Sevgili okuyucularımız bir süredir devam ettirdiğimiz "Ermenilerin Türklere Yaptığı Katliama Tarihçi Bakışı ve Ermenilerin yaptığı Çavuşoğlu Samanlığı Katliamı" başlıklı dizilerimiz sona erdi. Şimdi ise söz, bu konuda Ermeni diasporasının sözde soykırım iddialarına en kesin cevabı veren Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’te. Yıllar önce Atatürk sözde soykırım iddialarını "Dünya efkârı, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz" sözleriyle yanıtlamıştı.
Dünyanın, Ermeni tehciri konusunda Türk devletine karşı haklı bir ithamda bulunamayacağını belirten Atatürk, o dönemde yaşananları, "Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan ekserisi şayet İtilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi evlerine dönmüş olurlardı" sözleriyle anlatmıştı.
Atatürk "Ermeni Sorunu" ve sözde Ermeni soykırımı üzerine nasıl yaklaştığını ve neler yaptığını Nutuk’ta herkesin anlayacağı dilde belirtmiş. Değerli okuyucularımız, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konuya bakışını; yaptığımız araştırmalar sonucu Nutuk’tan derlediklerimizle birlikte muhtelif kaynaklardan elde ettiğimiz bilgiler ve değerli Prof. Dr. Mehmet Saray’ın "Atatürk’ün Konuşma ve Yazışmalarında Ermeni Sorunu" adlı eserinden faydalanarak aktaracağız.
***
1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktığında ülkenin genel durumu ve görünüşünü Nutuk’ta anlatan Mustafa Kemal Atatürk, azınlıklar meselesine de değinir ve şunları söyler:
Nutuk’a göre azınlıklar meselesi:
"Memleketin her tarafından Hıristiyan azınlıklar, gizli veya açıktan açığa, kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye, devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar. Bunun için de İstanbul Rum Patrikhanesi’nde kurulan Mavri Mira Heyeti illerde çeteler kurarak gösteri, toplantı ve propagandalar yaptırıyordu. Yunan Kızılhaç’ı ve Resmi Göçmenler Komisyonu Mavri Mira Heyeti’ne yardımcı oluyordu. Yine bu Cemiyetin yönetimindeki Rum okullarını, izci teşkilâtları gençleri de içine almak üzere her yerde kuruluşunu tamamlıyordu.
Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Heyeti ile birlikte çalışıyordu. Ermeni hazırlığı da ’tıpkı Rum hazırlığı gibi’ilerlemekteydi. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde örgütlenmiş olan ve İstanbul’daki merkeze bağlı bulunan Pontus Cemiyeti hiçbir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ve başarıyla çalışmaktaydılar."
Mustafa Kemâl Paşa, Rum ve Ermeniler’in bu faaliyetleri karşısında çeşitli kurtuluş çareleri düşünüldüğünü ve bir takım cemiyetler kurulduğunu belirtmektedir. Özellikle Vilayât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti’nin faliyetlerinden bahseden M. Kemâl, Ermeniler’in Müslümanlara gaddarca davranmış olduklarının ve Ermeniler’in kötülüklerinin belgelerle tüm dünyaya cemiyet tarafından duyurulacağını belirtmektedir.
24 Nisan 1915’te ne oldu?..
Rus ve İngiliz kışkırtmaları sonucunda meydana gelen isyan ve katliamlar karşısında Osmanlı hükümeti, herhangi bir önleme başvurmadan önce Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri ve Ermeni cemaatinin ileri gelenlerine "Ermenilerin Müslümanları arkadan vurmaya ve katletmeye devam etmeleri halinde gerekli önlemleri alacağını" bildirmekle yetinmiştir. Ancak, olaylar durmak yerine giderek yoğunlaşınca, ordunun bir çok cephede savaş halinde bulunması nedeniyle cephe gerisinin emniyete alınması ihtiyacı doğmuştur. Bu maksatla, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komiteleri kapatılarak, yöneticilerinden 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştır. (Devam Edecek)