Ankara’dan İstanbul’a gidilirken, kütüphane memuru ile baş sofracısı, götürülecek kitapları, boş cephane sandıklarına yerleştirir, Muhafız Alayı erleri de bunları arabalara taşırlardı. Kitapların cephane sandıklarına konulması, derin bir heyecan uyandıran görkemli bir semboldü. Askerî savaş kazanılmış, şimdi bilim savaşına girişilmişti. Bu iki savaşın Atatürk’ün kişiliğinde birbirleriyle kaynaşmasının sembolü, işte bu sandıklardı." Atatürk, çalışma saatlerinin çoğunu kütüphanesinde geçirirdi. Yakınlarının anılarında belirttikleri gibi, bazen kütüphanesine kapanır, geceli gündüzlü saatlerce okurdu. Okumak O’nda tutku haline gelmiş bir gereksinimdir. Atatürk’ün kitap sevgisine ve okuma tutkusuna ilişkin ayrıntılı bilgiyi, O’nun yakınında bulunmanın mutluluğuna erişen Prof. Âfet İnan’ın anılarından öğreniyoruz. O, bu konuda, şöyle diyor; "Atatürk’ün, bildiğime göre, bir entelektüel hayatı daima mevcut olmuştur. Zevk için okumuş, bilgi edinmek için okumuş ve nihayet siyasî nutuklarına ve yazılarına kaynak olması için okumuştur. Velhasıl, kitap, hangi konuda olursa olsun, Atatürk’ün fikir hayatı için değerli bir varlık mahiyetinde idi. Atatürk’ün hayatında iyi ve öğretici kitabın yeri daima büyük olmuştur." (Devam edecek)