Gerçekten bu halkı Türkiye’ye karşı saldırtmak için politika aracı olarak kullananlar, İtilaf Devletleri olmuştur. Türk temsilcileri olarak bu koşullar altında sunulan bildirileri geçersiz sayıyoruz. Bu tip bildirileri dinlemektense, oturumdan çekilmenin daha iyi olacağını düşünüyoruz." demiş ve görüşme masasından kalkmıştır. Böylece, genel kurul görüşmelerinden sonra Azınlıklar Alt Komisyonu’nda da Ermeni konusunu konuşmayı Türk Heyeti reddetmiştir.
Geldiler, mallarını sattılar
ve gerisin geri gittiler
Lozan Antlaşması’na ek olarak 24 Temmuz 1923 tarihli Genel Affa ilişkin bir protokol imzalanmıştır. Bu protokole göre Ağustos 1914-20 Kasım 1922 tarihleri arasında her türlü durum için Lozan Antlaşması’nı imzalayan devletlerin sorumluluğunun olmadığını ve bu alanda genel affın söz konusu olduğu belirtilmiştir.
Lozan Antlaşması’na ek olarak imzalanan protokol çerçevesinde, Atatürk, Cumhuriyetin ilanından sonra, gayrimüslimler için 2 yıllık bir genel af çıkarmış ise de, Türkiye’yi terk eden Ermeni ve Rumlardan ancak birkaç bin kişi geri gelmiştir. Bu geri gelenlerin önemli bir kısmı mallarını tasfiye ettikten sonra Türkiye’den ayrılmıştır. Türkiye’de kalan bütün gayrimüslimlere (Rum, Ermeni, Süryani ve Yahudi) Türk vatandaşı olarak yasal bütün haklar verilmiştir. Bu yasal haklar verildikten sonra Atatürk şu sözleri söylemiştir: "Bugün içimizde bulunan Hıristiyan, Musevi vatandaşlara kader ve talihlerini Türk milletine vicdani arzularıyla bağladıktan sonra kendilerine yan gözle yabancı bakışıyla bakmak, medeni Türk milletinin asil ahlakından beklenebilir mi?"
Haksızlığa uğrayan Türk
idarecilere yardım eli
Atatürk, Türk milletinin başka milletlere karşı gösterdiği bu asil tavrı hatırlattıktan sonra, Ermeni olaylarında haksızlığa uğrayan Türk idarecilerinin yakınlarına yardım elini uzatmıştır. Nitekim, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa, 2 Şubat 1927 tarihinde başvekalete yazdığı bir yazı ile haksız yere idam edildiği anlaşılan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in geride bıraktığı aile efradına; Ermeniler tarafından şehit edilen Muş mutasarrıfı merhum Servet Bey ile Trabzon Valisi merhum Cemal Azmi Bey’in aileleri ile yine Ermeniler tarafından şehid edilen Ankara Eski Valisi Doktor Reşit Bey’in; yine Ermeniler tarafından şehit edilen Cemal Paşa’nın ailesine maddi yardımda bulunulmasını emretmiştir.
28.5.1937 tarihinde Ermeni cemaati ileri gelenleri yaptırmak istedikleri hastane için izin isteğinde bulunmuş ve istekleri kabul edilmiştir.
10.4.1938 tarihinde Kayseri’deki Ermeni kilisesinde Papaz Haykaz tarafından tertip edilen ayinde 300’e yakın Ermeni’ye yaptığı konuşmada, ülkemizi yabancı eline düşmekten kurtaran, milletimizi hürriyet ve refaha kavuşturan Atatürk’e duydukları saygıyı, sevgiyi ifade ederek Atatürk’ün sağlık ve sıhhat içinde uzun yıllar yaşaması için dua ettiğini bildirilmiştir.
Bu da göstermektedir ki, Atatürk, Türk milleti ile birlikte yanyana yaşama kararında olan bütün gayrimüslim insanları şefkatle kucaklamış ve onların mutluluğu için çalışmıştır.
(Devam edecek)