Bu raporda; Ankara ve İstanbul’daki cenaze törenleri süresince İngilizlere Türk Hükümeti tarafından büyük ihtimam ve özen gösterildiği, Türk Dışişleri temsilcisi Seyfullah Bey tarafından bunun nedeninin; İngiltere’nin, Cumhurbaşkanı Atatürk’ün anısını onurlandırmak için bir savaş gemisi ve bir kıta göndermeyi teklif eden ilk ülke olmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Ayrıca aynı raporda İngilizlerin “Malaya” isimli gemisinde mavi ceketlilerden teşekkül etmiş kıta, Kraliyet Deniz Piyadeleri ve deniz bando personelinin şık görüntüleri, disiplinli ve vakur tavırlarıyla Türk halkı üzerinde büyük hayranlık ve takdir duyguları uyandırdığı bilgisine yer verilmiştir.
Cenaze töreninin ertesi günü, 22 Kasım 1938’de Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, yabancı ülke temsilcilerini ülkelerin adlarına göre alfabetik sırayla kabul etmiştir. Mareşal Lord Birdwood rahatsızlığı nedeniyle Ankara’dan ayrıldığı için, kabule Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Dudley Pound katılmıştır. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Türk-İngiliz dostluğunu yineleyerek, Atatürk’ün cenaze töreninde İngiliz heyetinin muhteşem varlığından duyduğu memnuniyeti ve İngiliz dostluğunun çarpıcı göstergesinden dolayı duyduğu minnettarlığını ve bu davranışları hayatı boyunca unutamayacağını dile getirmiştir. İngiliz Amiral Dudley Pound ise Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile görüşmesinde 1936 yılında Türk Donanması’nın Malta’yı ziyaret etmesinden ne kadar mutlu olduğunu ve Akdeniz’de seyahat eden Türk gemilerinin Malta’da her zaman sıcak bir karşılama göreceklerini ümit ettiğini ifade etmiştir. Yine amiral ayrıca, Amiral Şükrü Okan tarafından denizde yapılan gerekli düzenlemelerin çok başarılı olduğunu ve cenaze merasiminin deniz kısmında yer almaktan çok etkilendiğini ifade etmiştir. 10 Kasım 1938 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı üzerine onun tarih ve insanlık içindeki değerini belirleyen, ününe layık denizden ve karadan bir cenaze töreni gerçekleştirilmiştir. 20. yüzyılın en büyük liderlerinden biri olan Atatürk’ün vefatı karşısında dünya ülkelerinin göstermiş olduğu saygı, sevgi ve takdir, Türk ulusu bakımından onun gibi bir lidere sahip olduğu için gurur vesilesi olmuştur. Evrensel bir lider olan Atatürk’ün yönetimi döneminde dünyada barış ve dostluğu ön planda tutmuş olan Türkiye’nin, 1938 yılına gelindiğinde kendisini doğrudan tehdit eden bir düşmanı bulunmamıştır. Sadabat ve Balkan Antlaşmaları’na öncülük etmiş olan Türkiye’nin önderi takdirle anıldığından, her devlet cenaze töreninde en iyi bir şekilde temsil edilmeyi amaçlamıştır. Örneğin; cenaze törenlerinin deniz bölümüne, daha ihtişamlı bir şekilde katılmak isteyen İngiltere, Montrö Boğazlar Antlaşmasına göre belirlenmiş ağırlığı geçen zırhlıyla katılmak için Türk Hükümeti’nden izin istemiştir.