Atatürk vasiyetinde Vatikan için ne dedi?

Dünkü yazımızda Atatürk’ün ölümünden 50 yıl sonra açıklanması için yazıp noter huzurunda mühürleyerek bir zarfa koyduğu, Ziraat Bankası kasalarında kilitli tutulan vasiyetinin Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı döneminde açıldığını, fakat “Açıklanması sakıncalıdır” diyerek milletten gizlendiğinden söz etmiş ve böyle bir vasiyet için vardı-yoktu diye tartışmanın anlamı yok dedikten sonra şöyle noktalamıştık:
“-Çünkü böyle bir vasiyetin var olduğunu Kenan Evren kabul ediyor ve bu kabulü de mahkeme kayıtlarına geçmiş bulunuyor.”
Evet, konu mahkemelik...
Üstelik, iç hukuk yolları tüketildiği için de konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmış bulunuyor.
Davayı açanlar ise Mersinli işadamları Baba Alaaddin Tumluer ile oğlu Meriç Tumluer. Baba-oğul Tumluerler önce 12 Nisan 2005 tarihinde Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müracaat ediyorlar.
İlgili mahkeme hâkimiyle aralarında güven sarsıcı bir diyalog gelişmesi üzerine davayı resmen açmak için Dosya Tevzi Bürosu’na başvuruluyor ve dosya 12 Nisan 2005 tarihinde 12. Sulh Hukuk (Tereke) Mahkemesi Hâkimliği’ne havale ediliyor. 4 Mayıs 2005 tarihinde ilk duruşma başlıyor. Bu duruşmada Tumluerler Atatürk’ün gizlenen vasiyetinin bulunması için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı başta olmak üzere resmi makamlara yaptıkları her türlü müracaatların faks, telgraf ve fotokopilerini mahkemeye takdim ediyorlar.
Kenan Evren’in böyle bir vasiyetin varlığından haberdar olduğuna dair bilgi de işte bu duruşmada Baba Alaaddin Tumluer’in, “Gizli vasiyetle ilgili 7. Cumhurbaşkanı Sayın A. Kenan Evren’le görüşmek üzere 20 Ocak 1992 yılında Marmaris Armutalan’a giderek görüştüm” demesi ve Kenan Evren’in vasiyetin varlığını kabul ettiğini, ancak kendisinin artık emekli olduğunu, bu gizli vasiyetin Genelkurmay’da saklandığını, gizli vasiyeti açıp okuma görevinin Genelkurmay Başkanlığı’nda olduğunu söyledi, demesi ile mahkeme kayıtlarına geçmiş bulunuyor...
Baba-oğul Tumluerlerin büyük dedeleri görevi dolayısıyla Atatürk’ün çok yakınında bir isim ve belli ki “gizli vasiyetten” haberdar. Dede Tumluer’in oğullarına vasiyetin gizlenen bölümünün peşine düşmeleri hususunda bir vasiyeti var.
Baba-oğul Tumluerler bugüne kadar Atatürk’ün vasiyetinin sadece birinci sayfasının açıklandığına, kalan çok önemli bölümlerinin ise gizlendiğine “kesine” yakın inanıyorlar. Onun için resmî kurumların kapıları ve mahkeme eşiklerini “Vasiyetin gizlenen bölümünü açıklayın” diye aşındırıyor ve bu konuda iç hukuk yollarını tükettikleri için de meseleyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımış bulunuyorlar.
İşte “Vatikan” da Tumluerlerin 31 Mayıs 2007 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne verdikleri dilekçenin ilk paragrafında aşağıdaki şekilde geçiyor:
“Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucusu ve 1. Cumhurbaşkanı olan Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün sağlığında, eski Türkçe olarak kaleme aldığı, bilinen fakat eksik açıklanan vasiyetnamesinin devamı olan ölümünden 50 yıl sonra açılmasını istediği, Türk milletini, Türk-İslâm âlemini, Vatikan’ı ve dolayısıyla beşeriyeti ilgilendiren bir gizli vasiyetnamesi vardır..”
İlginç değil mi!
İnsan, Atatürk, Vatikan için acaba neler söyledi diye merak ediyor.
İyi de, Tumluerler bütün bunları nereden biliyor?
Dedik ya, dedeleri belli ki bu vasiyetnamenin muhtevasından haberdar ve ölmeden önce bu bilgileri evlatları ile paylaşmış...
Bakalım AİHM bu konuda ne karar verecek ve AİHM’nin vereceği karara Türkiye’deki ilgili kurumlar ne kadar saygı gösterecek?..
Biz baba-oğul Tumluerlere, “Allah tamamına erdirsin” diye dua ediyoruz ve sizlerin konuyla ilgili daha fazla bilgilenebilmeniz için, www.ataturkungizlivasiyeti.com http://www.ataturkungizlivasiyeti.com sitesine şöyle bir uğramanızı öneriyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları