ATATÜRK VE MECLİS -30-

ATATÜRK VE MECLİS -30-

Aynı gün hem cumhuriyet ilan edildi hem Mustafa Kemal ilk Cumhurbaşkanı seçildi

1- Teşkilât-ı Esasiye Kanunuyla Türkiye halkı hukuk-u hâkimiyet ve hükümranisini mümessil-i hakikisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsiyet-i maneviyesinde gayr-i kabil-i terk ve tecezzi ve ferağ olmak üzere temsile ve bilfiil istimale ve İrade-i Milliyeye istinat etmeyen hiçbir kuvvet ve heyeti tanımamaya karar verdiği cihetle Misak-ı Millî hudutları dahilinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nden başka şekl-i hükümet tanımaz. Binaenaleyh Türkiye halkı hakimiyet-i şahsiyeye müstenit olan şekl-i hükümeti 16 mart 1920’den itibaren ve ebediyen tarihe müntakil addeylemiştir.
2- Hilâfet, Hanedan-ı Âl-i Osman’a ait olup halifeliğe, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bu hanedanın ilmen ve ahlaken erşat ve eslah olanı intihap olunur.
Türkiye Devleti makam-ı hilâfetin istinatgahıdır."
Nihayet Cumhuriyet ilânı
Büyük Millet Meclisi 29.10.1923 günü mevcut Anayasanın özellikle birinci maddesini tâdil eden 364 numaralı kanunu kabul etmiştir. Bu kanunla mevcut Anayasa’da zaten mevcut olan millet egemenliği rejiminin sadece adını takmış oluyor ve Cumhuriyet’i ilân ediyordu.
Aynı gün 29.10.1923’de kabul edilen 30 sayılı kararla Cumhurbaşkanı’nın seçimine geçilmiş ve tereddütsüz beklendiği şekilde Gazi Mustafa Kemal, ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Böylece milletimizin asırlık, sabırlı, çileli fakat yitirilmeyen ümitli bekleyişi tarih sahnesinde gerçekleşmiştir. (Bitti)


ONUNCU YIL NUTKU
Bu yazı dizimizi bitirirken Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin kuruluşunun Onuncu Yılı dolayısıyla vermiş olduğu ’Onuncu Yıl Nutkunu’bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz...
“Türk Ulusu! Kurtuluş Savaşı’na başladığımız 15’inci yılındayız. Bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun!
Bu anda büyük Türk Ulusunun bir bireyi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve coşkunluğu içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri yüksektir. Türk Ulusu çalışkandır. Türk Ulusu zekidir. Çünkü Türk Ulusu, ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet bilimdir.
Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır.
Büyük Türk Ulusu!
Onbeş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaadeden çok sözlerimi işittin. Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, ulusal ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk Ulusunun büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Hiçbir an kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar yeteneği, bundan sonra ki gelişmesi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Ulusu!
Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus, bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türk’üm diyene...”