ATATÜRK VE ANKARA -4-

ATATÜRK VE ANKARA -4-

Anadolu’nun bu temiz halkı ile görüştükçe girişimimin doğruluğu her gün artıyordu

Sivas çalışmaları özellikle öneme sahipti. Çünkü Damat Ferit Hükümeti oradan düşürülmüş ve İstanbul oradan Mebusan Meclisi seçimine zorunlu kılınmıştı. Paşanın bu konudaki sözlerini aşağıda yazıyorum. 

Amasya’da imzalanan protokol 

-Tokat, Sivas, Erzurum görüşmeleri gönlümde büyük rahatlık uyandırdı. Anadolu’nun bu temiz halkı ile -fakat halkı ile diyorum, dikkat ediniz- görüştükçe girişimimin doğruluğu konusundaki görüşüm her gün daha çok artıyordu. Yeniden Erzurum’dan Sivas’a Genel Kongre’yi açmak üzere geldiğim zaman ve bütün kongre sırasında biraz sıkıntı çektik ki, bunlar artık bilinmiş şeylerdir. Ancak her şeye rağmen memnunduk, çünkü İstanbul’u milletvekili seçimine zorlamıştı. Yalnız benim unutamayacağım üzücü bir başarısızlık olmuştur. Doğal olarak bilginiz olmuştur ki Sivas’ta bulunduğum sıralarda İstanbul’dan gönderilen İstanbul Hükümeti’nin Deniz İşleri Bakanı (Bahriye Nazırı) ile Amasya’dabir protokol imzaladık.

 O protokolün içeriği arasında asıl olarak şu vardı: “Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da açılışının felâkete neden olacağı gerçeğini İstanbul Deniz İşleri Bakanı kabul etmiştir. Meclisin Anadolu’da uygun bir yerde açılışını sağlamaya çalışacaktır. Bunda başarılı olmazsa kendisi kesinlikle bakanlıktan ayrılacak ve bütün kabinenin görevden ayrılmasını sağlamaya çalışacaktır.” İşte bu olmamıştır. Bu görüşümün doğruluğunu yazık ki hemen hiç kimseye onaylattıramadım. İnsanlar gariptir. Bazen en akıllılarının bile, gerçeklerin sadeliği karşısında görüşleri boşa gider. İstanbul’un 16 Mart’ta işgalinden sonra, Anadolu’ya geçerken Kocaeli yarımadası içinde; Kuşçalı’da rastladığım gezici bir telgraf merkezi aracılığıyla o zaman Ankara’da bulunan Paşa ile haberleşmiş, kendilerine bazı sorular sorarak rahatlık verici cevaplar almıştım. Altı gün sonra Ankara’ya vardığımda durumu bu güvenceyle birlikte bulmamakla birlikte Paşa’nın en kesin ve herkese güvenverici bir rahatlık içinde olduğunu görmüştüm. Bu  anıları andık. Paşa da hatırladı ve açıkladı: Ankara’da gerçekleri anladınız -Evet Kuşçalı’dan çektiğiniz telgrafı hatırladım. Bana bazı sorular soruyordunuz. Örneğin, dünyayla telsiz telgraf haberleşmesi sağlanıp sağlanamadığından, cephane ve savaş gereçlerinin yeterli olup olmadığından, Yunan ordusunundurumuna dikkat çekmekten oluşmaktaydı  sanırım. Sorularınızı cevapsız bırakmadım değil mi? Ancak doğal olarak Ankara’ya gidişinizde bütün gerçekleri anladınız.