Türk kadınının, Türk erkeğiyle eşit düzeye gelmesi sağlanmış olur
1927’de İstanbul’da Kadınlar Birliği, tüzüğüne "Kadına siyasi haklar sağlamak için çalışacağı" yolundaki maddeyi ekler. Bu yeni fikirler Büyük Millet Meclisinde tartışmalara sebep olur.
Millet Meclisindeki ortam buna rağmen hazırlanmıştır ve 20.03.1930 tarihinde çıkan Belediye Kanunu ile kadınlarımızın Belediye seçimine katılmaları sağlanmış olur.
Atatürk, seçim ve siyasî hayatta Türk Kadınının ilk adımını yasal biçimde böylece attırdıktan sonra, manevi kızı ve akademik kariyer için yetiştirdiği Afet İnan’a (Prof. Dr. Afet İnan) Türk Ocağında bir konferans verdirir. Amacı, kadını daha büyük ve asıl konuya ulaştırmak için zemini yoklamak ve olaya hazırlamaktır.
1975 başında, Ankara Türk Kadınları Kültür Derneğinde bir konferansını dinlediğimiz, eski İzmir Milletvekili Avukat Perihan Arıburun’un (Atatürk’ün çok saygı duyduğu hocası General Naci Eldeniz’in kızı) bu konuda ilginç bir anısı, Türk Kadınının Statüsündeki gelişme ile çok ilgili ve Atatürk’ün reformcu çalışmalarına örnek teşkil etmektedir. İşte o hatıra: "1934 yılında bir gün, Çankaya Köşkü’nden kendisine ve annesi Makbule Eldeniz’e telefon haberi gelir. Belli bir günde Türk Ocağına gelmeleri istenir. O gün giderler, Türk Ocağı Salonunda Ankara’nın aydın bütün kadınlarının bir araya getirildiğini görürler. Bu kapalı salon toplantısında seçilmiş konuşmacılar ’Türk Kadınına Milletvekili seçilme Hakkı’nın verilmesini isteyen hararetli konuşmalar yaparlar. Sonunda Millet Meclisine kadar gösteri yürüyüşü yapılması kararı verilir ve uygulanır.
Aydın bir kadın topluluğunun Meclis önünde yüksek sesle konuşmalarını, çalışma odasında olayı bilmeyen (!!!) Atatürk haber alır, çevresindeki milletvekillerine "Bakın bakalım hanımlarımız ne istiyorlar, bana da bilgi getirin" der. Gidip kalabalığı gören milletvekillerinin telâşlı hali karşısında Atatürk, "Arkadaşlar, kadınlarımız mecliste görev isteğinde haklıdırlar. Hemen kanun tasarısı için çalışmalara başlayınız" direktifini verir. Önce Teşkilatı Esasiye Kanununun (Anayasanın) 10 ve 11. maddeleri değiştirilir. Sonra 5 Kasım 1934’te çıkan kadınlarımıza miletvekili seçiminde "Oy Verme ve Seçilme Hakkı" tanınır. Böylece Türk Kadınının, Türk erkeğiyle tam manası ile eşit düzeye gelmesi sağlanmış olur. Kadınlarımızın sosyal yerlerini, siyasal haklarını kazanmalarını, onları ortaçağ kalıbından çıkartarak çağdaş ve ileri ülkeler seviyesine, hatta bazılarının da üstüne çıkmalarını temin etmiştir. Olay, Dünya çapında yankılar yaratır. Bir çok ulusun kadını bundan örnek alma çabasına koyulur. (Devam edecek)