İsmet Paşa, Lord Curzon’a nazik bir dille kendi topraklarını hatırlatır
Lord Curzon, İsmet Paşa’dan
ağzının payını aldı
"... Gerçekten Ermeniler bakımından Türkiye ile Ermenistan arasında yapılmış antlaşmalarla desteklenmiş dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri, Ermeni devletinin herhangi bir kışkırtmaya girişme imkanını ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan, Ermeniler arasında Türkiye’de kalmaya karar verenlerin iyi birer yurttaş olarak yaşamak kesin zorunluluğunu şimdiye kadar anlamış olmaları gerekir" Bundan sonra İsmet Paşa sözü Ermeni nüfusuna getirerek Türkiye’nin tarihinde hiç bir zaman 3.000.000 Ermeni yaşamadığını, hatta bütün dünyada bile bu kadar Ermeni bulunmadığını, yabancı istatistiklere müracat ederek açıklamış, Kilikya’dan ayrılan Ermenilerin ise, ihtilal komiteleri ajanlarının tehdidi ile gitmeye zorlandıklarını, bunu bütün dünyanın da bildiğini belirtmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
"... Bugün eksik görülen Ermenilerin ne olduğu, son zamanların savaşlarıyla Türkiye’ye zorla yaptırılan savaşlarda aranmalıdır. Doğu vilayetlerinde Müslüman nüfus sayısı 4.000.000 iken, 3.000.000’un altına, batı vilayetlerinde 3.500.000’dan 2.000.000’a düşmüştür. Aradan eksik olanlar başka bir deyimle 2.500.000 kadar insan savaş yıllarının kurbanlarıdır...
Lord Curzon, Türkiye gibi geniş bir ülkede Ermenilere bir köşe bulup bulunmayacağını sordu. Bu konuya ilişkin olarak Türkiye’nin yüzölçümü ile kıyaslanamayacak kadar büyük toprakları olan devletlerin bulunduğunu hatırlatırım".
Venizelos da nasibini aldı
İsmet Paşa’dan sonra Yunan Heyeti Başkanı M. Venizelos söz alarak Türkiye’deki Rum azınlığından ve Ermenilerin dramatik durumundan bahsetmesi üzerine İsmet Paşa sert bir tavırla şu mukabelede bulunmuştur:
"M. Venizelos küçük Asya’nın Yunanlılarca işgal edilişinin Ermeniler için yeni acılar, yeni talihsizlikler kaynağı olduğunu şüphesiz görmezlikten gelmektedir. Bu zavallı halk zorla silah altına alınmış Yunan Ordusu saflarına katılmıştır... Ermeniler cepheye gönderilmiş ve Türklere ateş etmeye zorlanmışlardır. Bozgundan sonra çok büyük yakıp yıkmalara girişilmiştir. Üstelik Yunan makamları işlenmiş bu bütün suçları Ermenilerin üzerine atmak için kasıtlı propagandalar yapmaya koyulmuşlardır. Daha sonra, Yunanlılar Asya’dan çekip gittikleri zaman Ermenileri de birlikte sürüklemişlerdir.
Dünyada Ermenilerin başına gelenlere acımaya cesaret edebilecek hükümetlerden en sonuncusunun, Ermenilerin başına gelen talihsizliklerin doğrudan doğruya yaratıcısı durumundaki Yunan Hükümeti’nin olacağını kabul etmek zorunludur".
İsmet Paşa’nın bu tarihi açıklamalarından sonra Ermeni konusu, genel kurul görüşmelerinde bir daha konuşulmamıştır. Bunun üzerine Ermenilerle Ermeni destekçileri Azınlıklar Alt Komisyonu’nda dertlerini dile getirmek için mücadele etmişler ise de, alt komitedeki Türk temsilcisi Rıza Nur Bey’in şu sözleriyle karşılaşmışlardır: "Müttefik devletlerin biraz önce bildiri dağıttıklarını ve bunda kendilerinin haklı olduklarını görüyorum. Çünkü kendilerini Ermenilere karşı moral yükümlülükler altına koymuşlardır. (Devam edecek)