ATATÜRK BOLU VE SAKARYA’DA (17 Temmuz 2013)

ATATÜRK BOLU VE SAKARYA’DA (17 Temmuz 2013)

ATATÜRK BOLU VE SAKARYA’DA

Meydana gelen olumsuz hadiseler sürekli yöre ile ilgilenmesini zorunlu kılmıştır

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yurt içi gezileri Bolu ve Sakarya’ya da olmuştur. 1922-1923-1938 yılları arasında, resmi seyahatler, araştırma konusu yapılarak değerlendirilmediği için, kamuoyunun meçhulü kalmıştır.
Milli Mücadele’de Bolu, mutasarrıflık, Cumhuriyet’te vilâyet merkezidir. II. Sultan Abdûlhamit devri yıllıklarında, Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi idi. Sultan Mehmed Reşad zamanında "Bolu Mutasarrıflığı" ismi ile mülki yönetim birimi olarak göze çarpmaktadır.
1341/1925’de tamamlanan yıllıkta (salname) Bolu Mutasarrıflığına dair şu bilgiler verilmektedir:
"İlân-ı Meşrutiyet-i müteakib müstakil livalar sırasına geçtiği zaman Bolu Livası merkez kazasından başka; Zonguldak, Ereğli, Bartın, Devrek, Gerede, Düzce, Mudurnu, Göynük isimlerinde sekiz kazayı ihtiva ediyordu. 1336 sene-i maliyesinde Zonguldak, Ereğli, Bartın, Devrek kazaları ayrılarak, Müstakil Zonguldak Livası teşekkül ettiği cihetle, hâl-i hazırda Bolu Livası merkez kazası ile birlikte, Gerede, Düzce, Mudurnu, Göynük kazalarına inhisar etmiştir."
1923’ten sonra, vilâyet esasının kabul edilmesi ile, Bolu Mutasarrıflığı sone erdi ve Bolu Vilâyeti, mülki teşkilâtta yerini aldı. Merkez Bolu’dan başka Düzce, Gerede, Göynük, Mudurnu kazalarından meydana geliyordu. 1934’de aynı konuma sahip Akçaşehir, Akçakoca da kaza olarak, Bolu’ya bağlanmıştır.
Bolu ile İstanbul arasında kalan Sakarya Milli Mücadele ve sonrasında, Kocaeli de denilen Müstakil İzmit Mutasarrıflığı 1846’da Kastamonu Eyaleti, 1867 Vilâyet Nizamnamesi ile Hüdâvendigar (Bursa) ve 1888’deki idari değişiklikle teşkil edildi. Yalova, Karamürsel, Kandıra, Geyve ve Adapazarı gibi kazaların biriydi. 1918’de İznik’in eklenmesi ile sayı sekize yükseldi. Son zamanların tanınmış mutasarrıfları İbrahim Süreyya, Mahmud Mahir, Ahmed Anzavur (ayrılış tarihi 10 Ağustos 1919) ve Ali Suad Bey’dir. Adapazarı, aynı zamanda, mutasarrıflığın gözde kasabası idi. 1917’de Kaymakam Fuad idi(Carım). Recai Nüzhet’in üç aylık görevinden sonra Tahir Bey, 13 Ağustos 1919’de buraya gönderilmişti. Bir ara demiryolu ile Arifiye üzerinden Doğançay, Geyve, Akhisar, Eskişehir’e, Sapanca istasyonuyla da İzmit ve İstanbul’a bağlı bulunuyordu.
Bolu, MHC ve Kuva-yı Milliye çalışmaları ile Mustafa Kemal’in dikkatini çeken ilk sancaklardandı. Erzurum ve Sivas Kongreleri, Amasya görüşmeleri Bolu kamuoyunca takip edilmiş, Bolu Gazetesi de gelişmeleri takip etmişti. Mutasarrıf Ali Haydar (Yuluğ) I. Düzce ayaklanmasının bastırılışına kadar sancağı yönetmiş; kongreciler, Heyet-i Temsiliye ve BMM ile haberleşmede mühim roller oynamıştır.
Adapazarı’nın bağlı olduğu İzmit’te, İstanbul Hükümeti’nin Ahmed Anzavur’dan sonra tayin ettiği Ali Suad Bey mutasarrıftı. Adapazarı’nda ise kaymakam Tahir (Barlas), Geyve’de Hamdi Namık (Gör)dü.
Amasya görüşmeleri ve BMM’nin açılışına doğru, Sefine-i Nuh’a benzetilen, Adapazarı’nda Akyazı Hadisesi, Hikmet Bey Meselesi, I. Adapazarı Ayaklanması ve Yrb. Mahmud Bey’in Şehadeti, Mustafa Kemal Paşa’nın sürekli yöre ile ilgilenmesini zorunlu kılmıştır. (Devam edecek)