YENİÇAĞ / İSA KARAARSLAN
Kasım 2007’de yayınlanan köşesinde ABD’nin 2008 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde Barack Hussein Obama’nın Başkan olarak seçilemeyeceğini iddia ederek, Obama’nın başkan seçilmesi halinde Taksim’de anıracağını iddia eden ve yıllar geçmesine rağmen sözünü hala yerine getirmeyen Engin Ardıç son köşe yazısıyla tekrar gündeme geldi.
Sabah gazetesi yazarı Ardıç ‘Yüzünüze güller’ başlıklı yazısında Adalet Partisi ve partinin genel başkanı Vecdet Öz’ü hedef aldı. Ardıç, Öz’ün “Bu seçimle beraber ülkemiz ya cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve kodlarına geri dönerek yeniden parlamenter sistemle yönetilen laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olacaktır” sözleri üzerinden kurduğu yazısının ilgili bölümü şu şekilde:
“LOKMALARI UFAK UFAK YE DOKTOR”
“Doktorcuğum, size cumhuriyetin kuruluş felsefesini ve kodlarını (ne demekse?) yanlış öğrettiler...
Cumhuriyet, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak kurulmamıştır.
Tam tersine, "kuvvetler ayrılığı" fikrini reddeden, "kuvvetler birliği" ilkesine sıkı sıkıya bağlı, "otoriter" bir rejimdir.
"Parlamenter" ifadesi burada sadece laftadır.
Kudret, cumhurbaşkanının iki dudağı arasındaydı.
O sıfatlar çok sonradan, ancak 1961 Anayasası''yla gündeme geldi.
Ama hiç okuyup öğrenmiyorsunuz ki be kardeşim...
"Sizin cenahtan" Taha Akyol ağabeyimizi de mi okumadınız?
Hem CHP hem de DP dönemlerinin otoriter yapısını pek güzel anlatır.
Siz neye döneceksiniz Allah aşkına?
"1965 yılının Süleyman Baba zagonuna" deyin, canımı yiyin.
Ama cumhuriyetin kuruluşunu buna karıştırmayın.
"Ya da mevcut otokratik anlayışın önü açılarak karanlığa sürüklenecektir" demişsiniz.
Otuzlu ve kırklı yılların önü karanlık mıydı yani?
"AP olarak böyle bir şeye izin vermemiz asla mümkün değildir."
Lokmaları ufak ufak ye doktor.
Önce Meclis''e bir girmeyi başar hele, sonrasına bakarız.
Taha Bey, sen de şunlara iki laf et yahu...”
“KOLAY DEĞİL HANİ BÖYLE KUYRUK SALLAMAK”
Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz’den Ardıç’a cevap gecikmedi. Öz’ün Neyzen Tevfik’li cevabı şu şekilde:
“Sevgili Engin Ardıç, Büyük önder Atatürk’ün dediği gibi, ''Cumhuriyet, düşünce özgürlüğünden yanadır. Samimi ve yasal olmak koşuluyla her düşünceye saygı duyarız.''
Ne demiş Neyzen, ''Azizim, sövmek müsekkin-i asaptır. Binaenaleyh, herkes için meşru bir haktır. Ben bu hususta hiç bir hudut tanımam. (...) sevme hürriyeti olduğu gibi, sövme müsavatı da olmalı. Herkes , bilkaderi imkan sövebilmelidir.''
Bari ben de sana Orhan Veli’yle cevap vereyim;
''Uyuşamayız yollarımız ayrı, Sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi, Senin yiyeceğin kalaylı kapta, Benimki aslan ağzında. Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil kardeşim, Kolay değil hani böyle kuyruk sallamak, Tanrının günü…''
Ne diyelim, Allah müstahakını versin senin ve senin gibilerin.."