Kurtuluş savaşı yıllarında İslâm tarihi ile ilgili kitap okumaktadır
Masasının üstü
kitap doluydu
1914 Mart’ında yarbaylığa yükseltilen, daha sonra, Anafartalar Komutanı olarak Çanakkale Savaşlarına katılan Mustafa Kemal, cephede ateş altında bile okumaktan vazgeçmemiştir. Savaşın bütün şiddetiyle sürdüğü günlerde, kendisi ile, bir gazeteci olarak görüşmeye giden Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal’in Karargâhtaki odasını anlatırken, "Masasının üzerinde, Balzac’ın Colonel Chabert’i, Maupassant’ın "Boule de Suif’i, Lavedan’ın "Cervir"i duruyordu. Şüphe yok ki, Paşa, durgun dakikalarının boşluğunu edebiyatla dolduruyor" diyordu. Mustafa Kemal’in yine bu günlerde, yakın arkadaşı Yzb. Ömer Lütfü Bey’in eşine yazdığı bir mektupta, kendisine uğrayacak olan Karargâh Kâtibi’ne, satın alıp getirebilmesi için kitaplar önermesini rica etmektedir. Bu belge de, O’nun en güç koşullarda dahi okuduğunun bir başka kanıtıdır.
Felsefe kitaplarına
önem veriyordu
Mustafa Kemal’in 16. Kolordu Komutanı olarak Doğu Anadolu’da bulunduğu sırada tuttuğu anı defteri (7 Kasım-25 Aralık 1916) O’nun okuduğu kitapları ve okuma tutkusunu gösteren temel kaynaklardan biridir. Buradaki kayıtlardan, o günlerde felsefe ve Doğu sorunu konularında, örneğin, Ahmet Naim’in, Georges Fonsgrive’den dilimize çevirdiği "Meba-di-i Felsefe"sini, Şehbenderzade Ahmet Hilmi’nin "Allah’ı İnkâr Mümkün Müdür?" adlı eserlerini okuduğunu görüyoruz. Öte yandan, Namık Kemal’in, "Şark Meselesi", "Tarih-i Osmanî", "Makalat-ı Siyasiyye ve Edebiyye"sini ve başka eserlerini okuduğu anlaşılıyor. Daha önce okuduğunu bildiğimiz bazı eserleri de okumuş olması onları daima yanında taşıdığını göstermektedir. O’nun okumakla ilgisini doğrudan belgeleyen bir başka kaynak da, sağlığının bozulması nedeniyle, gittiği Karlsbad’da tuttuğu anı defterleridir. Prof. Âfet İnan tarafından yayımlanan bu defterlerdeki kayıtlardan, 30 Haziran-27 Temmuz 1918 tarihleri arasında geçen kısa süre içinde, o dönemin sosyal cereyanlarını anlatan eserleri, Fransızca asıllarından okuduğunu, bazı pasajlar ve notlar aldığını öğreniyoruz.
Karargahta İslam
Tarihini okuyordu
Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı yıllarında, daha çok İslâm tarihi ile ilgili eserler okuduğu dikkati çekmektedir. 1920 yılı ortalarında, İstanbul Hükûmeti’nin, Kurtuluş Savaşı’nın engellenmesi amacıyla, ayaklandırdığı gerici âsi güçlerin Ankara’ya yaklaştığı ve çoğunluğun korku ve heyecan içinde yaşadığı günlerde, O’nun gayet sakin olduğu ve İslâm tarihi okuduğunu, o sırada Karargâhında görevli olarak bulunan Halide Edip Adıvar, Kurtuluş Savaşı günlerini anlatan romanında, şöyle anlatıyordu; "...Önünde İslâm tarihinin ilk sayfaları, yani demokrasiye en yakın olan, yirmi dört seneyi ihtiva eden kısmı okuyordu. Emeviye Hükûmeti’nin kudretli nüfuzunu tetkik ederken, belki Ankara’daki din unsurlarını nasıl elde edeceğini düşünüyordu". Prof. Âfet İnan da, Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün bu yöndeki okumalarından bir örneği, Mareşal Fevzi Çakmak’ın tanıklığından vermektedir, "Başkumandan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi ile Büyük Taarruz arasındaki zamanda, İslâm tarihi okumaktadır. Her vesile ile rastladığı hocalara bu tarihten sualler sormakta ve umumi efkârı hazırlamaktadır".
(Devam edecek)