18 Temmuz 1934 günü, Ankara’dan Hariciye’nin ulaştırdığı, Kuşadası hadisesi, bir önceki gecenin neşesini kaçırmışa benziyordu. Zira, iki İngiliz subayının yaralanması, Türkiye ile siyasi gerginliğe sebep olabilirdi. Gazi, çevresinin üzüntüsünü hissedince, Cevad Abbas’ı yanına davetle “Türk askeri, kendisine düşen vazifeyi yapmıştır” şeklinde cevabi telgrafın, Ankara’ya gönderilmesi talimatını verdi.
Reis-i Cumhur’a Halkevi’nin hatıra defteri arz edildi. “Bolu Halkevi’nde bir gece kaldım. Bolu’nun güzelliğinden, halkın coşkun sevinçlerinden çok mütehassis oldum. 18.VII. 1934.
Gazi Mustafa Kemal” cümlelerini mürekkepli kalemi ile yazdı.
Mustafa Kemal, yine Bolulular’ın coşkun kalabalığı ile Düzce’ye uğurlandı. Bütün ileri gelenler, vilayet ve belediye yetkililerince Borazanlar, Paşa köyü, Berberler, Zincirlikuyu Ayrılık çeşmesine kadar, kafileyi takip ettiler.
1935 yılında yayınlanan kutlama kitabında, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Bolu ziyareti ve bıraktığı izler şöyledir.
“Yıllarca bekledikten, yolunu gözledikten sonra. Bolulular, Atatürk’ü 17 Temmuz 1934’de aralarında gördüler.
Bolulular böyle bir günü o kadar çok beklemişlerdi ki, daha Atatürk Gerede’den çıkmadan Bolu’nun doğu tarafı, Hisar’ın altı binlerce insanla dolmuştu. O’nu ilk görmek kıvancını kimse ötekine vermek istemiyordu. Nihayet geldi. Aramıza girdi. Doya doya gördük. Güzel Bolu’muzu beğendi. İki gün içinde, O’nu aramızda, o kadar benimsemiştik ki, gidişi ile Bolu, bomboş gibi oldu.
Bolu, O’nun Bolu’ya ayak bastığı günü, 17 Temmuz gününü, bayram günü olarak kabul etti. Her yıl 17 Temmuz, sonsuz bir coşkunlukla, kutlanıyor. Şimdi her yıl tekrarlanan bu büyük günde bütün Bolulular’ın aradığı, hasretle gözlediği bir çehre var. Bir kere aralarında gördükleri, büyük Türk’ü, bir daha aralarında görmek.”
Bolu Urayı’nın yazısında da vurgulandığı gibi 17 Temmuz, Ata’nın Bolu topraklarına ayak basışı, bayram günü kabul edilmiştir. Her yıl aynı tarihte resmi törenle, 1934 yılının yıldönümü kutlanmaktadır. Şimdi, Türk ve dünya turizminin gözdesi Abant, 1935’den beri her yıl bayram şenliklerine sahne olmuştur. 1940’da Mahfel civarında, Hükümet ve Kışla’nın yanında, Düzce şosesi üzerinde heykeli ve park düzenlemesi yapılmıştır. Heykeltıraş Nejat Sirel (1897-1959) Bursa’dan sonra, en görkemli anıtı, Bolululara kazandırmıştı. Bolu kültür hayatının mühim siması M.Karamanoğlu, 1934 yılı ile ilgili olarak “Gazi dolması” hikâyesinden bahsetmektedir.